0

                                

 Zaman hızla geçiyor farkındayız değil mi? Öyle bir hız ki yetişebilene aşk olsun. Seçime son günler kala bir şeyleri hatırlatma ihtiyacını hissettim. O ihtiyaç da, bana göre zaruri bir ihtiyaç. Heppinizin malumudur ki, seçime parti olarak giren partiler yalnış adaylarla seçmenlerini hayal kırıklığına uğrattılar. Sanki aday adaylarının listelerini rakip partilere vererek seçtirmişlardir. Yani seçmenlerinin görüş, istek ve tercihlerini gözardı edip adete dalga geçmişlerdir.

Partiler dışında da Batman'ımıza hizmeti getirme adına üç bağımsız milletvekili adayları da seçmenlerinden seçtirilmeleri için oy bekleyecekler.

Ama bir tanesi var ki beklemekten çok halkla içli dışlı olma yolunda kısa zaman diliminde bir hayli mesafe kat etmiş kendini hemşehrilerine kabullendirmiştir. Çoğunuz tahmin etmişsinizdir. Salih babanın Salih evladı diye nam salan Batman'lıların gönlüne taht kurmuş Rahmetli Salih Gök'ün oğlu Aydın Gök. Babası gibi hizmete talip. Hak yolda kararlı adımlarla yürüyeceğine şüphem olmayan Gök, daha ilk defa milletvekili olma yoluna girmiş bulunmaktadır. Kararlılığı, dik duruşu, ezilmişlerin seslerine ses olma yolunda ilerleyen Gök, beni peygamber zamanında olan bir misale kadar götürdü. Bir seçmen kararını isabetli mi? İsabetsiz mi? Verdiğine güzel bir örnek.

Yıllar önce kaçırdığı bir fırsatın telafi yarışına giren Afîf İbn Ömer ismindeki bir sahabe, yıllar sonra üzüntü ve hicran içinde şunları anlatacaktı. Ben, ticaretle uğraşan bir adamdım. Bir hac mevsiminde Mekke’ye gelmiştim. Abbas İbn Abdulmuttalib, kadim dostumdu; ben ondan mal alırdım, o da benden alışveriş yapardı. Onu sordum ve Mina’da olduğunu öğrenince de doğruca buraya geldim. Nihayet arayıp bulmuştum. Oturup bir müddet muhabbete daldık. Biz, kendi halimizde vakit geçirirken oraya birisi geldi. Önce şöyle güneşe bir baktı ve ardından da beklemeye durdu. Tam güneş zevale kaymıştı ki, kalktı ve namaza durdu. Ardından da bir kadın geldi ve o da namaza durdu. Sonra bir çocuk yetişti onlara ve o da onlarla birlikte namaza durdu. Abbas’a sordum.

-Bu da ne ey Abbas? Yeni bir din mi?

-Bu, Abdullah’ın oğlu Muhammed; Allah’ın kendisini peygamber olarak gönderdiğini söylüyor ve Kisrâ ile Kayser saraylarının kendisine açılacağını sanıyor. Kadın ise, O’na ilk inanan insan Hatice Binti Huveylid. Çocuğa gelince o da, Ali İbn Ebî Tâlib’dir; O’nun amcasının oğlu ve o da O’na ilk inananlardan.

Ve bu üçünden başka inanan yok dedi Abbas. Bende ticaretimle uğraşmak için oradan ayrıldım. Daha sonra yolum Mekke’ye düşünce gördüm ki "O"na iman edenler çoğalmış hakiketen de Kisrâ ve Kayser sarayları fethedilmişti.

Bunları anlattıktan sonra Afîf İbn Ömer, “Keşke o gün onların dördüncüsü (Ebubekir) ben olsaydım!” diyecek ve ilk günlerde iman etme fırsatını kaçırmış olmanın üzüntüsüyle iç geçirecekti.

Benim de demem o ki; Aydın Gök, peygamberimiz (s.a.v.)'i örnek alan birisi olarak yeni bir ilk peşindedir o da islami muhalefet. Bu islami muhalefetin önü açık olması hasebiyle elbette ilk gelenlerle, son gelenler bir olamazlar. Gelin bu islami muhalefeti hep beraber meclise taşıyalım, ilklerden olalım, 'Ebubekir' olalım. Ebubekir olalım ki, Sıddıklardan olalım. Ebubekir olalım ki, Afîf ibn Ömer gibi üzüntüden iç geçirmeyelim.

 

Ebubekir olmak dileğiyle hayırlı seçimler.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *