94

Yarın, üç ayların başlangıcı ve rahmet iklimine girişin ilk günüdür.

İçinde önemli gün ve geceleri barındıran, gündelik ibadet ve ameli yoğunlaştıran bu süreç, kucağını açmış karşımızda bize büyük bir fırsat sunan bir zaman dilimidir.

Miraç gibi Allah’a yaklaştırıcı gece, Kur’an gibi insanlığı vahye mazhar kılmayı içeren Ramazan ayı, bu ayların önde gelen özellikleridir.

Recep hazırlık, Şaban hayır, Ramazan ise bereket ayı olarak bilinir; yani Recep amelleri ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat zamanıdır.

Besleyip yetiştirene, sabredip biçene ve eline geçeni infak edebilene bu süreçte ne mutlu.

Bire bir iken hayır yarışında olmayıp bire 700 veya mükâfatı üzerine alan Allah’a uzanan bu sürece girdiğimizin arifesinde, tıpkı Resul-i Ekrem Efendimizin deyişi gibi dememek mümkün mü?

“Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 259).

Bol istiğfarın, tövbenin, ibadetin, özellikle Kur’an okumanın, dua ve zikrin tam zamanı olan bu faziletli günler, bizi dönüştürmeli ve insanlara örnek göstermelidir.

Çok lütuf ve ihsanla dolu olup değer ve kıymet açısından oldukça ehemmiyetlidir üç aylar.

Diğer zaman dilimine göre ağır ve olgun bir kişilik ve karakter oldurtan ahlakıyla bu güzel zaman, dönüşü olmayan bir süreci yarın başlatıyor.

Gün be gün, azar azar ve yavaş yavaş hayatımızdan kayıp giderken bakıp kalacak mıyız?

Yoksa sofrasının zenginliğine, faziletine ve faydalanmışlığına doymuş olarak mı kalkacağız; dile kolay üç ay… fakat su gibi geçecek olup gelmesini dört gözle bizi beklentiye sokacak olan süreç…

Kalbi ve nefsi hastalıkların azaldığı, şeytani ve insi yaklaşımların zincirlendiği bu fırsat günlerinde, kovalamaktan yorulduğumuz dünyanın efendisi olma zamanıdır.

Dili ve kulağı, gözler ve ellerle beraber bağlamanın infak ve sadaka ile süslemenin en güzel zamanıdır üç aylar…

Her kavuşan bu açıdan şanslı ve kaçırmayacak bir fırsat sahibi olduğunun idrakinde olduğundan faydalandıkça faydalanmalıdır.

Topluma böylesi bir fırsat sürecinde olduğunu hissettirmeli ve onları da bu faydaya davet edebilmelidir.

Her Müslüman; kardeşine bu zaman dilimini hatırlatmalıdır.

Açık veya kapalı, sakallı veya değil ayrımını gütmeden, özü itibarıyla Müslüman toplumun Müslüman evlatları olarak hepimiz bu güzel günlere kavuşmanın onuruyla mutluyuz.

Geçmiş yıllarda uluslararası çok büyük bir şirkete bir vesileyle gittiğimde oruçluydum. Yaşı geçmiş olsa da erkeksi tavırlarıyla bana hoş geldiniz deyip çay ikram eden müdireyi hatırladım.

Kibarca ret edince sırayla bitkisel çay, kahve, meşrubat vs. ikram etmek istedi.

Hepsine hayır deyince “Yoksa ağzınız bağlı mı?” dedi ve peş peşe özürler diledi.

“Annemi haftada bir ararım. Bu hafta aramadım. Yoksa bana üç ayların girdiğini söylerdi.” dedi.

Üç aylara olan hürmet ve saygı, bünyesindeki güzellikler ve kutsanmışlıklardan dolayı olmasa, sadece Allah’ın günleri olarak bilinir, sıradanlaşırlar.

Oysa ilahi bir nefhanın “sırrı ve hikmeti” üfürmesidir esas olan.

O sırra ve hikmete nail olma dileğiyle üç aylarınız hayırlı olsun.

Dua eder, dua bekleriz.

NOT: İsveç hükümetinin Kur’an yakma eylemi için izin vermesi ve bunu fikir özgürlüğü olarak değerlendirmesi bir akıl tutulmasıdır. İncil, Tevrat, Veda(Hinduizm), Guru Granth Sahi(Sihizm) ve Buda-dharma(Budizm) gibi farklı kutsal kitapları da yakmayı fikir özgürlüğü olarak değerlendirebilir mi? Modern çağın akıl tutulmasıyla ortaya çıkan tükenmişlik sendromu bu olsa gerek.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *