Batman sizinle gurur duyuyor

Bir hafta önce Batman’ımızda bir gurur, bir iftihar tablosu yaşandı. Bir güneş gibi aydınlattılar Batman’ımızı... Aydınlığı bu gün ile bırakmamak, yarınlara taşımak için kandil olup parladılar. Nur simalarındaki iman daha da belirginleşti, fark edildi Batman semalarında... Dillerindeki tevhit ile, gönüllerinde ilahi kelam aşkı birleşti. Uzun ve meşakkatli bir tempoda geçen yorucu maratonu hafız olarak bitirdiler bu can kardeşlerim.

İttihat ül Ulema bünyesinde32 kişilik erkek öğrencilerden oluşan hafızlık merasimi şahsen beni çok duygulandırdı. Sebep olarak da şunu söyleye bilirim. Zamane gençlerinden genel olarak kötü bahsedilir. Aylak aylak dolaşmaları, Sigara içmeleri, internet kafelerden çıkmadıkları, büyüklerinin sözlerine kulak asmadıkları gibi şikâyetler edilirdi. Evet doğru bu şikayetler var ama bir de madalyonun öbür yüzü vardır. Çünkü diğer yüzünde bambaşka güzellikler hasıl oluyor. Umudumuzu kaybetmekten çok ümitli kaldığımızı, kalmamız gerektiğini gösterdi madalyonun diğer yüzündeki bu nur simalı genç ve hafız kardeşlerim...

Bu yiğitler, hedefini Kur-an ile belirleyen bir kitle, bir hedefi var bunların. Şöyle diyorlar;“ben iman şerbetini içtim Allah bana iman şerbetini içirdi, ama bu gün etrafımızda binlerce insan var  Kur-an'ın bu iman şerbeti adına verdiği o mutluluktan yani hidayet nurundan mahrum olanlar. Biz onlara da sesleniyoruz siz de gelin bu cennetten gelen şerbeti tadın...”

Ve bunlar öyle gençler ki ahkâma ait ne varsa, Allah’ın hükümleri ile hükmetmeyen, kâfirlerin, zalimlerin, fasıkların ta kendileridir ilahi fermanını ona buna slogan atmak için değil, kendi dünyasına taşımak için can kulağı ile Kur-an’ı dinleyen, ezberleyenahkâmı ile amel eden ahlaki ile de ahlaklanan gençlerdir... işte Kur-an’ın genci olmak bu...

Kur-an'ı hakim kılmak için çabalayan birileri mutlaka olacak. Allah da nurunu muhakkak tamamlayacak. Bunu destur gören, bu kardeşlerimiz; Allah ne diyorsa onu yapmaya çalışıyorlar. Kur-an'ın emri gereği evde, medresede, çarşı-sokakta da ilahi buyruğu yerine getirmeye çalışan delikanlılar olarak görülüyorlar.

Onların hedefi yeryüzüne Kur-an’ı hakim kılmak ya, o hedefi gerçekleştirecek ya, mahrum olan bütün yüreklere Kur-an'ın bu güzelliğini taşımak o gençlerin en büyük hedefi...

 Ben inanıyorum, muhakkak sizler de inanıyorsunuzdur. Bir gün gelecek dünyanın her tarafında, her çadırında, oturumunda, her evinde Muhammed’un Resullah diyen o hatıralar konuşacak, konuşulacak. Çünkü bunun müjdesini veriyor, işte bu gün (icazet günü ) aslında bu güzelliğin ufacık bir parçasını yaşamaya çalıştık. Şükürler olsun.

Son paragrafımızda kardeşlerime söz hakkı vermek istiyorum. Tüm arkadaşları adına programda söz alan Hafız Hüseyin Soysal’a kulak veriyoruz. uzun ve yorucu bir eğitim sürecinden sonra neticeye varmayı ve hedeflerini şöyle anlatıyor. “Bizler Kur’an yolunu seçerken bir gün belge sahibi olmak hayaliyle seçmedik. Arkadaşlarımla bu yola girerken en büyük hedefimiz Rabbimizi tanımak, O’na yakın olmak ve O’nun rızasına erişmekti. Rabbimizin kitabını anlamak kulluğumuzu, vazifelerimizi bilmek ve hidayet yollarını tanımak en büyük amaçlarımızdandı. Hamdolsun hedeflerimizin birini gerçekleştirdik. Kur’an-ı ezberledik ve hafızlar defterine yazıldık. Şimdi ise Rabbimizin kitabını anlamak ve sonra da yaşamak için çalışacağız. Bizler bu mezuniyetten sonra inşallah eve değil ilim yolculuğuna, yani medreseye gideceğiz. İslam’la aziz olmuş halkımızın büyüklerine, bu ümmetin cömertlerine ve tüm duyarlı imkân sahibi Müslümanlara da seslenmek istiyorum. Sizden büyüklerimiz olarak bu toplumu manevi anlamda inşa etme konusunda yatırım yaptığınız gibi, medreselerin ihyası konusunda da bizler yardımcı olmanız, dayanışma içerisinde olmanızı bekliyoruz.” Bu ifadeler dava aşkı ile yanan genç ve dinamik bir ruha sahip elhamdülillah. Allah muvaffak kılsın.

Kardeşimiz hem hedefini belirtmiş hem de bizden istediklerini sıralamış. İnşallah, kimin üzerine ne düşüyorsa yapmak için uğraşacak, yapacaktırda... Sokaklarımızın medrese gibi ihya olması duasıyla, esen kalın...