0

 

Hz Âdemle başlayan insanlık serüveni Kabilin Habil’i öldürmesiyle süregelmiş ve Kabil, katillerin ilk atası olmuştur. Okuduğumuz tarihi film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçirecek olursak, kabillerin ve katillerin ortak buluşma noktaları hep aynı olmuştur. Hakkı olmayanı gasp etmek, haset, kibir, riyakârlık, çekememezlik ve inançsızlıktır ki bunları egoizmi kamçılayan sadizmin çekirdekleridirler. Sadist tipler başkalarına zulmederek tatmin olan bir akım halini almışlardır.

Kan dökücü hükümdarların zevk için on binlerce inşam kılıçtan geçirmeleri, kazıklara oturtmaları, derilerini yüzmeleri, demir taraklarla vücutları parçalamaları, demir testerelerle insanları başlarından ikiye bölmeleri, kanlarını şaraplarına karıştırarak içmeleri bir devrin sadist tiplerinden sudur olan sadist örneklerdir. İmandan yoksun olan hazreti insan bu hale düşüncede eşreften dereke-i esfele düşer.

Sadizmin bilimsel kökeninde sadist tiplerin hastalıklı olduğu gerçeği yatmaktadır. Bir takım bilim adamı sadizmi cinsel anlamda bir sapıklık olarak değerlendirmesine karşın E.Fromm ve Karen horney bunu kişilik bozukluğu olarak değerlendirmişlerdir.

E.Fromm'a göre, sadizm modern insanın varoluşunun temel çelişkilerinden kaçmak için başvurduğu nevrotik mekanizmalardan biridir. Fromm, bu bakışıyla sadizmi alışıldık cinsel kullanılışını aşan bir anlamda kullanmakta ve üç tip s ad istik davranış saymaktadır.

 Sınırlandırılmamış gücünü başkaları üzerinde uygulayarak onları bağımlı hale getirme,

 Başkalarını maddi, entelektüel ve duygusal olarak istismar ve talan etme,

 Başkalarına acı çektirme. Görünüşte güçlü ve bağımsızmış gibi davranan sadistin aslında zayıf ve çaresiz olduğunu belirten Fromm onun başkaları üzerinde egemenlik kuramadığı zamanlarda toplumdan yalıtılmış ve yalnız durumda olduğunu ifade eder. Yani Fromm için de sadistik madalyonun öbür yüzü mazoşizmdir.

Psikolojideki sosyo-kültürel yaklaşımın Önde gelen isimlerinden Karen Homey ise sadistik eğilimleri bireyin benliğinin çarpıtılmış onarılma girişimleri olarak görür. Ona göre bu eğilimler ağır karakter bozukluklarının son evresinde ortaya çıkarlar. Kişi başkalarına baskın olma, onların aleyhinde bulunma, patlayıcı, zarar verici, tahripkâr davranışlar gösterme aracılığıyla güç ve üstünlük elde ederek bir önem duygusu elde etmeye çalışmaktadır. Bu, yalnızca cinsellikle sınırlı olmayıp hayatın bütün alanları için geçerlidir. Ayrıca sadistik eylem bir anlamda bireyin kendi içinde ortadan kaldırmak istediği şeyi başkalarında tahrip etme amacı güder. Sadist, kendine atfettiği güç imajına göre dayanılmaz bulduğu siliklik ve bağımlılık duygularını böylece gizlemeye çalışır.

Sadistler egolarının tatminini bazen insanların ırkını-kökenini bazen de sudan bahanelerle insanların teni üzerinden gerçekleştirmektedirler.1950’ierde derilerinin renginden dolayı aşağılanıp hor görülenler : “insan olduğumuzun farkına varmaları için ediyoruz. Diyorlardı. Beyazın sadece bir renk olup sosyal statü olmadığını kabullenmeyen batıklar, otobüsün arka kısmını zencilere ayırıp, aym lokantadan yemek yemeyerek, aym tuvaleti, lavaboyu kullanmayarak, okullarını ayırıp çocukların arasına bile sınıfsal ayırım oluşturdular.

 

Modern  devirlerde yaşayan hazreti insan, bakteriyi bulmuş, aya çıkmış, uçağı keşfetmiş,elektriği bulmuş,iletişimde dünyayı bir köy haline getirmiş,yeniliklerde zirvelere çıkmış,neredeyse bulunabilecek bütün keşiflerde kemale ulaşmış ancak maalesef dünya ve ukba dengesini iyi kuramadığından ukba kefesi boşalmış ve her şeye maddi gözlükle bakılmıştır.

 

Bu yüzdende hazreti insan ahlaki erdemlere ulaşamamış ve bütün enerjisini maddeyle sarf etmiştir. Esfele düşen madde savaşçılarının dünyaya hâkim olabilmek için sergiledikleri sadizm modernleşerek asrımızda da karşımıza çıkmaktadır. Dünya tarihine kania damgasını materyalist zihniyetle vuran sadizm in günümüz temsilcileri Hama’da, Halepçe’de, Keşmir’de, Moro’da, Filistin’de,Mısır’da ,Çeçenya’da ,Suriye’de,On beş  Hordad  gününde İran’da ,Kabe’de ve dünyanın bir çok kıtasında zulüm furyası estirmiş ve insanlar kıyımlardan geçirmişledir. 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *