Hikâye edilir. Tabii bu tür hikâyelerin çok farklı versiyonları olduğu gibi çok sağlam kaynak ve ravileri de yoktur. Bundan gaye ders ve ibret alınmasıdır.
İşte bu hikayelerden birisi de Bekri Mustafa’nın hikayesidir.
Bekri Mustafa, 1593-1634 yıllarında Sultanahmet’te doğup-yaşar. Genç yaşta kendisini içkiye verir. Gece gündüz içki içtiği için de ‘çok içki içen, içki düşkünü, sürekli içkili gezen’ manasına gelen ‘Bekri’ namını alır. Mustafa iken Bekri Mustafa, olur.
Bu Bekri Mustafa, bir gün “Küçük Ayasofya Camii”nin önünden geçer...
O sırada musallada bir tabut vardır, fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. İmam bekleyen cemaatin, beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı “hoca” zannederek namazı kıldırmasını söylerler.
“Yok, ben hoca değilim” dese de dinlemezler ve Bekri’yi zorla öne geçirirler.
Bekri Mustafa, bildiği kadarıyla namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar.
Cemaat, ilk defa böyle bir tabloyla karşılaşır ve ölüye ne söylediğini merak ederler.
Bekri Mustafa, başta söylemek istemese de ısrarlar karşısında gülerek cevaplar:
“Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar dünyanın durumunu anlar...” demiş.
İşte günümüzdeki dünyada da Trump gibi bir adam ABD’nin başkanı olmuş. Daha önceki başkanlar çok iyi idi, Trump, kötüdür demiyorum. Hepsi birbirinden daha zalim ve kötüdür.
Fakat Trump’ın konuştukları, söyledikleri, üslup ve yöntemleri tam bir mafya babası gibi.
Gelir gelmez, en büyük müttefiklerinden ve komşusu Kanada’ya çattı. Gümrük vergilerini artırdı. Panama Kanalı’nın, Grönland’ın ABD’nin topraklarına katılması gerektiğini söyledi.
Şu ana kadar Ukrayna’ya verilen 350 milyar dolarlık askeri ve mali destek karşılığı ülkenin bütün maden ve kıymetli elementlerine el koyacağını açıkladı. Beyaz Saray’da misafir olarak ağırladığı Ukrayna Başkanı Zelensky’le kameralar karşısında tartışmaya girdi ve tabiri caizse onu kovdu.
Avrupa ülkelerine yönelik gümrük vergilerini artırdı. Bütün Avrupa’yı karşısına aldı.
Siyonist israil topraklarının dar olduğunu ve genişlemesi gerektiğini, Gazze’nin ABD’ye bağlanarak dünya turizm merkezi haline getireceğini gösteren bir videoyu sosyal medya hesabından paylaştı. Gazze’deki 1.8 milyon Filistinliyi Mısır ve Ürdün’e zorla süreceğini ve bunun kabul göreceğini söyledi.
Trump için ahlaki, kutsal bir ilke ve değer yok.
Trump’ın büyükbabası Almanya’dan Amerika’ya gelmiş bir mülteci. Genelev dahil çok farklı işler yapmış biri. Babası emlakçılık yapmış, kendisi de subay okulunu okuduğu halde hayalinde bir Hollywood yıldızı olmak varmış. Ne subay ne de Hollywood yıldızı olmuş. Farklı yol ve yöntemlerle emlakçılıktan zengin olmuş ve siyasete atılmış...
Her şeyi bir emlakçı zihniyetiyle görüyor, biçiyor ve tartıyor.
Defterinde vatan, izzet, namus, manevi ve ahlaki değer, onur... gibi kavramların hiçbiri yok...
İşte böyle biri para üzerinden dünyaya hâkim olmaya çalışan Siyonistler için kullanılmaya çok müsait biri.
Trump, elindeki para ve güçle istediği her şeyi yapacağını zannetmekte. Gazze’dekilere başka bir yerde ev ve iş verirse sorunun biteceğini, olmazsa silah zoruyla bunu yaptıracağına ve kimsenin de karşı çıkmayacağına inanmakta.
İşin en kötüsü, Trump’a karşı dünya genelinde beklenilen tepki yok…
Bekri Mustafa’nın ölünün kulağına fısıldadığı gibi dünyanın ahvalini anlatmak için ‘Trump, dünyanın hakimi olmuş’ denilmesi yeterlidir.
Bütün okuyucularımın Ramazan-ı Şeriflerini tebrik eder, bütün İslam alemine hayır ve bereket getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum.