Pkk, 1984 yılında Eruh ve
Şemdinli baskınlarıyla adını duyurdu. Aslında Pkk daha önce de eylemler
yapardı. Ancak bu eylemler Kürdi örgütlere karşı suikast tertip etmek şeklinde
oluyordu. Amacı bütün Kürdi örgütleri tasfiye etmekti. Böylece sahada yalnız
kalacaktı. Süreç içerisinde birçok Kürdi örgütün elemanı başta İsveç olmak üzere
Avrupa’ya kaçtı. Bazıları da Pkk’nin içinde eridi.
Pkk ne zaman etkinlik kaybetse hemen ses getirecek bir eyleme başvurdu.
Kürtlerin güçlüden yana tavır koyduklarından hareketle, elinden silahını hiç
düşürmedi. Eylemlerin azalması ile birlikte gücü de azalacaktı. Bu bahane ile
eylem güç dengesini sürekli ayakta tutmaya çalıştı.
Özellikle seçim dönemlerinde Kürt milletine; “Ben buradayım, sakın ha yanlış
bir tercih yapmayasın” dercesine eylemlerini arttırdı. Daha önceki seçim süreçlerinden
edindiğimiz tecrübe ile şunu diyebiliriz ki Pkk her seçim öncesi eylemlerini
arttırır. Böylece Kürt milletinin tercihine müdahale eder. Olası bir başka
tercihin önüne geçer.
Son zamanlarda Türkiye mücadele sahasını yurt dışına taşımakla, sınır içinde
Pkk etkinliğini azaltmış görünüyor. Pkk’nin bazı üst düzey yetkilileri MİT’in
operasyonları sonucu öldürülüyor veya yakalanıyor.
Ancak şunu unutmamak gerekiyor. Pkk bugüne kadar en önemli kazanımlarını
Suriye’de elde etmiş durumdadır. Belirttiğimiz coğrafyada belirli bir etkinlik
seviyesine kavuşan Pkk, kazanımlarını berhava etmek istemiyor. Açıkçası
Suriye’de elde ettiklerini kaybetmemek için Türkiye’deki eylemlerine ara vermiş
gibi görünüyor.
Pkk isterse Türkiye’de yine eylem yapma kapasitesine sahiptir. Yapmıyorsa
yukarıda bahsettiğimiz Suriye’deki hassas dengeden dolayıdır. 1984’ten sonra
Türkiye’deki uygulamaların bir benzerini Suriye’de de uygulayan Pkk, sahada
yalnız kalmak amacındadır. Türkiye’deki Kürdi örgütleri tasfiye etmeyi başardı.
Bugün bölgede belirli bir etkinliği olan HÜDA PAR çevresi dışındaki birçok yapı
etkisizleştirildi. Ancak Suriye’de muhalif birçok Kürdün kanını dökerek alan
kontrolünü eline geçirdi.
Halihazırda seçimlere az bir süre kala kendisini Kürt seçmene tekrar
hatırlatmak istemektedir. Bunu da kan dökerek yapma ihtiyacı hissediyor. Çünkü
bugüne kadar bu yöntemden sonuç aldı. Eğer bölge insanının istenilen hizaya
gelmediğini görürse, bu kez halkın içinden belirli bazı şahıslara suikast
yapabilir. Böylece ensenizdeyim hissini iyice arttıracaktır.
Bu amaca ulaşmak için bölgede masum insanları ve hatta çoluk çocukları dahi
öldüren Pkk, çatışmanın namusunu da hayli kirletmiştir. HÜDA PAR, Kürt hakları
diye ağzını açtığında, bahsettiğimiz kirli savaş yüzünden hayli tepki
oluşmaktadır. Sorunun konuşulması gereken yer olan TBMM’de, Pkk’nin eylemlerini
tasvip etmeyen HÜDA PAR dahi susturulmaya çalışılmaktadır.
Kadim Kürt geleneklerine bu kadar muhalif bir yapının, Kürtler arasında
taraftar bulmasının en bariz sebebi, Devletin belirli zaman dilimlerinde
uyguladığı politikalardır. İnsanları bilerek ve de isteyerek Pkk’ye yönlendirme
intibaı uyandıran bu yöntemler, bölge insanına Pkk’nin kapısından başka gidecek
bir yer bırakmamıştır.
Ben bölgede doğdum ve yıllarca orada yaşadım. Devletin akıl almaz uygulamaları
karşısında hayretler içerisinde kalırdım. Bölgedeki bu uygulamalardan Pkk son
derece memnun olurdu. Çünkü her yapılan uygulamadan sonra bölge halkının Pkk’ye
teveccühü artardı.
Toparlayacak olursak seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde Pkk’nin seçim çalışmalarına başladığını, bunu eylem yaparak hissettirdiğini söyleyebiliriz.