Yapıcıoğlu, Konya'daki katliam, orman
yangınları ve göçmen dalgasına ilişkin önemli açıklamalarda
bulundu.
"HER ŞEYİ KENDİ MÜLKİ
ZANNEDEN İNSAN, DENGEYİ BOZDU"
Orman yangınlarına ilişkin önemli
açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, " Önce sel felaketi ardından orman
yangınlarıyla karşılaştık. İnsanoğlu hırsının kurbanı oluyor. Her şeyi kendi
mülki zanneden insan, dengeyi bozdu. Ben iki gündür yangın bölgesinde
vatandaşları ziyaret ediyorum. Normal zamanlarda rakımı çok yüksek olduğu için
20 derece sıcaklığı olan bölgeler şuan 30 derece sıcaklığı yaşıyor. Sabotaj
ihtimali elbette vardır. Birçok noktada yangınların çıkması bu ihtimali
değerlendirmeyi gerektiriyor. Ama kesin bir delille bu ortaya koyulmadığı
sürece 'şu veya bu yakmıştır' gibi bir yaklaşımın içerisine girilmemelidir.
Bunun bazı toplumsal bazı kırılmalara yol açabileceği unutulmamalıdır. "
dedi.
"HAVA ARAÇLARININ SAYISINI
ARTTIRMAK GEREKİYOR"
Toplumu bir birine kışkırtmak
için çalışanların olduğuna değinen Yapıcıoğlu şöyle devam etti: "Ormanlar
yanmaya devam ederken tartışmaların yaşanması doğru değildir. Gerçek şu ki
bundan sonra daha sık orman yangınlarıyla alışacağız gibi duruyor. O zaman
bizim şunu görmemiz lazım; karadan yangınlara müdahale etmenin zor olduğu
yerlerde hava araçlarının sayısını arttırmak gerekiyor. İnşallah bir daha olmaz
ama dünyanın birçok yerinde orman yangınları artmış durumda."
"HALKLARI BİRBİRİNE
KIRDIRMAK İSTEYENLER NE TÜRK'ÜN NE DE KÜRD'ÜN DOSTUDUR”
Konya'daki katliama ilişkin
konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Maalesef adalete olan
güven zedelenince vatandaş kendi adaletini kendisi sağlamaya çalışıyor. Bu da
toplumsal olayların artmasına sebebiyet veriyor. Toplumun manevi dinamikleri ve
adalete duyulan güven azalınca bu tür olayların arttığı görüyoruz. Bütün bu
olayları değerlendirirken şunu görmemiz gerekiyor; ahlaki yozlaşma başlarsa bu
tür olayları daha çok görürüz. İşin bu yönünü görüp şapkayı önümüze koyarak 'ne
yapabiliriz' diye düşünmemiz gerekiyor. Bir kişiyi haksız yere öldürmek
bütün bir insanlığı öldürmek gibidir. Olaylara kişilerin kimliği üzerinden
tartışırsak bir yere varamayız. Bir Türk-Kürt kavgası çıkartmak isteyenler var.
Aynı aileden 7 kişinin öldürülmesi bir katliamdır. Bu olayın kınanması
gerekiyor. Ama bu fay hattı üzerinden bir birine kırdırmak isteyenler ne Türk'ün
ne de Kürd'ün dostudur. Biz bire bir meselenin başından beri takipçisiyiz. Bu
konu ile ilgili bir araştırma komisyonu kurduk."
Saldırının ırkçı nedenlerle
yapıldığı iddialarına ilişkin konuşan Yapıcıoğlu, "Eğer gerçekten ırkçı
duygularla biri diğerine öldürmüşse mutlak suretle bunun mahkum edilmesi ve
afişe edilmesi lazım. Bunu yapan kişinin ise daha ağır cezalara çarptırılması
lazım. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. " dedi.
"ÖLÜMDEN, AÇLIKTAN KAÇAN
İNSANI NE YAPACAKSINIZ?"
Göçmen dalgasına ilişkin de
açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, "Hükümetin bu konu ile ilgili bir
politika gideceğine dair bir emare görülmüyor. Bu insanlar niye ülkelerini terk
ediyor? Suriye'deki iç savaş olmadan önce de insanlar göç ediyordu. Suriye'de
on yılı aşkın bir süredir bir iç savaş sürüyor. Bir biriyle savaşan grupların
birçoğu da vekâleten savaş yürütüyor. Neticede Suriye'deki nüfusun yarısı
yerinden oldu. Peki orası karışırken biz oranın karışmaması ne yaptık? Biz
Suriye'nin karışmaması için hiçbir şey yapmamışken "siz niye orayı terk
ediyorsunuz?" deme hakkına sahip değiliz. Afganistan'dan göç eden insanlar
gözlerini işgalin ortasında açtı. Şimdi güvenli bir liman arayan insanlar ne
yapsınlar? Ölümden, açlıktan kaçan insanı ne yapacaksınız? Tek parti döneminde
sınırın öte tarafından gelen insanlar geri gönderildi ve gözler önünde kurşuna
dizildi. Bu acılar bir daha yaşanmasın. İktidar bizim elimizde olduğunda buraya
gelen insanların ülkelerinde rahat yaşaması için çalışırız ancak bütün
çabalarımıza rağmen buna güç yetiremezsek ve savaş çıkarsa oradan gelen
ocağımızı açarız." HABER MERKEZİ
0 yorum