0

 

 

Bu haftaki köşemizde, Batman Gercüş ilçe merkezinin 10 kilometre doğusunda bulunan, aynı zamanda Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in de köyü olan 65 haneden oluşan yaklaşık 400 nüfuslu Arıca (Kefre) köyünde son zamanlarda olanları ele alacağız. Konumuz ise ilginç. Tamamı Müslüman olan köyde, cami yıkılmaya yakın olduğu halde kimsenin sahip çıkmadığı görülürken, ama aynı köyde tek bir Süryani'nin olmadığı harabe halinde olan kilise yeniden inşa edildi, bilgisi basına yansıdı.

Harap durumda olan ve cemaati yüz yıl önce bölgeyi terk ettiği için kendi haline bırakılan, iklim ve doğa şartlarının tahribatı sonucu duvarları yıkılan ve büyük bir kısmı çöken Manastır, 3 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından eski haline göre çok daha büyük bir şekilde yeniden inşa edilerek Hristiyanların ibadetine açıldı.

Süryaniler, 100 yıl sonra manastırda inançları gereği mum yaktı. Üzerinde yeni bir kilisenin de inşa edildiği Manastır'ın aslının 600 metrekare olduğu, restorasyonda aslına bağlı kalınmadan kilisenin bunun 3-4 katı büyüklüğünde bir alana inşa edildiği bilgisi de dikkatlerden kaçmadı. Ama aynı köyün camisi eski ve harabe olduğu halde bir iyileştirme olmaması aslında meselenin ibadethanelere verilen önemden kaynaklanmadığını vurgulamak isterim.

Bu köyde kilisenin olması mı ilginç? Kesinlikle hayır. Kiliseler bir çok İslâm beldelerinde (buna Türkiye de dahil) ibadete açık vaziyette mevcuttur. İlginç olan şu ki, İslâm topraklarında yıkılmaya yüz tutmuş iki mabet bulunsa (cami, kilise) ve bu mabetlerden birinin cemaati çok, birinin yoksa kalkıp cemaati olmayan ibadethanenin onarımı yapılsa, diğeri görmezden gelinse konu bir hayli ilginç olur değil mi? Meselemiz de tam bu...

Gidiş gelişi çok olan bir yolun kenarında harabe olan bir kiliseyi, gelip gideni olur düşüncesiyle onarılsa kimsenin diyeceği bir şey olmaz. Fakat hiç bir Süryani’nin yaşamadığı bir köyde, cemaatinin de 100 yıldır uğramadığı bir kiliseyi milyarlarca para harcayıp onarılması çok dikkatimi çekti. Hele ki içinde olunan zaman (Türkiye ve Suriye’de yapılan operasyonlar) göz önüne getirildiği vakit yatırırım çok gereksiz olduğu görülecektir.

Çevresinde tarım arazileri dışında hiçbir yapı bulunmayan Manastır'ın sorumlusu Rahip Edip Daniel, Mor Aho Manastırı'nın onarılıp üzerine yeni bir kilise yapılmasında katkısı olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e memnuniyetini dile getiriyor. Ve diyor ki; Köyde şu an hiçbir Süryani'nin olmadığını ve genellikle Süryanilerin Avrupa ülkelerinde yaşadıklarını belirten Rahip Daniel, "sadece bir Süryani bile gelse kilisenin onarılmasının önemli olduğunu" belirterek kilisenin yapımına verdiği destek nedeniyle yetkililere teşekkür üstüne teşekkür ediyor.

Kendisi bile manastıra hiç bir Süryani’nin gelmeyeceğini biliyor. Ama umutludur, devlet yetkililerin verdiği destek ile Müslümanlar manastırı ziyaret edecek. Biri bile etkilense yeterlidir onun için.

Neden Müslümanların topraklarında ve hiç bir mensubu olmayan yerlerde kiliselere bu kadar önem verilmektedir? Daha öncesinde olan ve halen kullanılan kiliseleri kastetmiyorum. Cemaati olan ve yıkılmak üzere olan bir kilisenin de onarılmasına kimse bir şey diyemez. Ama soranı olmayan bir kiliseyi her şeyin zam aldığı, vatandaşın geçim sıkıntısı çektiği bir vakitte milyarlarca para aktarıp onarılması akıllarda soru işareti bıraktırıyor. Avrupa'da Gayr-i Müslimler camilerimizi yakıp yıkarken, Türkiye'de ve özellikle Doğu, Güneydoğu'da kilise inşa edilmeleri haklı olarak bizi düşündürmüyor değil...

Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler... Allah’a emanet olun...

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *