211

Asrın Felaketi olarak adlandırılan depremde çok canımız yandı, çok acılar yaşadık, nice insanımızı kaybettik. Allah-u Teâlâ hayatını kaybedenlere rahmet etsin, mekânlarını cennet eylesin, makamlarını âli kılsın, yakınlarının ve sevdiklerinin sabırlarını artırsın. Ülke olarak hepimizin başı sağ olsun. 

Büyük yıkımlara sebep olan depremin ardından herkes bir seferberlik ruhuyla elinden geleni yapmaya çalıştı. İlk saatlerden itibaren bizler de Batman’da HÜDA PAR olarak Umut Kervanı ile koordineli bir şekilde hareket ederek çeşitli çalışmalar yaptık.

Depremin ardından hemen oluşturulan ve halen çok yoğun bir şekilde çalışmaları devam eden Koordinasyon Merkezi’nde yüzlerce yüz yüze ve çok sayıda telefonla görüşmeler yaparak yönlendirmeler yaptık, gelen yardımları kabul ettik, depremden etkilenen yerlere onlarca yardım tırı gönderdik.

Kimi günler gece 03.00’lere kadar yoğun çalıştık; birkaç saat dinlenme sonrasında sabah 06.00’da yeniden çalışmalara koyulduk. Üç saatlik dinlenme/uyku bizlere yetti. Çünkü o günler durma, yatma, istirahat etme günleri değildi. Herkes seferber olmuşken bizler duramazdık. Her kardeşimiz gibi bizler de bu bilinçle üzerimize düşenleri yerine getirmeye gayret ettik.

Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş gibi yerlerde üç öğün ve günlük binlerce kişiye sıcak yemekler çıkarabilecek aşevleri kurduk. Yüzlerce gönüllümüzü deprem bölgelerine gönderdik. Batman’dan giden 300’den fazla gönüllümüz hem yardım hem de arama çalışmalarına katıldı. Halen de ekiplerimiz deprem bölgelerinde çalışmalar yapmaktadırlar.

Deprem bölgelerine gitmek için adını yazdıran yüzlerce gönüllümüz halen sırada bekliyor. Her gün onlarca genç gelip “Hocam neden beni göndermiyorsun, ben de depremzedelere gidip yardımda bulunmak istiyorum. Allah rızası için beni de gönderin!” diye talepte bulunuyor.

Yasin Börü’nün misyonunu dava edinen aziz gençler sırf isimleri başa yazdırılsın diye Seydalar, Hocalar ve Başkanlar eşliğinde gelip adlarını yazdırıyor, kimisi listelerden isim seçerken dikkatimizi çeksin diye 3-4 defa farklı zamanlarda adını kaydettiriyor.

Şahidiz; bu süreçte insanlarımız tüm imkânlarıyla seferber oldular, ellerinden geleni yapmaya gayret ettiler. Bir kez daha yardımlaşma ve dayanışma neticesinde zorlukların aşılabileceğini, bir nebze de olsun sıkıntıların giderilebileceğini gördük.

Depremin yaralarının sarılmaya çalışıldığı süreçte çok iyi niyetli, çok yardımsever, çok fedakâr insanlarla tanıştık. Bu insanlar sırf bir can kurtulsun diye, sırf bir insan nefes almayı sürdürsün diye saatlerce, günlerce enkaz üzerinde çalışmalar yaptılar.

İğneyle kuyu kazmak ne kadar zor ise, enkaz yığınları arasında bir canlıya ulaşmak da o kadar zordur. İyiliksever, yardımsever civanmert insanlar bir can daha kurtulsun diye zorlukları göze alarak insani görevlerini gönüllü bir şekilde yapmaya çalıştılar.

İyi insanların var olduğunu gördüğümüz gibi art niyetli insanları da gördük bu süreçte. Yardım tırlarının önünü kesip yağmalamaya çalışan, enkaz altındaki değerli eşyaları çalan insanların var olduğu hakikatine de şahit olduk üzülerek.

Bir taraftan acılarımızı sarmaya çalışırken, vatandaşlarımıza yardımlarda bulunmaya devam ederken, depremzedeler dışarda kalmasın ve ilk etapta acil temel ihtiyaçları karşılansın diye yoğun bir mesai harcarken, diğer yandan ise İslam ile mesafeli olanların “Allah-u Ekber” düşmanlığına karşı İslami sorumluğumuzu yerine getirme çabasında olduk.

İnsanlar enkaz altında hayatta kalma mücadelesi verirken, enkazdan kurtulan insanlar ise dondurucu soğuklarla mücadele ederken, kimi siyasetçilerin ise kameraların önünde rant devşirme peşinde olduklarını, kimilerinin de bazı kurumların kendilerine randevu vermediği yönünde şikâyetlerde bulunduklarını gördük.

Deprem bizlere çok şey gösterdi, yeni şeyler öğretti, ölüm, hesap, ahiret hakikatini bir kez daha hatırlattı. Üzüntünün, hüznün, sevincin ve umudun birlikte nasıl yaşanabileceğini gösterdi bizlere. Dünya malının ne kadar kıymetsiz olduğunu, dünyevi kazanımları bir anda nasıl kaybedebileceğimizi, ev, araba, arsa ve paranın nasıl da bir anda hiçbir şey ifade etmediğini gösterdi bizlere. En önemlisi de, güç ve kudreti sonsuz olan Rabbimizin azametinin ne kadar da büyük olduğunu bir kez daha idrak etmemize ve bunlardan dersler almamıza sebep oldu.

Rabbimiz biz kullarına neyi takdir etmişse onda hikmetler vardır, onda beşer gözüyle fehmedemeyeceğimiz nice sırlar vardır. O bizim Rabbimizdir, O bizim sahibimizdir, O bizim yegâne yaratıcımızdır, O sonsuz ve sınırsız güç ve kudret sahibidir. O’ndan ne geldiyse razıyız, asla şikâyet etmeyiz. Nasıl ki Rabbimiz bizlere nimetler verdiği zaman şükrediyorsak, zorluklara duçar kaldığımızda da sabredeceğiz. İşte imtihan böyledir. Sen imtihanımızı kolaylaştır Rabbimiz, musibetlere karşı sabrımızı artır, istikamet üzere bir hayat yaşamayı ve imanlı bir şekilde huzuruna çıkmayı nasip et bizlere.

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *