Son yıllarda Ramazan ayında Mescid-i
Aksa’ya ve Filistinlilere saldırmayı gelenek haline getiren siyonist işgal
güçleri, saldırılarına Muharrem ayında da devam etti.
Ümmet olarak Muharrem ayı, Aşura günü ve
Hz. Hüseyin efendimiz ile yarenlerinin şehadetlerini yâd etmeye hazırlandığımız
sırada Gazze’yi Kerbela’ya çevirmeye kararlı İslam’ın amansız düşmanı siyonist
işgalciler geçtiğimiz cuma günü Gazze’ye saldırdılar. Üç gün boyunca bütün
güçleriyle İslami Cihad Hareketi’ni hedef alma bahanesiyle Filistinlilere savaş
uçakları, hava araçları, tank ve zırhlı birliklerle alçakça saldırılar
düzenlediler.
Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze'ye
yönelik saldırılarda 15'i çocuk, 4'ü kadın olmak üzere 44 kişinin hayatını
kaybettiğini ve yaralı sayısının da 360'a yükseldiğini açıkladı. İşgalci
Siyonistler Gazze’de saldırılar düzenlerken, Batı Şeria’da da Filistinlileri
esir almaya devam ediyor.
İsrail’in ara vermeden yaptığı
saldırılara karşın ümmetin sözde kurumları ve büyük devletleri ne yapıyor
dersiniz? Sanki saldırılar sıradan bir olay yani “vaka-ı adiye” imiş gibi
toplanıp konuşuyorlar ve sadece kınama mesajı yayınlıyorlar. Kendi gücünü
görmeyen ve başkasından medet bekleyen İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği,
Arap Parlamentosu gibi kurumlar ile Müslüman ülkeler katliam ve saldırıları
kınamakla yetiniyor ve uluslararası toplumdan medet bekliyorlar. Avrupa
Birliği, ABD ile batılı ülkeler konuya her zamanki gibi sessiz
kalıyorlar. “Bir-leş-miş Milletler” de ancak formalite icabı her
zamanki gibi, “kaygılıyız” mesajı paylaşıyor. Şunu unutmayalım ki, israil ne
zaman zor durumda kalırsa; BM, AB, batılı ülkeler ve uluslararası kurumlar
ancak o zaman israil’i kurtarmak için harekete geçer. Aksi halde Filistinlilerin
katledilmesinin onlar için hiçbir önemi yoktur.
Allah’tan çözümü direniş ve cihatta gören
Filistin direniş grupları var da israil’e anladığı dilden cevap veriyor. Allah
(CC) onları korusun. Ayaklarına taş değdirmesin. Kısıtlı imkânlara rağmen
fedakârlıklarını boşa çıkarmasın. Attıklarını isabet ettirsin inşallah.
Siyonistlerin saldırılarına karşılık
olarak Filistinli mücahitler, işgal ordusunun Gazze Şeridi'ndeki katliamlarına
karşın işgal altındaki yerleşim yerlerini roketlerle hedef alıyor.
Başta İslami Cihad'a bağlı Kudüs Tugayları olmak
üzere Filistin direniş gruplarının işgal rejiminin 3 gündür
yoğun bir şekilde sürdürdüğü saldırılara verdiği karşılık korkak siyonistleri
titretmeye yetti. Gazze'den fırlatılan füzeler nedeniyle işgal altındaki topraklarda
uzun sirenler çaldı. İşgalci siyonistler, çalınan sirenler sonrası sığınaklara
akın etti.
Filistin direnişi füzelerle Berşeba,
Aşkelon, Aşdod, Rishon Lezion, Netvim ve Yebna gibi büyük yerleşim
topluluklarını hedef aldı. Atılan füzeler nedeniyle bazı işgalci siyonistlerin
yaralandığı ve maddi hasarların oluştuğu bildirildi. Cuma gününden bu yana
direnişin 500'den fazla füze fırlattığı bildirildi. Kudüs Tugayları, işgalciler
tarafından şehit edilen Halid Mansur ve diğer şehitler için füzeler fırlattıklarını
duyurdu.
“İsrail Ancak Güçten
Anlar!” başlıklı yazımda belirttiğim gibi:
“…Rahmetli Erbakan hocanın, “israil
laftan anlamaz, ancak güçten anlar” sözünün ne kadar doğru bir hareket
metodu olduğu gün gibi ortadadır. Hiçbir kutsal tanımayan ve hiçbir sözü ve
ilkesi olmayan terör devleti ile konuşulacak bir şey yoktur. Yapılacak olan;
devletler, uluslararası kuruluşlar, cemaatler ve elinde imkân olan ümmetin
diğer yapılarının güçlerini birleştirerek israil’in anladığı dilden cevap
vermek olmalıdır. Siyonistler ancak böyle yola gelir. Aksi halde hiçbir zaman
uslanmaz ve kuduz köpek gibi saldırılarını artırarak devam ettireceklerdir.
Bütün bu saldırı ve işgal hâlâ israil ile “normalleşme
ihaneti” peşinde olan yöneticilerin boyunlarında bir vebaldir…”
Evet, siyonist İslam düşmanları hiçbir
zaman konuşma ve kınama yayınlamakla yola gelmezler. Bunlar insanlığın başına
bela olmuş ıslahı mümkün olmayan azgın bir topluluktur. Bunların ıslahı sadece
helak olmalarıyla olur.
Direnişin güçlü karşılık vermesi ile
Pazar günü gece saatlerinde ateşkesin sağlandığı duyuruldu. İsrail ve tüm İslam
düşmanları hiçbir zaman konuşma, anlaşma ve diyalogla yola gelmedi gelmez.
Onlar ancak karşılarında güç görürlerse yola gelirler.
Vesselam…