Evin temel ihtiyaç malzemelerini
ben alırım. Bu nedenle fiyat etiketleriyle kötü hatıralarım oluşuyor. Çoğu
zaman hiç de hoş olmayan bu karşılaşmamız beni etiketlere düşman eder.
Etiketler de adeta benimle konuşur ve “Arkadaş! Ne diye bana kızıyorsun? Git
müsebbiplere kız!” derler…
Nereye gitseniz “Eski asgari
ücret daha bereketliydi” sözüyle karşılaşırsınız. Bir zamanlar Cumhurbaşkanının
mitinglerde millete öğrettiği “Eskiden asgari ücretle kaç ekmek alıyordunuz,
şimdi kaç ekmek alabiliyorsunuz? Eskiden asgari ücretle kaç yumurta
alabiliyordunuz, şimdi kaç yumurta alabiliyorsunuz? Şeklinde hesabı onlar da
yapıyorlar ve maalesef işlemin sağlamasını hangi taraftan yapsalar da işlemin
sonucunu istedikleri gibi bulamıyorlar. Her seferinde iç karartıcı bir sonuç
ile karşılaşıyorlar.
Öyle inanıyorum ki, etiketçiler
zamlı etiketlerini ilk yapıştırdıklarında çekinmişlerdir. Baktılar ki diserife,
yanlarına kâr kalıyor, tepelerine binen olmuyor, kendilerine gösterilen tepkinin
tavuğa yapılan “Kışt” gibi olduğunu görünce alıştılar.
Fiyat etiketlerinin böyle
çığırından çıkması, milleti öngöremez bir psikolojiye sokarken, hükümetin
üzerine de bir çığ gibi düşmektedir. Meteoroloji günler öncesinden uyarmasına
rağmen İmamoğlu’nun tedbiri elden bırakması başına nasıl iş açtıysa, görünen o
ki hükümet aylar öncesinden uyarılmasına rağmen sahada alışveriş yapan biri
olarak söylüyorum bir rahatlama göremiyoruz.
Fiyat etiketleri için matbaaya,
bilgisayara yetiştiremeyenler olduğu görülmekte, etiketler manuel olarak
değiştirilmektedir. Bu gidişle etiketler konusunda dijital sisteme
geçilebileceği de kulislerde konuşulan konular arasında…
Eskiden hangimizin bir markette
veya bir mağazada işçilerin fiyat etiketlerini yapıştırdığına şahit
olmuşluğumuz vardır? Sanırım hiç birimizin. Ya şimdi? Şimdi neredeyse hepimizin
bu tarihi olaya ilişkin bir tanıklığımız vardır.
Geçenlerde bir arkadaşla beraber
bir mağazaya girdik. Bir bölmedeki bütün ürünler 139 liraydı. Ama arada bir
parça vardı ki üzerindeki 79 liraydı. Etiketçi ona aynı etiketi yapıştırmayı
unutmuştu. Mal, marka her şeyiyle aynı.
Raf fiyatı ile kasa fiyatının
uyuşmamasının “görevlilerin yetiştirememesi” anlamına geldiğini biliyorsunuz.
Benim gibi birçok kişi
seçimlerden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şapkadan nasıl bir tavşan
çıkaracağını merak ediyor. Ama görünen o ki kından kılıç çıkarılmazsa şapkadan
çıkarılacak tavşanların faydası olmayacaktır.
Etiketler artık sadece cep
yakmıyor, can da yakıyor. Canı yanan… başka bir şey yazacaktım ama bir
atasözüne çevirelim; canı yanan eşek attan yürük olur…
Bu istikrarsız fiyat artışlarının
hükümetin sonunu getirebileceğinden hükümet yetkililerinin habersiz olmaları
mümkün değildir.
Artan doların üzerindeki köpüğü
alan hükümet fiyat etiketleri üzerindeki pisliği temizlemezse ne olacağı
herkesin malumudur; millet hükümetin aklığına paklığına bakmaz temizler…
Tarih bize tecrübeyle gösterdi ki
asgari ücret 20 bin lira da olsa etiketçilerin bir başka deyişle fiyat
değiştirme organizasyonunun önüne geçilmezse sabaha kadar “Kişt” derseniz
boştur.
Değiştirilen her bir etiketin
hükümetin tabutuna çakılan bir çivi hükmünde olduğunu seçmen biliyorsa seçilen
de biliyor olmalı.