Geçen hafta
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berat Albayrak’ın “Burası çok önemli” dediği o çok
önemli yere işaret eden çok önemli, önemli olduğu kadar da güzel bir konuşma
yaptı. Ne yazık ki, yeteri kadar ilgi görmedi. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının
ayrıntılarına geçmeden evvel şu eğitim-öğretimin tanımını bir hatırlayalım.
Yıllarca talim (öğretmek) ve
terbiye etmek (yetiştirmek, büyütmek) anlamında kullandığımız bu
kelimeleri de birçok şey gibi askıya alıp onların yerine şimdi iyice
aşina olduğumuz eğitim-öğretim kelimelerini ikame etmişiz. Eğitim-öğretim
için şunu söyleyebiliriz; bir kişinin hal, hareket, davranış, inanç ve
düşüncelerini kendine göre şekillendirmektir. Bir başka deyişle bir kişiyi
teknik yollarla kendisine benzetmektir.
Bu nedenle eğitim-öğretim için
çocuklarımızı birine-birilerine teslim ettiğimizde, çocuğumuzu kendisine teslim
ettiğimiz kişinin, çocuğumuzu kendisine benzeteceğinin bilincinde olmalıyız.
Şimdi buradan Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın söylediklerine geçebiliriz. Şöyle demişti; “Aklı hür, fikri hür,
vicdanı hür, nesiller yetiştirmek için çıkılan yolun Batı taklitçiliğine
dönüşmüş olması en büyük kayıptır” Evet, üzülerek ifade edelim ki, bu kaybın
asıl nedeni çıkılan yolun -yukarıda altını çizdiğimiz gibi- yanlış
olmasındandır. Çıktığımız yol yanlış ise, “Batı taklitçiliğine gider” yazılı
bir levhaya göre yol alırsak ve o yola saparsak, aklı hür, fikri hür, vicdanı
hür nesiller yetiştirmek için arabaya aldığımız nesil, Batı
taklitçisi kayıp nesil olur. Kürtçemizde şöyle güzel bir söz
vardır: “Tu çi têxê kûwarê ew jê tê xwarê”. (Kilere neyi koyarsan,
kilerden onu alırsın) Ne ekersen onu biçersin, anlamında diyebiliriz.
“Samimi bir muhasebeyle
geçtiğimiz 18 yılda her alanda, tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı;
ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi
sağlayamadığımızı düşünüyorum” Bu çok önemli bir özeleştiridir. Zaten şose
yolda seyreden arabanın istenilen ilerlemeyi sağlayabilmesi mümkün
değildir. Ayrıca 18 yıl boyunca şose yolda yol alan bir arabanın bujilerinin
yanması, yağ yakması tabiidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hizmetlerini
anlatırken sık sık söylediği “Yol medeniyettir” sözünü birçok kişinin kafasına
kazıdı. Yaptığı yolların güzelliğine kimse laf söyleyemez. Bindiğim arabalardan
kendisine “Allah razı olsun” diyenlerin de şahidiyim. “Yol medeniyettir” diye
diye yaptığı yollarla hemen hemen her yere damgasını vurdu.
Şu var ki; devletin görevi sadece
yollar yapmak değil, işe yaramaz, tehlikeli, uçuruma giden yolları da ulaşıma
kapatmak, gerekli yolları ana arterleri asfaltlamaktır. Dağları delerek
tüneller açarken, Batının beynimize kazdığı tünelleri de kapatmaktır.
Yukarıda söylediğim gibi “Batı
taklitçiliğine” giden yol trafiğe kapatılmalıdır. “Yol medeniyettir” sözünün
bir süreliğine bir kenara bırakılması gerekir ve “Eğitim-Öğretim medeniyettir”
şeklinde yeni bir şiar geliştirilmelidir.
“Kontrolsüz bir batılılaşma
içindeyiz. Fikri bir buhran içindeyiz” dedi ayrıca. Araba-yol metaforundan
devam edelim. Direksiyonda siz varsınız. Arabanın devrilmemesi için ani
direksiyon kırmalardan kaçınarak, kartalın süzülmesi gibi diğer şeride geçmenin
elzemliği artık gün gibi aşikârdır. O zaman “Allah-Peygamber razı olsun”
diyenler çoğalacaktır.
“Önümüzdeki dönemde
önceliğimiz aileden başlayarak çocuklarımızı hakkıyla yetiştirmek
şarttır. Bu değişim sıradan müfredat tadilatından ziyade topyekûn
eğitim-öğretim reformu gerektirir." Araba-yol metaforundan devam
ediyoruz. İşte burada rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki bu
noktada Hüda-Par’ın tezlerine gelinmiş ve Hüda-Par arabasının
takibinin gerekliliği ortaya çıkmıştır. Hüda-Par “aile” diye diye
dilinde tüy bitti demeyeceğim. Ağzı yamuk kaldı diyeceğim. “Ders kitaplarında
ahlâksızlık özendiriliyor”, demiş örnekler vermiştir. “Neslin imhası (yani
Batılılaşması) değil, ihyası hedeflenmelidir” demiştir. Demiştir de demiştir.
Öyleyse; Cumhurbaşkanlığı Eğitim Ve Öğretim Politikaları
Kurulu üyeleri Hüda-Par’dan güvenli bir seyir için, trafik ile ilgili
bilgileri istemek için görevlendirilmelidir. Konu çok ciddi ve önemlidir.
Arabanın ekspertiz raporundan da iyi sonuç çıkmamıştır. Arabanın yol
tutuşu iyi değildir. Şoförün bu arabayı devirmesi yüzyılın trafik kazası olarak
tarihe geçecektir.
Yazımıza “Cumhurbaşkanı’ndan Güzel Sözler” diye başlamıştık. Biz de “Dünya
uygulanmayan güzel sözler yüzünden batmıştır” gibi güzel bir sözle bitirelim.