211

 

Acı ve elemi iliklerimize kadar hissettiğimiz “ocak depremi”ni; birçok İslam şehidinin şehadet yıldönümünü içinde barındıran “şubat hüznü”nü; mustazafların yeryüzünün öncüleri olacağı gerçeğinin sıkça tekrar edildiği “mart müjdesi”ni geride bırakmak üzereyiz.

Birçok ilde çeşitli etkinliklerin yapıldığı gündemimizdeki “MustazaflarHaftası” geride kaldı; şimdi sıra “Kutlu Doğum” coşkusunda…

Nisan ayına girmemize günler kaldı; yani “Muhammedi Mevsim”in müjdecisi olan ve Hazreti Muhammed (sav)’in sevdalılarının coşku ve sevinci doyasıya yaşadığı nurlu ay…

Meydanlar, peygamber sevdalılarını ve peygamber sevdalısı olmak isteyen nazlı yürekleri bekliyor.

Yani; zulmetin, vahşetin, zorbalığın sona erdiricisi Eşsiz Önder Hazreti Muhammed (sav) Efendimize âşık ve sevdalı yürekleri…

Şiddete ve silaha karşı hoşgörü ve kalem ile mukabelede bulunan Risale-i Nur hadimlerini…

Yeryüzündeki en büyük nimeti Kuran hizmeti bilen, Kuran hizmetkârlarını…

Karanlığın askerlerine karşı mücadele eden aydınlığın askerlerini…

Kardeşlik öğretilerini İslam temelinde bina eden nazenin fertleri…

Kutlu davanın hür davetçilerini…

Yani, biz peygamber sevdalılarını bekliyor.

Neden mi?

Hazreti Resulullah’a duyulan özlemin meydanlarda izhar edilmesi için…

Sevginin, saygının, bağlılığın ve biatin nasıl olması gerektiğini tüm insanlığa göstermek için…

Ehli küfrün sinesine ilahi bir tokmak indirerek sapmışlara son bir şans tanımak için…

Zamanın yezid ve ebu cehillerine gereken dersi vermek ve bir daha mustazaflara zulmetmemeleri için…

O halde yerine getirilmesi gerekenler bellidir…

İlkinin bugün (28 Mart Cumartesi) yapılacağı 2015 Kutlu Doğum etkinliklerine imkânlar dâhilinde iştirak etmek…

Hem de yalnız değil…

Ailelerimizle, çocuklarımızla, eş ve dostlarımızla…

Kısacası ilahi mesajı ulaştırabileceğimiz herkesle…

Evet, yediden yetmişe bütün insanları davet etmeliyiz…

İlahi mesajı onlarda duymalı, onlarda bu sevdadan feyizlenmeli…

Onlarda gönüller sultanına olan aşklarını yüz binlerle beraber haykırmalı…

Davet etsek de gelmezler dememeliyiz…

Kürt, Türk, Arap, Çerkez ayrımı gözetmeden,

Herkese bu daveti götürmeliyiz…

Örgütün en bilinçlisinden, en masumuna…

Cemaatin en sadığından, en aktifine…

En milliyetçisinden, en mutediline…

En gencinden, en yaşlısına…

Öğrenciye, öğretmene, işçiye, patrona, esnafa…

Herkese,

Ama herkese…

Resulün sevdasıyla beraber davetini götürmeliyiz…

Gelecekler…

Bu sevdanın rüzgârında kül olmak isteyecekler…

Davet edene dua edip minnettar olduklarını bildirecekler…

Göreceksiniz…

Etkinlik tarihini öğrenmek için nasıl da heyecanlanacaklar…

Kiminin gözlerinde sevinç yaşları akacak…

Yeter ki biz başlayalım…

Gündemimizin ve işlerimizin yoğunluğunu bahane etmeyelim…

Sadece Resulün davetini herkese ulaştırmak için gayretkeş olalım, çaba gösterelim…

Ve de…

Daveti götürecekler biz olacağımız için;

Hal ve söylemlerimize pür dikkat edelim…

Peygambere yakışacak davranışlar sergileyelim…

Küfrün yandaşlarının kumpaslar kurduğu ve Müslümanların açıklarını aradıkları bu demde,

Sakın ola ki ellerine koz vermeyelim…

Haydi!Bugünden tezi yok…

Başlayalım gündemimizi oluşturmaya…

Davetiyelerimizi Peygamber Sevdalısı halkımıza ulaştırmaya…

Haydi can dostlar, gönüller sultanının aşkı ve sevdası için başlayalım bugünden çalışmaya, çabalamaya ve gündemimizi oluşturmaya…

Küfrün birlikte hareket ettiği bu zorlu zamanda, biz de tüm Müslümanları kucaklayalım ve Peygamberin ilahi mesajlarının anlatılmasına dahi tahammül göstermeyen küfrün yandaşlarına ve destekçilerine karşı “tek yürek” ve “tek ses” olalım.

Zira zaman birlik olma ve beraberce hareket etme zamanıdır. Ve tüm Peygamber Sevdalısı yüreklerle meydanlarda Hz. Muhammed (sav)’e olan aşk ve sevdayı haykırma zamanıdır.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *