İçinde Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu
Kudüs’ün Selahâddîn-i Eyyûbi tarafından 2 Ekim 1187 tarihinde Haçlıların
esaretinden kurtarmasının yıldönümünde Diyarbakır’da 2 program yapıldı.
HÜDA PAR Gençlik Kolları 15 Temmuz
Şehitler Parkı'nda "Kudüs'ün Fethi" programı, Selahaddin-i Eyyubi
Enstitüsü ve İTTİHADUL ULEMA tarafından da “4. Uluslararası Selâhaddîn-i Eyyûbî
Sempozyumu” düzenlendi.
İki programa da ülkemizin her tarafından
gelen âlim, aydın ve akademisyenlerin yanı sıra HAMAS ve İslami Cihad’tan
yetkililer katıldı.
Partisinin Gençlik Kolları’nın
düzenlediği programda konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Gençlik
Politikaları Başkanı Hüseyin İmir, Kudüs’ün, bütün ümmetin ortak davası
olduğunu belirterek, bütün Müslümanların burada taraf olduğunu ve üzerine
düşeni yapması gerektiğini kaydetti.
Selahaddin-i Eyyubi'nin Aksa ve
Kudüs’te 88 yıllık Haçlı işgalini sonlandırdığını dile getiren İmir, “Kudüs
bizim için itikattır, izzettir, onurdur, şereftir, imandır. Kudüs bizim için en
önemlisi bir akide meselesidir… Selahaddin, hiçbir Müslümanı dışlamadı,
ötekileştirmedi, kavmiyetçilik yapmadı. Kudüs davası etrafında Müslümanları
birleştirdi. Ümmet bir olursa Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşacağını çok iyi
biliyordu. Çünkü Kudüs, ümmetin ortak davasıdır.” Dedi.
Programa katılan İslami Cihad yetkilisi
Fuad Kasım Arafat, Selahaddin-i Eyyubi'nin ümmeti birleştirdiğini ve
Kur'an-sünnet üzerine yetişmiş bir nesille Kudüs'ü fethettiğine dikkat çekerek,
Kudüs'ün yeniden bu yollarla özgürlüğüne kavuşabileceğini söyledi.
HAMAS Dış İlişkiler Temsilcisi Usame
Hamdan da, tüm zorluklara rağmen İslam ümmetinin Mescid-i Aksa'yı özgürlüğüne
kavuşturmaya muktedir olduğuna dikkat çekerek, bunun en büyük örneğinin Selahaddin-i
Eyyubi ve mücadelesi olduğuna işaret etti.
Geniş bir katılımın olduğu programda ezgi
ve ilahiler seslendirildi, sık sık tekbir getirilerek, işgalci rejim tel’in
edildi.
İTTİHADUL ULEMA Genel Sekreteri Molla
Muhammed Özer'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen 4. Uluslararası Selâhaddîn-i
Eyyûbî Sempozyumu’nda ise ilk olarak Selahaddin-i Eyyubi Enstitüsü (SALAH)
Genel Başkanı Mehmet Eşin selamlama konuşması yaptı.
Eşin'in selamlama konuşmasının ardından
HAMAS liderlerinden Usame Hamdan ile Kudüs Esirlerinden Sorumlu Fuat Kasım
Arafat da selamlama konuşması yaptılar.
Sempozyuma konuşmacı olarak katılan SDAM
Başkanı Dr. Abdulkadir Turan, Kudüs’ün geçmişte istilasına yol açan ana etkenin
Müslümanların ihtilafı ve bölünmüşlüğü olduğuna dikkat çekerek, Selahaddin-i
Eyyubi'nin bu bölünmüşlüğü ortadan kaldırarak Kudüs'ü fethettiğini kaydetti.
Sempozyumda söz alan Molla Remzi Uçar da,
işgalci rejimle normalleşme için atılan adımlarda Filistinli Müslümanların
hiçbir menfaatinin söz konusu olmadığını ve atılan bu adımların şer'an haram
olduğunu ve normalleşmenin amaçlarından birinin siyonist rejimi meşrulaştırmak
olduğunu söyledi.
Kudüs'ün özgürlüğü önündeki askeri ve
siyasi etkileri hakkında bir sunum yapan Siyasi Kalkınma Vizyonu Merkezi Genel
Müdürü Dr. Ahmed Atawna, Filistin'in işgal edilmesinin İslam ümmetinin
gelişmesinin önündeki en büyük engel olduğuna vurgu yaptı.
Filistin tarihinde iki önemli isimden
bahsedilebileceğine değinen Atawna, “Bunlardan birinin Hazreti Ömer, diğeri ise
Selahaddin Eyyubi'dir. Ve bizler, Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturacak üçüncü bir
ismin çıkmasını bekliyoruz… Kudüs tutsak olduğu müddetçe de İslam ümmetinin
huzura kavuşamayacak" diye konuştu.
Selâhaddîn-i Eyyûbî Sempozyumu sonunda 10
maddeden oluşan sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede; Kudüs’ün istilasının
arka planında yatan en önemli etkenin, Müslümanların ihtilafı olduğu ve ümmetin
birliğinin sağlanması gerektiği ve işgalcilerle normalleşme girişimlerinin
hiçbir mazeretle meşru görülemeyeceğine dikkat çekildi.
Kudüs bilinci ve Kudüs ruhu bu tür
program ve etkinlikler vesilesiyle devamlı diri tutulmalı ve gençlerimiz ile
çocuklarımıza bu bilinç ve ruh aşılanmalıdır. Küresel Kudüs İntifadasını
ve direnişini ümmet olarak her platformda devam ettirelim ve Kudüs ve Mescid-i
Aksa’yı sürekli gündemimizde tutalım. Ümmet olarak Kudüs davası etrafında
birlik olup, İslam düşmanlarına karşı yekvücut olmalıyız. İslam düşmanlarının
aramıza nifak ve fitne koymalarına fırsat vermeyelim. O zaman ALLAH’ın yardımı
ve Peygamber efendimizin müjdesi gerçekleşecektir inşallah.