Okulların açılmasına az bir süre kaldı. Birtakım
uygulamaların yeniden sisteme ekleneceği, daha önce kaldırılan ‘sınıfta kalma’
uygulamasının kesinlikle sisteme dâhil edileceği vb. konular tartışılmaktadır.
Eğitim sisteminin baştan sona yenilenmesi gerekirken pansuman tedbirlerle bu
işin çözülemeyeceğini bu işin ehli olan hemen herkes çok iyi bilmektedir.
Akademik becerilerin bir türlü istenen seviyeye
yükseltilemediği gibi davranış becerilerinin de güzel ahlak olarak
kazandırılamaması eğitim sisteminin en önemli sorunu olarak karşımıza
çıkmaktadır. Özellikle ‘Laik eğitim’ safsatası ile yeni nesillerin
‘laik/dinsiz’ yetiştirilmesi hedefi ülkemizin en büyük sorunu olarak bizi kasıp
kavurmaktadır. Bu müslüman halkın çocuklarının İngiliz/Fransız ahlakıyla
yetiştirilmesi garabeti; yeni neslin sadece maddi zevk ve batının aşırı hayranı
olmak aşağılık kompleksiyle yetiştirilmesi, eğitim sisteminin en önemli
amaçlarındadır.
Hiçbir İngiliz’in veya Fransız’ın yeni nesillerini,
Müslüman inancı ve hassasiyetleri, Türk örf ve adetleriyle yetiştirmek gibi bir
ideali asla yoktur. Tam aksine bütün batılı ülkeler, nesillerini hırıstiyan
inancı ve gelenekleri doğrultusunda yetiştirmektedirler. Hatta İslam’a,
müslümanlara ve Türklere düşman bir şekilde yetiştirmektedirler. Eğitim
sistemimizdeki batıya karşı bu aşağılık kompleksi kesinlikle irdelenmeli ve
eğitim sistemimizin batılı necasetlerden temizlenmesine yönelik bir irade
ortaya konulmalıdır.
İslam inancının, eğitim sisteminin merkezine oturtulması
ve eğitim sisteminin yerli ve milli bir anlayışla yeni baştan oluşturulması
gerekir. Bu halkın Fransız ahlakına, İngiliz adetlerine hiç ihtiyacı yoktur.
Hele kokuşmuş hayat tarzlarının örnek alınmasına asla ihtiyacı yoktur. Kendi
inanç ve değer yargılarımızla yeni neslimizi yetiştirmek gibi bir hedefi ortaya
koymadığımız müddetçe; batının kokuşmuş zihniyetini, rezil ahlakını, insanlık
fıtratından çıkmış yaşam biçimlerini ve dünyaya zulümden başka bir şey vermeyen
sömürü düzenlerine gıpta etmek gibi ‘rezil bir vizyonu’ yeni nesillerimize
dayatmaya devam edeceğiz.
Eğitim sisteminin ısrarla maneviyattan koparılması ve
‘laik olacaktır’ şeklindeki dayatma sadece batılı efendileri memnun ederken; 80
milyonluk müslüman halkın inancının ve geleneklerinin bu sistemin içinde
barındırılmaması ve bunun kanun ve yönetmeliklerle sürdürülmeye çalışılması bu
halka yapılabilecek en büyük kötülüklerdendir. Bu halkın inanç ve değerlerinin
ötekileştirilerek ve hatta yasaklanarak eğitim sisteminden çıkarılarak İngiliz
ve Fransız inancının kutsanarak sistemimizin merkezine yerleştirilmesi
kesinlikle masaya yatırılmalıdır.
Bu yeni eğitim öğretim yılının başında ehli vicdan olan
bütün eğitimcileri, siyasetçileri, akademisyenleri, sivil toplum kuruluşları,
kanaat önderleri ve kendini sorumlu hisseden bütün insanları eğitim
sistemimizin yerli ve milli bir şekilde yeniden inşa edilmesi için harekete
geçmeye davet ediyorum. Maneviyattan yoksun hale getirilmiş bu eğitim sistemi,
defolu birey yetiştirmekten başka bir işlev görmediğini ve nesillerimizi heba
ettiğini herkes yakinen gördü ve bunun acısını en ciddi şekilde yaşamaktadır.
Netice itibariyle, yüz yıldır yanlış kodlarla inşa
edilmiş olan bu laik eğitim sistemi; müslüman halkımıza sorundan başka bir şey
vermedi. Nesillerimiz bu yanlış eğitim kodlarıyla, kendi inancına yabancı,
değer yargılarına lakayt, milletine hor bakan ve devletine düşman olarak
yetişmeye devam ediyor.
Ey idareciler! Bu nesillerin vebalini daha fazla
boynunuza koymadan bu sistemi tartışmaya açalım ve aklıselim ile milli ve yerli
bir eğitim sistemini hep beraber oluşturalım.