29


Yeni bir eğitim-öğretim yılının daha başlangıcındayız. Bu eğitim- öğretim yılı da maalesef sancılarla başlıyor.

En önemli konu da şüphesiz ki temizlik sorunudur. Yardımcı hizmetli kadrolarının çok az olduğu, yardımcı hizmetli kadrosunda olan şehit ve gazi yakınlarına temizlik yaptırılmadığı okullarda temizlik sorununu çözmek gerçekten önemli bir sorundur. Bulaşıcı hastalıkların en çok olabildiği ortamlardan biri de şüphesiz ki okullardır. En az beş yüz öğrencinin olduğu çoğu okulda bu kadar sınıfın nasıl temizleneceği sorunu büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Öyle ya İŞKUR kapsamında alınacak temizlik personelinin başvuruları bile alınmamışken ve en erken ekim ayında göreve başlamaları planlanırken bu süre zarfında temizlik sorunu nasıl çözülecek?

Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri ve veliler okulların ve sınıfların temiz olmaları konusunda hassas davranmaktadırlar. İyi de okul idaresinin elinde personel yok, velilerden para toplamak yasak, ne olacak bu sınıfların temizliği peki?

Basında okuyoruz. Okul müdürü ve öğretmenler okulu boyatıyor, okulu müdür ve öğretmenler birlikte temizliyor gibi haberleri. Okul yöneticileri ve öğretmenlerin fedakarlıklarını anlatmak için yapılan bu çalışmalar, aslında eğitimin içine düştüğü çıkmazı göstermektedir. Hastahanede doktor ve hemşireler hastahaneyi temizlediklerini gördünüz mü? Adliyede hakim, savcı ve mübaşirlerin adliyenin odalarını ve koridorlarını temizlediklerini ve boyattıklarını gördünüz mü? Ama öğretmenlere gelince, öğretmenlik kutsal meslektir denilerek öğretmene her türlü iş reva görülüyor. Bunu yapan öğretmene veli de, öğrenci de saygı duymaz artık.

Bu kadar değersizleştirilen bir mesleğin erbabından ne bekliyorsunuz? Devletin değer vermediği memura vatandaş nasıl değer versin? Öğretmen tabii ki, derse girdiği sınıfta sınıfın bakımı ve temizliği ile ilgili sorun varsa idareye bildirir, ya da temiz tutulması için elinden geleni yapar. Ancak bu hizmetlinin işini yapmak anlamında değildir. Japonya da sınıfları öğrenciler hep birlikte temizliyor. Öğrencilere temizlik bilinci vermek ve sorumluluk kazandırmak için güzel bir uygulama. Ancak bizde olan bu değil. Ülkemizde hiçbir öğretmen sınıfı öğrencilere temizletme gibi bir cesareti bulamaz. Çünkü ikinci gün manşetlik olur, hakkında hemen idari işlem yapılır.

Eğitimin sorunları sadece bundan ibaret değildir. Karşımızda israfın en büyüklerinden olan ücretsiz ders kitaplarının dağıtımı ve korunması da bulunmaktadır. Kitap kuyruklarında saatlerini tüketen biri olarak, şu andaki hizmeti çocuklarımıza sunanlara gerçekten teşekkür etmek gerekiyor. Lakin bu hizmetin karşılığının alındığından şüphemiz var. Öğrenciler ücretsiz gelen ders kitaplarının değerini bilmemektedir. Bu konuda sorumsuzluk diz boyu. Bununla beraber ders kitabını yetersiz görüp başka kaynak aldıran öğretmenler, ya da “devlet kitapları beş para etmez” ön yargısıyla  öğrenciye dağıtılan kitaplara karşı geliştirilen olumsuz tavırlar. Bunun üzerine kitap baskılarının çok sağlam olmaması nedeniyle kısa sürede yıpranmalarını da eklerseniz her sene milyonlarca lira çöpe gitmektedir, ya da geri dönüşüme düşük maliyetlerle gönderilmektedir.

Ne yapmak lazım. Kitaplar öğrenciye depozito karşılığı verilmelidir. Sene sonunda kitaplarını eksiksiz getirenlere depozito geri verilmelidir. Baskıları daha sağlam olmalı ki, en az iki sene kullanılabilsin. Aksi halde bu israfın sonu gelmeyecek. Elindeki her şeyi tüketmekte üstümüze yoktur. Oysa ülke olarak o kadar zengin değiliz ve her alanda olduğu gibi bu alanda da tasarruf etmek zorundayız.

Yeni eğitim-öğretim yılı münasebetiyle tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarılar dilerim.

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *