Tamam, rezil ve sürtük
birisinin imam-hatip okullarına hakaret etmesine göz yumulmadı, duyarlı olan
herkes harekete geçti, ayağa kalktı, protesto etti, kısacası üzerlerine düşeni
yaptı, bir anlamda neticesini de gösterdi sayılır.
Fakat anlayamadığımız bir şey
var; imam-hatip okullarına yapılan bu hakareti internet üzerinden protesto
edenlerin neredeyse tamamına yakını hakaret eden rezil kişiyi ve o anda
sergilediği rezil görüntüyü güya kötüleme adına olduğu gibi yeniden gösterime
sunmaları ne anlama geliyor?
Hayret ki hayret!
Allah aşkına, bundan niçin
rahatsız olmuyoruz? Bu görüntüleri birbirimize iletirken hiç mi tedirginlik
yaşamıyoruz? Bundan nasıl bir fayda bekliyoruz?
Söz konusu rezil sahneleri izleyen
kardeşlerimizin sadece öfkelerinin kabaracağını mı düşünüyoruz? O esnada
kendimizi nasıl hissediyoruz? İffetimizin erozyona uğradığının farkına
varamıyor muyuz?
Unutmayalım, Müslüman iffet
sahibidir, Müslüman için iffet ve haya sahibi olmak bir ayrıcalıktır, iffetine
halel getirecek her şeyden uzak durmalıdır.
Geçen günkü yazımızda
belirttiğimizi bir daha tekrar edelim;
Kötülükler asla detaylarıyla
anlatılamaz, aktarılamaz, kötülükler, çirkeflikler asla yeniden tasvir
edilemez. Bediuzzaman’ın ifade ettiği gibi; Bâtılı tasvir etmek saf gönülleri
tadlil eder, dalalete düşürür.
İslam hukukunda ahlaki suçlar
adaletli bir hüküm verilebilmesi için ancak mahkemede Kadı Efendinin istemesi
üzerine detaylıca sorgulanabilir.
Üstelik şu anda yapılanın adı
tasvirden ve detaylıca anlatımdan da öte bir iğrençliği olduğu gibi yeniden
göstermektir.
İslam’la savaş halinde olan
küfür ve ahlaksızlar cephesinin en büyük arzusu iğrençliklerinin detaylı bir
şekilde topluma yayılmasıdır. Çalışmalarına baktığımızda bunu hepimiz çok
rahatlıkla görmekteyiz. Hedef; Müminler arasında fuhşiyatı yaymak, doğal bir
şeymiş gibi göstermek ve kanıksatmaktır.
Hiç olmazsa buna biz vesile
olmamalıyız, farkında olmadan onların hedefe ulaşmasına yardımcı olmamalıyız.
Aslında hayatın bütün alanlarında
bu ince noktaya çok dikkat etmeliyiz.
Bir aile reisi, bir öğretmen
veya bir büyük olarak diyelim ki bir çocuk ötekini “sövdü, küfretti” diye bize
şikâyet etse biz asla o küfrün ve sövmenin açılımın, detayını “ne dedi, nasıl
sövdü” diye öğrenmeye kalkışmamalıyız.
Sadece çocuklar arasında
cereyan eden kötülükler değil çevremizde vuku bulan her türlü kötülüğü
deşelemekten, irdelemekten kaçınmalıyız.
Lütfen çamurdan geçerken çok
dikkatli olmalıyız, hiçbir yere sıçratmamalıyız.