Son günlerde yaşanan olaylar CHP zihniyetinin klasik davranışının bir yansımasıdır. Ortada istemedikleri, hoşlarına gitmeyen veya onları zor duruma koyacak bir gelişme varsa, bunun açığa çıkmasını engellemek amacıyla algı operasyonları, manipülasyonlar ve kargaşa çıkartarak meseleyi saptırma yoluna giderler.

Yıllarca her sıkıştıkları durum karşısında “laiklik elden gidiyor” yalanları bir yana, ne zaman gerçek yüzleri ortaya çıkacak olursa “sivil darbe, sivil diktatörlük, tek adam rejimi vb.” yaldızlı sloganlarla yaygara koparıp gündem değiştirerek, meselenin konuşulmasının önüne geçmeye ve suçu üzerlerinden atmaya çalışıyorlar. Şimdi de CHP belediyelerine yönelik yolsuzluk operasyonları sonucunda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına giden süreçte aynı taktiği uyguluyorlar. “CHP’de Oyunlar Bitmez!” başlıklı yazımda bu duruma dikkat çekmiştim.

CHP belediyelerinde hırsızlık ve yolsuzluk olaylarının açığa çıkması ve operasyon yapılması ve yaşanan sürece bakınca bana; o dönem ismi BDP olan partinin yönetiminde olan Batman Belediyesi’nde 2011 yılında yapılan “imar emlak yolsuzluğu” operasyonunu hatırlattı. O dönemde Batman’da yaşayan herkes belediyede büyük vurgunlar ve yolsuzluk olduğunu ve ruhsat başvurusu yapan herkesten yüklü miktarda rüşvet mi dersiniz? Haraç mı dersiniz? para alındığını biliyordu. Sonuçta operasyon yapıldı yapılmasına amma velakin devreye FETÖ girdi ve bir anda operasyon yolsuzluktan “KCK Operasyonu”na dönüştü. Oysa hırsızlık-yolsuzluk olduğunda halkın tamamı buna karşı çıkar ve kimse hırsıza sahip çıkmazdı. Ancak konu siyasi operasyona algıyla çevrilince durum değişti. Sonuçta millet “KCK operasyonu” yapıldı zannederken aslında emniyet ve yargıya o dönem hâkim olan FETÖ onlarla anlaştı ve suçlarını ispatlayacak belgeler yerine işe yaramayan belgeler mahkemeye sunularak temize çıkarıldılar. Aynı dönemde iktidar partisi il başkanı ve milletvekilinin düzenlediği basın toplantısında bu operasyon (Tabi ki KCK) diye soruldu ve onlar da bu tuzağa düşüp cevap verdi. O zaman operasyonun KCK değil, imar emlak yolsuzluğu operasyonu olduğu hatırlatılmasına rağmen algı kırılamadı.

Şimdi de aynı oyunlar oynanıyor. Ortada ciddi suçlamalar ve tespitler var ve operasyonlar için ciddi bir hazırlık yapılmış. Daha İmamoğlu’nun dosyası, suçlamalar, savunması tam olarak bilinmezken ortalığı yakıp yıkmak nedir? Gerçi zaten bunların bilinmesini istemiyorlar. Bilinmesin ve olmayan itibarları zedelenmesin diye ortalığı savaş alanına çevirip tehditlerle vurgunları örtmeye çalışıyorlar. Biri de çıkıp “biz neden hırsızlığı, vurgunu sahipleniyoruz” diyemiyor. Hırsızlığa, vurguna kendilerindendir diye kılıf arama telaşına düşüyorlar. Hoş zaten CHP’de normal olan ne var ki, normal bir davranış bekliyoruz? Bağırıp çağırarak ve ortalığı yangın yerine çevirerek suçlarınızı örtemezsiniz? Belki halkı ve taraftarlarınızı bir müddet oyalayabilirsiniz lakin gerçekler er-geç ortaya çıkınca ne yapacaksınız?

İBB ve diğer CHP’li belediyelerde yapılan hırsızlık ve yolsuzluğu bilmeyen yoktu. CHP’yi savunan bazı gazeteciler ve aydınlar bile bu duruma isyan ediyordu ama dinleyen olmadı. O kadar kendilerini dev aynasında görmeye başladılar ki, “kimse bize karışamaz, kim bize hesap sorabilir?” düşüncesine girdiler ve kendilerini ülkenin sahibi gibi görüp gelen gidene tehdit ve şantajda bulundular. Nihayetinde “Devlet aklı” toplumda oluşan, “cezasızlık algısının” boşuna olmadığını gördü ve gecikmiş de olsa düğmeye bastı ve hesap sormak amacıyla adım attı. Şimdi aynı adımı yıllardır ülkede kaos ve kargaşa peşinde koşan ve her ayaklanma girişiminde parmak izi olan malum büyük holding sahiplerine karşı atılmasını da bekliyoruz. O zaman kimsenin ayrıcalığı olmadığını ve suç işleyen herkese dokunulduğuna halk olarak inanırız. Vesselam…