211

 

Malum olduğu üzere, Kurban Bayramı’nın 4. Gününde, HDP/KCK’nin çağrısıyla IŞİD’inKobane’ye yönelik saldırıları bahane edilerek HDP/PKK’liler sokaklara dökülmüşlerdi. Sebep şuydu; Kobane’de Kürtler kıyımdan geçiriliyordu! IŞİD tarafından katlediliyorlardı! Oysa, derdin Kobane’deki olaylar olmadığı yapılanlarla beraber ortaya çıkmıştı. Zira güzel Batmanımız başta olmak üzere, Diyarbakır, Bingöl, Mardin-Kızıltepe ve daha birçok ilde sokağa dökülen eylemciler vandallıktan başka bir şey yapmamıştı.

Neler olmuştu, hatırlayalım: Batman’da gece yarısı organizeli bir şekilde HDP/PKK’liler sokağa çıkmıştı. Evde kalanlar ise, dakikalarca kaşıklarla tencerelere vuruyorlardı. Doğrusu bu bile yapılmaması gereken bir eylemdi. Zira gece yarısı 01 sularında, birilerinin başkalarını rahatsız etmesi çok da uygun değildi; tabiri caizse, demokratik! değildi. Hadi tepki verilmesi gerekiyordu diyelim ve bu eylemi olabilir diye geçelim.

BİR SAAT BOYUNCA EMNİYET ORTADA YOKTU

Sonrasıyla devam edelim: HDP/PKK yandaşları, gece 01 sularında başladıkları eylemlerine yürüyüşle devam ettiler. Sloganlar eşliğinde başlayan yürüyüşün güzergâhı HÜDA PAR İl binasının önünden de geçiyordu. İlk yürüyüşte provakatif sloganlar dışında bir olay çıkmadı ve bir yürüyüş daha yapıldı. Ne olduysa ikinci yürüyüşte başladı. HDP/PKK yandaşları, gece bir buçuk sularında HÜDA PAR İl binası önünde geçtikleri esnada, binaya saldırdı. Taş, silah ve molotofla başlayan saldırılar, İl binasının önündeki 7 aracın yakılmasıyla devam etti. Şu ayrıntıyı vermeden geçmeyelim; yakılan 7 araçtan sadece bir tanesi HÜDA PAR üyelerine aitti. 6 araç sahibinin HÜDA PAR ile hiçbir ilgisi yoktu. HÜDA PAR binasına yapılan saldırılar, bir saatten fazla sürdü. Emniyet müdürlüğünün 200 metre ileride olmasına rağmen olaylara kısa sürede müdahale etmemesi, akıllarda kalan diğer ilginç bir ayrıntıydı.

BATMAN ADETA YAĞMALANDI

Olay gecesi ve sonraki günlerde birçok market yağmalandı. Bankalar ve banka ATM’leri yakıldı; soyuldu. Yoldaki birçok araç yakıldı. İstisnasız bütün kavşaklardaki trafik ışıkları kırıldı; yerle bir edildi. Ve hala kırık halde… Tabi olaylar tüm bölgede eş zamanlı, organizeli yapıldı. Genel olarak, bölgemizdeki birçok medrese ateşe verildi. Kütüphaneler, kültür merkezleri, dernekler yakıldı. Onlarca İslami STK saldırıya uğradı.

Diyarbakır’da ayrıntıları daha sonra ortaya çıkan 6-7 Ekim olaylarında, vahşetin ne boyutta olduğunu gözler önüne serdi. Kurban eti dağıtımından dönen 5 gencin HDP/PKK yandaşlarınca vahşice katledilmesi, yürekleri derinden üzdü.

KURBAN ETİ DAĞITIRKEN ŞEHİT EDİLDİLER

Olay kısaca şöyle gerçekleşti; 5 genç, kurban eti dağıtımındayken üye ve gönüllüsü oldukları Diyarbakır KÖY DER’in saldırıya uğradığını ve ağabeyleri gibi gördükleri ve çok sevdikleri Turan Yavaş Hoca’nın şehid edildiğini duyarlar. Ellerindeki kurban etleriyle beraber KÖY DER’e doğru giderler. Derneğe varmadan yolları kesilir. Sayıları 200’ü bulan eylemciler onlara silah, satır ve sopalarla saldırır. Neye uğradıklarını şaşırırlar kurban eti dağıtımından dönen 5 müslüman genç…

Can havliyle kaçmaya başlarlar. Giriş kapısının açık olduğu bir binaya girerler. Binanın 3’üncü katında bir bayan kendilerine kapı açar. Ev sahibi, içlerinde 16 yaşındaki güzel yüzlü Yasin Börü’nün de olduğu gençleri çeri alır. Gözlerini kan bürümüş olan HDP/PKK yandaşları, gençlerin ardından binaya girerler. Binadaki evlerin kapısını tek tek çalarlar. 3’üncü katın kapısını eylemcilerden biri çalmadan anahtarla açar. Meğer evin sahibiymiş. İçeri girdiğinde, gençlerin içerde olduğunu görür. ‘Siz IŞD’çisiniz’ diyerek onları dışarı çıkarmaya çalışır. Gençler, IŞİD ile hiçbir alakalarının olmadığını defalarca söylerler ve yanlarında bulunan kurban etlerini gösterirler. Ev sahibi, kapıyı açmak ister. Gençler, ricalarda bulunurlar; ‘Açmayın! Ne olur bizleri onlara teslim etmeyin, çünkü bizleri yakalarlarsa öldürürler’ derler. Ancak söyledikleri hiçbir fayda vermez. Ev sahibi kapıyı açmaya çalışır, gençler engel olur. Bu sefer ev sahibi telefonla dışarıdaki arkadaşlarını arar, aradıkları gençlerin bulunduğu daireyi söyler.

KATİLLER HALA ARAMIZDA

HDP/PKK yandaşları kapıya gelirler. ‘Kapıyı açın yoksa bombayla açtırırız’ tehdidinde bulunurlar. Kapının açılmadığını gören eylemcilerden biri, üst katın mutfak balkonundan iple sarkarak gençlerin bulunduğu kata iner ve silah çeker. Dışarıda bekleyen vahşilere kapıyı açar. İçeri giren eylemci katiller, gençleri vahşice orada katleder. Vahşice katlettikleri gençleri 3’üncü kattan aşağı atalar. Aşağıda, ruhlarını Rabbe teslim etmiş aziz gençlerin mübarek bedenlerine işkence yaparlar. Satır, sopa ve bıçaklarla defalarca yüzlerine vururlar. Taşlarla başlarını ezerler. Vahşete doymamış olacaklar ki, benzin döküp yakarlar. İnsanlıktan nasibini almamışlar bu vahşetle de yetinmezler. 16 yaşındaki güzel yüzlü Yasin Börü’nün taşla ezdikleri başının üzerinden defalarca arabayla geçerler. Ve tarihe kapkara bir leke olarak kaydedilen ve aradan yıllaaar geçse de asla unutulmayacak olan vahşi bir katliama imza atarlar.

 

Kanları donduran bu vahşi katliamı işleyenlerin hiçbiri şuana kadar yakalanmadı. Video görüntülerinin bile ortaya çıkması, halkın can ve mal emniyetinden mesul olan yetkilileri harekete geçirmedi. Yazık, günah değil mi? Şirin yüzlü Yasin’e bunları yapanlar cezasız mı kalacak! Bu mudur adalet? Yetkililer, insan haklarından dem vuranlar, adaletin tesisi için çalıştaylar düzenleyenler! Neden harekete geçmiyorsunuz? Katillerin yakalanması ve hukuk önünde yargılanması için neden girişimde bulunmuyorsunuz? 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *