Yapay yada son demlerde daha sık kullanılan ismiyle suni
gündemler arasında asıl gündemi bulabilmek ciddi manada maharet ister. Normal
şartlarda bu o kadar da büyütülecek durum değildi. Çünkü, milletin bir
sıkıntısı varsa doğrudan o gündem oluyordu. Ama şuanda gerçekleri görmek, ona odaklanıp
çözüm üretmek bir hayli emek ister. Bu da doğru bir medyayı takip etmekten
geçer.
Gerçek gündeme ulaşmak için gün gelir Televizyon yada radyo,
gün gelir gazete yada dergi, gün gelir fotoğraf yada çizim-karikatürler gibi
olguları takip edip neticeye ulaşmakla olur. Yapay-suni gündemler gibi yapay-yalan
kaynaklar da ummadığımız kadar çoktur. Doğru neticeye ulaşmak için ona dikkat etmemiz
gerekir. Aksi halde kaynak yanlış olduğu için daha ilk başta gömleği yanlış
iliklemekle işe koyulmuş oluruz. Bu da hem zaman israfı hem de farkında olmadan
başkasının değirmenine su taşımış oluruz. Daha sıkıntılı durum ise, bu yanlışı
ibadet bilinciyle yapabiliriz maazallah.
Geçen gün, benim de beğenip takdir ettiğim
karikatüristlerden olan Mikail Çiftçi kardeşimizin çizimlerini paylaştığı “Günün
Çizgisi” adlı Telegram grubunu biraz kurcaladım. Günümüzden eskiye doğru bir
arayış içerisine girip neler çizdiğine, geçen yıllardaki gündemiyle günümüzdeki
gündem arasında ne tür farklılıklar var? Ya da en çok neyi gündemine almış?
Sorularına cevap aradım.
Belki biraz farklı bir cümle olur ama gerçekleri dile
getirmede herhangi bir beis yoktur. Grupta gezinirken bırakın Mikail Bey’i, böyle
bir sanatçıyı takip ettiğim için kendimi dahi tebrik ettim. Yazımızın başında
da belirttiğimiz bu kadar yapay gündem arasında savrulmamış, hakikat
çerçevesinde gerçeklere odaklanıp ciddi bir duruş sergilemiş karikatürist
kardeşimiz.
Grupta yeri gelmiş asgari ücret ile geçim sıkıntılarını, bazı
günler fetih ve Şehadetleri, pandemide esnaf sıkıntıları, aşılar, güvenlik
soruşturmaları, darbe anayasası, kripto para, mültecilerin dramı, fakir ve
yoksullar, fitre ve zekatlar, soykırımlar, aile ifsadı, İstanbul Sözleşmesi, Kudüs,
Mescid-i Aksa, Yemen ve daha yüzlerce gerçek gündem ile kaleme alınmış
karikatür ile karşılaştım.
Böyle sıkıntılı demler ve ortamlarda, böyle güzellikleri ve
gerçek gündemleri görmek hakikaten gelecek için ümit var olmama sebep olmuştur.
Rabbim; hakikatleri haykıran, çizdiren, seslendiren ve gerçeklerle hemhal
olmuşları çoğaltsın inşallah.
Çizilip paylaşılmış karikatürler arasında gezinirken en çok göze
çarpanlar; Kudüs, Mescid-i Aksa ve direnişler düşünülmüştü. Tebrik ve takdirle
karşıladım.
Siyonist vahşet ve direnen mazlumiyet her zaman gündem
olmalı, gündem kalmalıdır. Lanete uğramış kavim, bizim unutkanlıklarımızdan
istifade etmemelidir. Neyi unutsak da Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı, direniş,
kahraman ve şehadeti unutmamamız gerekir. Biz Müslümanların onları unutması
gibi bir lüksü olamaz.
Bizler her zaman ve yerde zulme karşı durmakla mükellefiz. Gerek
zalime karşı durarak, gerek de zalimi zulmünden vazgeçirerek bu fiile bilfiil
katkı sunmak zorundayız. Kaldı ki, Kudüs ve Mescid-i Aksa bizler için kırmızı
çizgi durumundadır. Allah ayeti Kerime’de “...çevresini mübarek kıldığımız
Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her
şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsra 1) buyuruyor.
Şuan Kudüs ve Mescid-i Aksa’da ateşkes olduğu için bir eylem
görülmeyebilir. Ama unutmayalım ki, kendilerince Allah’ı kandırmaya çalışan,
Peygamberleri katleden bu güruhtan her şey beklenir. Onun için kardeşlerimize
desteğimizi en üst perdeden dile getirmeli, sahadan hiç bir şekilde
ayrılmamalıyız.
Bizler böyle yaptıktan sonra tevekkül edersek, zaferin
kendisi kapımızı çalacaktır. Hepimiz, Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in İsrail’in
düzenlediği suikastta hayatını kaybetmeden önce bir röportajda söylediklerini hatırlıyoruzdur.
Şeyh Yasin, İsrail’in varlığına ilişkin “Ben diyorum ki İsrail gelecek asrın
ilk çeyreğinde son bulacak inşallah. Tam olarak 2027 senesinde bir varlığın
olmayacağını söylüyorum.’ İfadelerini kullanmıştı. Gazetecinin ‘Neden bu
tarih?’ sorusuna ise Şeyh Ahmet Yasin, “Çünkü ben Kuran-ı Kerime inanıyorum.
Kuran, milletlerin her 40 yılda bir değiştiğini söylüyor bize.’ Cevabını
vermişti.
Bizler de Allah’a inanan kimseleriz. Şehidimiz gibi imanımız
zirve yapmamış bu doğru ama direnecek kadar vardır elbette. Direnip inanalım,
inanç zaferi getirecektir biiznillah.