Belki de soruyu şu şekilde sormak lazım: HAMAS teslim olur mu?

Ne Trump’ın ne de Netanyahu’nun anlamadığı şey HAMAS’ın ya da Filistin’deki direniş hareketlerinin ne için savaştığıdır.

Hedef belli, strateji belli, sonuçlar konusunda öyle sanıldığı gibi bir kaygı yok.

Şehid İsmail Heniyye, şehadetinden önce bunu çok net kelimelerle ifade etmişti:

“Silahlı direniş, sadece caydırıcılık sağlamak ya da sadece Gazze'yi savunmak için değil, tüm Filistin'i özgürleştirme stratejisidir.”

İslami Direniş hareketleri, düşmanlarını da düşmanlarının yapabileceklerini de sınır tanımazlıklarını da çok iyi biliyor.

Mesela kimse HAMAS yöneticilerinden birinin Zelensky gibi konuştuğunu, durmadan yardım istediğini iddia edemez.

Ukrayna’nın arkasında Batı’nın devasa silah ve para desteği olmasına rağmen, Rusya, Suriye’ye saldırdığı gibi saldırmamasına rağmen, Zelensky’nin sürekli daha fazla silah ve para istediğini, Avrupa’yı Rusya ile korkutmaya çalıştığını herkes görüyor.

Gazze ise hem İslam dünyasını hem de vicdanı ölmemiş insanlığı sınır tanımaz vahşet karşısında durmaya davet ediyor.

Amerika ve Avrupa ülkeleri açıkça soykırımcı rejime her türlü desteği verirken, Gazze’ye gıda, su ve ilaç girişi için adım atan yok!

HAMAS, Siyonist işgale karşı mücadele eden bir direniş hareketidir ve normalde devasa silah gücüne sahip ve hiçbir hukuki ve ahlaki ilkeye bağlı olmayan bir işgalci güce karşı mücadele eden bu tip hareketlerden “her yolla” mücadele etmesi normal karşılanır. Ama HAMAS hareketi gerek operasyonlarında gerekse de ele geçirdiği esirlere karşı olan muamelesinde sıkı sıkıya bağlı olduğu inanç ilkelerine, ahlaki değerlere, insani değerlere ne kadar bağlı olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

Gazze, tarihi boyunca işgallere, işgalcilere karşı her zaman direnmiş, boyun eğmemiştir. Son zamanlarda ise direnişin, şehadetin, izzetin sembolü olmuştur Gazze.

Gazze’nin yiğit evlatları, direniş ve şehadet öğretmeni Şeyh Ahmed Yasin’den bunu öğrendiler.

Şehid olmadan kısa bir süre önce bir söyleşide şunları söylemişti Şeyh Yasin:

“Onlar bizden utanç verici bir barış istiyorlar. Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Direnişin altyapısını yok etmek. Direnişe silah bıraktırmak. İşte bu nedenle biz teslim olmayacağız! İman etmiş bu nesil ile bu mücahid ve fedakar nesil ile Allah’a olan imanımızla, Hakkımıza olan inancımızla sonunda biz kazanacağız inşallah.”

Gazze’nin ne olduğu, ne yaptığı ve ne yapacağını anlamak için direniş önderlerine bakmak gerekir.

Şeyh Ahmed Yasin, Abdulaziz Rantisi, Salah Şahade, Salih Aruri, İsmail Heniyye, Yahya Sinvar…

Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar, teslim olmadılar, direndiler…

Zillet zalimler karşısında hiçbir şey yapmayan güç sahiplerinindir.

Zillet, Gazze’ye bırakın silah vermeyi ekmek sokamayan, ilaç gönderemeyenlerindir.

Gazze elinden geleni yaptı, teslim olmadı, olmayacak.

Canlarını verdiler, başlarını sokacak bir evleri kalmadı, aç kaldılar…

Ölümün her türlüsünü yaşadılar kısa bir sürede.

Lanetli kavim ve destekçileri elbette yaptıklarının karşılığını göreceklerdir, buna şüphe yok.

Ama ümmet, içinde bulunduğu zilleti, bu utancı nasıl kaldıracak, onu düşünmeli.