Allah'ın yüce peygamberlerinden biri dostlarıyla birlikte bir şehre doğru gidiyormuş. Peygamber, etrafını saran dostlarıyla sohbet ede ede şehre doğru giderken karşıdan bir adam görünmüş. Şehirden onlara doğru gelen adamı durduran peygamber sormuş:

--- Şehirden mi geliyorsun?

Orta yaşlarda görünen, çirkin bakışlı adam nur yüzlü peygambere bakarak ilgisizce mırıldanmış.

--- Görüyorsunuz ki oradan geliyorum!

Peygamber sakin bir tavırla sorularını sürdürmüş.

--- Peki şehir nasıldı? Ne vardı ne yoktu orada?

Saygısız adam arsızca gülerek:

--- Ohooo! demiş. Hiç sorma! Ben böyle güzel bir şehir görmedim. Her taraf eğlence mekanlarıyla doluydu. İnsanlar içiyor, eğleniyor, meyhanelerde bol bol vakit geçiriyordu. Her yerde kumar partileri, at yarışları düzenleniyordu.

Allah'ın peygamberi adama ciddi bir tavırla bakarak yavaşça:

--- Doğru diyorsun, dedi.

Bu kısa cevap karşısında ilgisizce dudak büken adam yoluna devam etti. Peygamber ve dostları şehre doğru yolculuklarına devam ederken bu defa temiz giyinişli, güler yüzlü genç bir adam uzaktan göründü. Genç adam Peygambere yaklaşınca saygıyla selam verdi. Genç adamın selamını gülümseyerek alan peygamber az önceki adama sorduğu soruyu ona da sordu.

--- Şehirden mi geliyorsun?

Genç adam nazikçe cevap verdi:

--- Evet efendim!

--- Geldiğin yerde neler vardı, nasıl bir şehir gördün?

Genç adam geldiği şehre doğru uzun uzun bakarak özlemle mırıldandı.

--- Çok özleyeceğim orayı! Güzel bir şehirdi. Her yerde mabetler vardı. Güzel insanlarla dolup taşan mabetler... İnsanlar bir araya gelip Allah'ı memnun edecek etkinlikler, sohbet meclisleri düzenliyorlardı.

Peygamber gülümseyerek ikinci adama da:

--- Doğru diyorsun! dedi.

Genç adam peygamberle vedalaşıp yoluna devam etti.

Peygamberin dostları şaşkınlık içinde ona sordular:

--- Sevgili efendimiz, her iki adamın söylediklerini de onayladınız. Halbuki biri şehir için kötü bir tablo çizerken öbürü şehrin salih, dindar insanlarla dolu olduğunu söyledi. İkisinin de sözlerinin doğru olduğuna nasıl inanabiliriz?

Allah'ın Peygamberi, dostlarını merhametle süzdü. Sonra onlara şu ibret dolu cevabı verdi:

--- Kardeşlerim, ilk karşılaştığımız adam Allah'tan uzak, günahkâr biriydi. Şehirde bulunan kötü insanlarla arkadaşlık yapmıştı. Kötü bir çevresi vardı. O yüzden şehirde bulunan kötü yerlere gitmişti. Onun gözünde şehir o kötü yerlerden ibaretti. İkinci adam ise kıyafetlerinden ve tavırlarından da gördüğünüz gibi dindar biriydi. İyi insanlarla, dindarlarla arkadaşlık yapmıştı. Dindarların gittikleri yerlere gitmişti hep. Onun gözünde de şehir dindarlarla dolu bir yerdi.

Evet, sevgili çocuklar, kötü arkadaşlar insanı kötülüklerin içine düşürür. iyi, dindar arkadaşlar da güzellik ve doğrulukla yoğrulmuş bir çevre kazandırır. İyi arkadaş cennete, kötü arkadaş ise cehenneme götürür. Siz siz olun, size Allah'ı hatırlatan, namaz ehli olan, dindar insanlarla arkadaş olun ki cenneti kazanabilesiniz...