Karşımızda iki tablo var:
Biri somurtan ve haklarında gerekirse zindana atılmaları söylenen işgalcilerin
esirleri. Ne kendileri çıktıklarına seviniyor ne de onları çıkaranlar
çıkışlarına seviniyor. Diğeri de hem kendileri hem de sevenleri ve halkıyla
beraber adeta düğündelermiş gibi özgür oluşlarına herkesin sevindiği Filistinli
esirler.
Görüntülerde her iki tarafın
da esirlerine ait videolar var. Filistin tarafı esirleri, adeta kaldıkları
yerden direniş ruhunu yılmaz bir şekilde savunuyor ve vazgeçmişe benzemiyor.
Kadını, genci ve çocuğu da buna dahil olmak üzere.
Bir de işgalcinin esirlerinin
yansımasına bakmak gerekir. Hepsi korku dolu gözlerle gidiyor. Mutlu halleri
yok. Sevinçleri yok. Adeta gitmesem de kalsam mı diye bir ikilem yaşıyor
gibiler. Belki de yaşlı veya çocuk olmasalar gitmeyeceklerdi, özgür iradelerini
kullanarak kalacaklardı.
Bir müddet önce çıkan esirler
her şeye rağmen övgü dolu bir tespitte bulunarak HAMAS’tan esaret değil
misafirperlik gördüklerini cesurca söylemişlerdi mikrofonlara. Tam da İslam’ın
adap ve ahlakına yakışır bir tutum görmüşlerdi. Esirlerine yediğinden yediren
bir peygamberin yolundan gidenler ve savaşın ahlakını gösterenler değil mi
HAMAS hareketi?
Peki, ya işgalcinin esaret
anlayışı neymiş gördük mü? Çıplak ve gözleri bağlı olarak her türlü hakareti
yaptıkları esirleri ne yazık ki gördük videolarda. Kendi esirlerini zindana
atmayı ve adilane söylemlerini böylece susturmayı düşünen bir siyonist düşünce,
Müslüman esirler için daha kötüsünü de düşünmesine şaşmamak lazım.
HAMAS hareketi ve direnişi, 7
Ekim’den bu yana dünya Müslümanlarına uyuyan ruhlarımıza uyanıklık,
pasifliğimize cihad ve kıyam ruhu aşıladı. Biz uyuyanların onlara bir yardımı
olmuyor. Lakin onlar ehl-i vicdan dünyaya ve dünya Müslümanlarına bu iradeyi gösterme
azmini sergilediler.
Uyuyor veya pasifliğimizin
farkına varmıyorduk. İhtiyacımız, bir kıvılcımdı. Vicdanını henüz
yitirmemişlere de bu kıvılcım yetti. Artık her yer Filistin ve her yer direniş
kokuyor. Newyork’tan tutun da Londra’ya, Malezya’dan tutun da Güney Afrika’ya
dek tüm meydanlar, alanlar ve sokaklar HAMAS yani direniş konuyor.
Yüzlerde kare kare püşiler ve
dillerde “Free Palistina/Filistin’e özgürlük” sloganları. Gençler başı çekiyor
protestoların. Halklar, hükümetlerine doğruyu gösteriyor. Dünya,
Filistinleşiyor; Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın bereketi dünyayı kuşatıyor. Dünyada
gezen ruh, Kudüs ruhu…
İzzet ve onurun zirvesini
yaşayan ve yaşatan bir direnişe binlerce selam…