Soykırımcı işgal rejimi, iki yıl önce Gazze’ye yönelik başlattığı vahşi ve yıkıcı saldırılarda, HAMAS’ı bitirip Kassam’ın elindeki esirlerini kurtarmayı hedeflemişti. İki yıl boyunca bütün imkânlarını seferber etmesine, Gazze’nin her tarafını adeta harabeye çevirmesine rağmen hedefine ulaşamadı; bir esirini bile müzakere ve anlaşma olmadan mücahitlerin elinden kurtaramadı.
Son tahlilde yapılan anlaşma gereği Kassam Tugayları’nın elinde bulunan esirler anlaşma neticesinde serbest bırakıldı. Buna mukabil işgal hapishanelerinde bulunan 1.966 Filistinli tutsak da özgürlüğüne kavuştu. Bunlardan kiminin çocukluğu, kiminin gençliği işgal zindanlarında geçmiş; bu süreç zarfında en ağır işkencelere maruz kalmış, en temel haklarından mahrum edilmişlerdi. Sağlıklı ve dinç olarak girdikleri zindanlardan hasta ve zayıf olarak çıkmışlardı.
Bugünkü köşemizde; serbest bırakılan ve kendisinden Yeni Yahya Sinvar diye söz ettikleri bir hareket adamından söz edeceğiz ve yazımızın sonunda serbest kaldıktan sonra yaptığı ilk açıklamalara yer vereceğiz. Adı Mahmut İsa. Henüz 25 yaşında genç bir delikanlıyken girdiği zindandan saç ve sakallarına ak düşmüş şekilde çıktı. 3 Haziran 1993 yılında 3 arkadaşıyla birlikte yakalandığında, İşgal Parlamentosu Knesset, Doğu Kudüs’ün en tehlikeli hücresinin çökertildiğini duyurdu. Sorgulama sürecinde en aşağılık yöntemlerle işkencelere maruz kalmasına rağmen hiçbir suçlamayı kabul etmedi.
Neticede, sözde işgalci mahkeme tarafından üç kez müebbet ve 46 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 13 yılını tek başına hücrede geçirdi. 33 yıllık esaret süreci ile ilgili çok şeyin anlatılabileceği Mahmud İsa, son takas anlaşmasında sürgün şartıyla hürriyetine kavuştu. Serbest kaldıktan sonra henüz otobüste iken kendisiyle bir röportaj yapıldı. Allah kendisine selamet versin Mahmut İsa burada yaptığı açıklamada çok önemli mesajlar verdi.
Bakalım neler söylemiş:
“Gururla Gazze’nin aslan gibi halkını selamlıyoruz. Onun yürekli önderlerini selâmlıyoruz. Gazze’nin sabrını, fedakârlığını ve cesaretini selâmlıyoruz.
Ey Gazze, harap olmuş şehirlerin, çocuklarının, kadınlarının, yaşlılarının ve gençlerinin cesetleriyle sınanan diyar, senin acın bizim acımızdır.
Biz, evlatlarımızın özgürlüğünü istiyoruz. Milletimiz için kararlı bir duruş sergileyeceğiz, zamanı aşan bir azim ortaya koyduk.
İzzet kolay elde edilmez; Gazze vardı, var olacak ve yıkıntıların altından defalarca yeniden yükselecektir. Yüceliği ve şerefi bu insanlarla koruyacağız.
Küçük olan (zayıf görünen) zafer kazandı. Onlar Gazze’ye saldırdılar, onu bir uçurumun kenarına attılar, ama dünya gördü ki Gazze sabretti.
Hiçbir musibet bizi yıldıramaz. Gazze bizim boynumuzda bir borçtur; her hür insanın vicdanında bunun bir hakkı vardır.
Biz Gazze’ye borçlu kalacağız; Gazze şanı ve izzetiyle uyanacaktır. O bizim can damarımız, kalplerimizi koruyan bir dayanak, Allah isteyince kalplerimizi diriltecektir.
Gazze insanları (Allah onları korusun) şeytanın, zorbalığın ve zalimlerin elinden kurtulacaktır.
Onu terk edenler ve onu unutanlar yok olacak, Gazze ise, şerefli bir manevi mihenk taşı olarak kalacaktır.”
Her kelimesinde, her cümlesinde çok önemli hususlar söz konusudur. İlk sözlerinde samimiyet, kararlılık, davaya bağlılık ve gelecek süreçte ortaya konulacak mücadeleye dair önemli ipuçları bulunmaktadır. Allah kendisine ve onun gibi özgürlüklerine kavuşan dava adamlarına güç, kuvvet versin. Allah işgal zindanlarında özgürlükleri ellerinden alınan bütün Müslümanların yardımcısı olsun, sabırlarını artırsın ve en kısa sürede onlara da özgürlüklerini nasip etsin. Yeni Yahya Sinvar olabilecek bir profil ortaya koyan Filistinli aziz Mahmut İsa’nın 33 yıllık esaretinin ardından gelen özgürlük yolculuğu mübarek olsun.