Batılı anlamda tiyatro türü
edebiyata Tanzimat Dönemi‘nde girmiştir. Tanzimat’a kadar edebiyatta Karagöz,
kukla, orta oyunu ve meddah hikâyeleri, köy seyirlik oyunları gibi türler
tiyatro türünün yerini tutmuştur. Şinasi‘nin
“Şair Evlenmesi” adlı eseri, Batılı anlamda tiyatronun edebiyattaki ilk örneği
kabul edilir. Şinasi’den sonra Nâmık Kemâl, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan gibi yazarlar tiyatro türünde eserler
kaleme almıştır.
Bu eserler anlaşılacağı üzere
sadece metin olarak kaleme alınmış olup, sahnede oynanmamıştır. Sahnelenen ilk
tiyatro ise Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre “eseri” kabul edilir. Ahmet
Vefik Paşa’nın Batı tiyatrosundan yaptığı uyarlamalar da bu türün ülkemizde
yerleşmesinde etkili olmuştur. Yukarıda bahsi geçen kişilerden bazıları
eserlerinde ahlak dışı içerikleri işleme konusunda çok mahirdir. O dönemde
eserlerde teknik olarak çok kusur olmasına rağmen batı menşeili türden
vazgeçilmemiş. Tanzimat döneminden günümüze kadar tiyatro toplumsal algıyı
yönetme konusunda hep başat tür olmuştur.
Günümüzde onların takipçileri
ise onların bıraktığı yerden işi devralıp daha da ileriye taşımış maalesef. Hayır
yolunda kullanılmayan tiyatro türü şer yolunda ciddi bir mesafe kat etmiş
durumda. Birileri bana kızmasın. Eleştirdiğimiz nokta ahlaka aykırı konularda bu
türün kullanılması ve toplumu ifsat etmesi meselesidir.
Şimdi gelelim asıl
meselemize, malum iletişim çağındayız. Teknolojinin ilerlemesiyle de tiyatro
türü insanlara televizyonlardan ve internet üzerinden sunulmaya başlandı. Ne
verirsen bir alıcısı olur mantığıyla maalesef ahlak dışı, değerlerimizden
tamamen uzak, bize ait olmayan ve toplumu güldürürken ahlaksızlaştıran içerikler
de yayınlanıyor. Şu anda bu içeriklerin hücumu ve tahribatıyla karşı karşıyayız.
Komedi adı altında her türlü küfür ve ahlaksızlık ısıtılıp ısıtılıp önümüze
konuluyor. Bu işin başını çekenleri burada zikredip reklamlarını yapmak
istemiyorum. Onlar kendilerini iyi bilir.
Özellikle eski adıyla meddahlık, günümüz
adıyla da Stand Up, ağıza alınmayacak kelimeleri rahatlıkla işliyor. İşin içine
kadınları da katarak maalesef çirkin ve ahlaksız içerikleri iyice yaymaya
başladılar. Bu gidişata dur diyecek kimse yok mu? sorusunu sormak biraz kolaya
kaçmaktır. RTÜK televizyonlara sansür uyguluyor ama emin olun bu çok işe
yaramıyor. Ücretli medya platformlarında bu ahlaksız türler her şekilde
yayınlanıyor. Bu konu yasal düzenlemeyle bir nebze olsun düzeltilebilir. Kime
ne düşüyorsa çekinmeden dile getirmeli ve bu konu daha da ileriye gitmeden
çözülmelidir. İnternet ve televizyonlarımızda ahlakımıza uygun içerikler görmek
dileğiyle…