Dünya Kudüs Haftası, Dünya Müslüman Âlimler Birliği ve Filistin Âlimler Birliği’nin ortak girişim ve kararıyla geçen yıl ilan edildi. Geçen yıl bu hafta münasebetiyle bazı etkinlikler yapıldı. Her yıl Recep ayının son haftasında yapılacak etkinliklerle Dünya Kudüs Haftası idrak edilecek. Bu yıl da 25 Şubat – 4 Mart tarihleri arasında birçok yerde muhtelif etkinlikler yapılacak. Hayırlara vesile olsun. Dileriz ki yapılacak etkinlikler, âlem-i İslam arasında Kudüs bilincinin oluşmasına ve ümmetin vahdetinin tesis edilmesine vesile olsun. Öncülük edenlerden ve destek verenlerden Allah razı olsun.
Her Müslümanın Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili yapılacak
etkinliklere çok ciddi anlamda destek vermesi gerekmektedir. Çünkü bugün Kudüs’ümüz
siyonist çetenin işgali altındadır. Mescid-i Aksa’mız terör rejimi askerlerinin
murdar postallarıyla kirletilmektedir. Orada yaşayan Müslüman kardeşlerimiz her
geçen gün daha büyük zulümlere, saldırılara, ablukalara maruz kalmaktadır. Bu İslam âleminin, izzetli Müslümanların kabul
edebileceği bir durum değildir. Bu durumun son bulması için dünya
Müslümanlarının Filistinli kardeşlerimize yardım etmesi elzemdir.
Küfür ehli son noktaya gelince bir olmakta, birlikte hareket
etmekte ve birbirleriyle yardımlaşmaktadır. Bunu Müslümanlar neden
başaramamaktadır? İslam âlemi, neden Müslümanların birlik ve beraberliği için
adımlar atamamaktadır, neden vahdeti sağlayamamaktadır? Müslümanların
parçalanmışlığı, zalimlere ve işbirlikçi hainlere güç vermektedir. Bu zillet
halidir. Bu zillet halinden kurtulmak ve onurlu bir direnişle yeni bir dirilişe
adım atmak gerekmektedir.
Âlem-i İslam’ın bu halinden en büyük gücü siyonist işgal
rejimi almaktadır. Siyonist rejim, sözde topraklarını her geçen gün
genişletmektedir. Filistin toprakları 1917’de İngilizler tarafından işgal
edildi, 1948’de ise yahudilere peşkeş çekildi. Yani o tarihlere kadar israil’e
ait hiçbir toprak parçası yoktu. Ancak bugüne baktığımızda siyonist rejime ait
topraklar büyümekte, işgal genişlemektedir. 1967’de fiili olarak başlayan
Kudüs’ümüzün işgali de hala devam etmektedir.
Dünya Müslümanları yıllardır Filistin davasında üzerlerine
düşen gerçek mesuliyeti maalesef yerine getirmemişlerdir. Eğer dünya
Müslümanları, İslam ülkeleri işgal rejiminin zulüm, katliam ve işgaline gerçek
anlamda ses çıkarmış olsaydı, bugün durum böyle mi olurdu! Eğer dünya
Müslümanları bir olup Filistinli kardeşlerimize yönelik yapılan zulüm ve
katliamlara karşı onurlu bir duruş sergileyip işgalcilere anladığı dilden
mukabelede bulunsaydı, bugün durum böyle mi olurdu. Hayır, kesinlikle durum
böyle olmazdı.
Maalesef dünya Müslümanları bugün Kudüs davasına gerçek
anlamda sahip çıkmadığından dolayı işgalciler Filistin’deki kardeşlerimize ve
kutsallarımıza yönelik her türlü hakareti ve saldırıyı yapıyorlar. İşgalciler,
ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya istedikleri zaman saldırıyor, camiyi
postallarıyla kirletiyor, Müslümanları darp ediyor, halkı evlerinden çıkartıp
yerlerine yahudi aileleri yerleştiriyor, uluslararası hukuku hiçe sayıp kazı
çalışmalarını sürdürüyor. İşgalcilerin zulmü, işgali bitmiş değil. Zulüm ve
işgal devam ediyor ancak ne yazık ve ne acı ki İslam âleminden ise herhangi bir
tepki gelmiyor. Aksine siyonist rejimle “yeni bir dönem” ve “normalleşme”
konuşuluyor.
Siyonist rejim ile normalleşme olursa, umutlar kırılmış
olacak ve Filistin davası büyük bir yara almış olacaktır. Bundan sebep,
siyonist rejim ile yeni bir sayfa yeni bir dönem başlatılmamalı, normalleşme
olmamalıdır. Biz, Filistin davasına, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya gönül vermiş
Müslümanlar olarak bir avuç kalsak bile siyonist rejimi meşru görmeyeceğiz.
Kudüs davası için Filistinli kardeşlerimizin yanında bulunmaya, onları
elimizdeki güç ve imkânlarla desteklemeye, toplumda Kudüs bilincini oluşturmaya
devam edeceğiz. Bizim amacımız, Kudüs’ün özgürlüğe kavuşmasıdır. Bizim davamız,
Kudüs’ün özgürlük davasıdır. Bu açıdan, Kudüs’ün kurtuluşu ve özgür olması için
imkânlarımızı seferber etmeye hazırız. Çünkü biliyoruz ki Kudüs özgür olursa
ümmet özgür olur, biliyoruz ki Kudüs kurtulursa ümmet kurtulur. Ümmet
kurtulursa insanlık huzur bulur. Kudüs’ün özgür olduğu günlere kavuşmak
dileğiyle…