HDP/PKK,
Kürt halkının oylarıyla CHP’yi iktidara taşımaya çalışıyor. Ne acı bir durum?
Bir asırdır Kürt halkına yapmadığı zulüm kalmamış, Kürt halkının varlığını
inkâr etmiş, dilini yasaklamış bir ideolojinin müntesiplerini Kürtlerin
oylarıyla iktidara taşımanın mantığını anlamak gerçekten mümkün değil. Ve
söylemleriyle, pratiğiyle değişmediğini, değişmeye niyetinin olmadığını
göstermesine rağmen…
CHP’nin
son iki ayda HÜDA PAR’a yönelik saldırılarında kullandığı argümanlara bakıldığı
zaman CHP’nin Kürt halkına yönelik asimilasyoncu, yok sayıcı, ötekileştirici,
yasakçı zihniyetinin hiç değişmediği hemen anlaşılmakta. CHP ve yandaşı basın
organlarının, aydınlarının, gazetecilerinin HÜDA PAR’a yönelik saldırı ve
eleştirilerine bakıldığında ön plana çıkan suçlamalardan bazıları şunlar: “HÜDA
PAR bölücü, Kürtçü bir parti… Çünkü Kürtçenin ikinci resmi dil olmasını
istiyor. Her kavmin kendi anadiliyle eğitim hakkını savunuyor. Kürtlerin
Türklerle birlikte bu ülkenin ikinci kurucu unsuru olmasını talep ediyor. Türk
bayrağı yerine Türkiye bayrağı isimlendirmesinin olması gerektiğini
dillendiriyor.”
Kürt
halkının ve ülkede yaşayan diğer halkların Türk halkıyla eşit, adil haklara
sahip olmasını talep etmek CHP’ye göre suç, kabahat, bölücülük…
Ve HDP
bu CHP’yi Kürtlerin oylarıyla iktidara taşımak istiyor. Ne diyeyim ki? Bu
konudaki yorumu ferasetiyle meşhur Kürt halkına bırakıyorum…
Sadece
şunu söyleyeyim; CHP gelirse Kürtlerin son yirmi yılda elde ettiği tüm
kazanımları yok eder. Ve kırk yıldan fazladır Kürtlerin haklarını savunmak
adına Kürt gençlerinin kanlarını, canlarını heder eden bir hareket bu gerçeğin
farkında olmasına rağmen bu zihniyetin gelmesi için seferberlik başlatmış
durumda. Maskelerin altındaki gerçek yüzlerin görülmesi için daha ne yapılması
gerekiyor acaba?
Elli
yaşını geçmiş, Kemalist azınlığın iktidarını görmüş, 28 Şubat darbesinin
acımasız baskısını iliklerine kadar hissetmiş, işkencenin yaygın olduğu, bir
polisi görünce insanların korkudan gireceği delik aradığı, Kürtçenin, Kürdüm
demenin yasak olduğu günleri yaşamış bir aydın olarak genç kardeşlerime
seslenmek istiyorum; ne olur ferasetli davranın! Çarşıdaki pirince giderken
evdeki bulgurdan olma riski var.
Birçok
konuda sizlere katılıyorum; AK Parti’nin birçok yanlış politikasının olduğu
doğru. Benimsemediğimiz, tepki gösterdiğimiz birçok uygulama var. Ekonomide de
yanlış giden birçok şey var. Dış politikada da birçok yanlışa imza atıldı. Ben
de AK Parti’nin iç ve dış politikada imza attığı birçok uygulamayı
benimsemiyorum.
Ama bu
partinin iktidar olduğu yirmi yıl içinde hem dindarlar hem de Kürtler çok büyük
kazanımlar elde ettiler. Gençler! AK Parti’nin bazı yanlış politikaları sizleri
CHP’nin kucağına atmasın. Kendi ellerinizle kendinizi karanlığa gömmeyin!
Ülkenizi, halkınızı düşünün. Lütfen tepkisel davranmayın. Bu halkın kazanımları
heder olmasın.
İlk
defa halkın arasından gelmiş bir iktidarın yanlışlarına olan tepkiniz bu
ülkenin halk düşmanı laikçi elitlerin yönetimine tekrar mahkûm olmasına yol
açmasın…
Girin
internete, bakın; AK Parti iktidarından önce özellikle bölgemiz sürekli
olağanüstü hal ortamıyla yönetiliyordu. Keyfilik had safhadaydı. Polisler,
askerler istedikleri kişiyi keyfi suçlamalarla gözaltına alıp günlerce
işkencelere tabi tutabiliyor, zindanlarda çürütebiliyordu. Köylere baskın yapıp
teröristlere ekmek verdin suçlamasıyla tüm köy halkını sıra dayağından
geçirebiliyor, çırılçıplak soyup en iğrenç şekilde aşağılayabiliyordu. O yüzden
bereketli topraklara sahip binlerce köy boşaldı. İnsanların ne mal ne can
güvenliği vardı.
Gençler,
CHP’nin tuzağına düşmeyin! Onlar asla değişmediler. Onları iktidara taşırsanız
ülkenize çok büyük kötülük yapmış olursunuz.