0

 Çocuklarına imanı aşılamak, İslami ahlakla şekillendirmek ve onları İslami mücadele saflarına kazandırmak her Müslüman annenin öncelikli görevidir. İslami bilinç sahibi annelerin yüreklerinde çoğunlukla bu hedefler yatar. Zira her Müslüman anne çocuğunun dünya ve ahiret mutluluğunu ister. Sıkıntılar çekmemesini, mutlu ve mesut olmasını arzular.

İslami bilinç sahibi anneler 15–20 yıl öncesine kadar çocuklarını istedikleri gibi büyütme ve istedikleri şekli verme imkanına sahiptiler,O günkü annelerinin gayretleri neticesinde çok sayıda çocuk İslami terbiye ile büyüme imkanı buldu.

Bugün de bu bilinci taşıyan, evlatlarının İslami ruhla büyümesini, günah ve haram bataklığına düşmemesini arzulayan çok sayıda anne var. Ancak bugünkü annelerin başarılarını engelleyen ve çocukların İslami ahlak çerçevesinde büyümelerini önleyen etkenlerin yanı sıra, zor ve zahmetli çabalara rağmen evlatlarını kontrol altında tutmaya güç yetirememe gibi sıkıntılar, toplumu tutuşturan etkilenmenin, bozulmanın ve yozlaşmanın Müslüman aileleri de zorladığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla ciddi programları olmayan, çocuklarını kontrolde tutamayan ve onları İslami ahlak üzere büyütmeye güç yetiremeyen annelerin sıkıntısı çok ve sorumlulukları büyüktür.

Bugünkü anneler her zamankinden daha ağır sorumluluklarla karşı karşıyadırlar. İstikbar dünyasının bir projesi olarak batı başkentlerinde hazırlanan programlar gençliğin dünya zevkine hitap ederken, onları etkileme ve arkalarından sürükleme amacı taşımaktadır.

Gençlerimiz bir bir dökülüyor. Büyük bir yok oluşla karşı karşıya bulunan yavrularımızın geleceği büyük tehlikelerle kuşatılmış. Eskisi gibi okuldan ya da sokaktan döndükten sonra dışarıyla ilişkileri kesilen, anne ve babanın dışında hükmedeni bulunmayan, her şeyleriyle kontrolümüzde tuttuğumuz ve istediğimiz şekli verdiğimiz ortamlardan büyük ölçüde mahrum hale geldik. Hayatı kolaylaştıran teknolojinin birçok yeniliği aynı zamanda çocuklarımızın geleceğinin büyük bir ipotek altına alınması anlamına gelmektedir. Amerika’da pazara çıkan bir bilgisayar oyunu, bir sinema filmi ya da üretilen yeni bir cep telefonu dünyanın dört bir yanında olduğu gibi aynı anda çocuklarımızın zihnini meşgul edebiliyor. Ve aynı anda Budist ya da Yahudi bir çocuğun ortak hedefine sahip olabiliyor çocuklarımız.

Oysa çocuklarımızın İslam’ın gündemiyle yetişmesi gerekiyor. Gittikleri her yerde Müslümanların sorunlarını konuşmaları, ülkeleri zalimlerin işgaline uğrayan, sefalet içinde yaşayan ya da emperyalist güçlerin bombaları altında can veren Müslümanları konuşmaları gerekiyor. Şahadetten ve Allah yolunda can veren gençlerden bahsetmeleri gerekiyor. Şehevi duygulara hitap eden ve güzel zaman geçirmeye ayarlı şeylerden uzak durmaları gerekiyor.

Ortam ve şartlar gençliğin geleceğini tehdit etmektedir. Dalgalı okyanuslarda anne ve babaların tek başlarına çocuklarını kontrol altında tutmaları ve İslami terbiye ile yetiştirmeleri zor bir hale gelmiştir. Bunun zor olması, çocukları İslami terbiye ile yetiştirmekten el etek çekmemiz anlamına gelmez. Hiçbir şart ve ortamda çocukları kendi başlarına bırakmak ya da ihmal etmek söz konusu olamaz. Zira her ihmal çocuklarımıza kıymak ve geleceklerini ateşe vermektir.

İslami dernekler, çocukların İslami terbiye ile yetişmesinde önemli roller oynamaktadır. Kimi derneklerin kapsamlı eğitici programları bulunmakta, burada görev alan şahıslar, ellerindeki fidanların İslami ahlak ve bilinçle yetişmesi için özveri ile çalışmaktadır. Anne ve babaların bu tür derneklerle doğrudan irtibatı, kontrollü şekilde çocuklarını buralara yönlendirmeleri, İslami ruh ve bilinçle yetişmelerinde büyük bir etken olacaktır.

Bugün okullar, büyük ölçüde fesat yuvasına dönüşmüş. Çocukları yoldan çıkarmaya çalışan ve nefsani arzuların peşine takmak için çabalayan bir sürü unsurla karşı karşıyayız. Çocukların zaafını yakaladıklarında şeytanın yaklaşması gibi yaklaşmakta, nefsi tetikleyen cazibeli teklifler yapmakta ve yoldan çıkarmaya çalışmaktadırlar. Çocuklarını okula gönderen anne ve babaların büyük bir hassasiyetle onları takip etmeleri, bozulma emareleri gördüklerinde üzerine eğilmeleri ve hatta okuldan almaları gerekir. Okuldan alınca çocukların gelecekleri karartılmıyor. Hatta kararmaya başlayan geleceği bu şekilde kurtarılıyor. Gün geçtikçe gelişen İslami medreseler, fitne ve fesattan uzak, çocukları İslami ahlak üzere yetiştiren en ideal kurumlardır. Buralara devam eden çocuklarla ilgili anneleri rahatsız edici bir durum söz konusu değildir. Zira buralardaki programların temelinde Kur’an ve sünnet vardır. Ders gören çocuklar hem İslami ilimleri öğrenmekte ve hem de Kur’an ve sünnet çerçevesinde yaşamaya çalışmaktadırlar.

Anneler… Sakın duygusal davranmayın. “Bir şey olmaz…,çocuğum okusun mühendis ya da doktor olsun”ifadeleriyle kendinizi avutmayın. Çocuğunuzun bulunduğu ortam İslami değilse, çocuğunuz İslami bir şahsiyet olarak yetişmiyorsa onun doktorluğu ya da mühendisliği yıkımdır. Ahiretini yitirmiş, İslam’ın çizgisinin uzağına düşmüş doktorların ya da mühendislerin ne kıymeti var?

Çocuklarınızı seviyorsanız, çevrenin söylentilerini, dünyalık yaklaşımları ve duygusallıkları bir kenara bırakın. Onları İslami ahlakla yetiştirdiğinizde ve İslami bilinç kazandırdığınızda hem dünyalarını kazanmalarına neden olursunuz hem ahiretlerini. Ahireti ötelediğiniz ve sadece dünyaya odaklandığınız zaman hem dünyalarını harap edersiniz hem de ahiretlerini. Arkanızdan bir fatiha bile okuyanınız olmaz. Ebedi âleme göçünce pişmanlıkların bir faydasını bulamazsınız…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *