Var.
Peki nasıl?
Önce şu şahidliğin izini sürelim.
Müslim’de yer alan bir Hadisi Şerif, müşrik olmayan kırk
kişi, Müslümanın cenazesinde ona şefaat ederse yani onun için “iyi bilirdik”
diye şahitlik ederse, Allah-ü Teala’nın bu şahitliği mutlaka kabul edeceğini
belirtir.
Yine Ebu Hüreyre'den (ra) nakledilen bir Hadis-i Şerif’te
de: “Bir Müslüman öldüğünde, en yakın komşularından üç hane halkı kendisinin
iyi bir insan olduğuna şahitlik ederlerse, Yüce Allah (cc), "Bildikleri
kadarıyla şahitlikte bulunan kullarımın şahitliğini kabul ettim ve kendi bildiklerimi
de bağışladım." buyurur.
Bunu teyid eden bir Hadis-i Şerifi de Abdullah b. Mes'ud
aktarıyor: Bir adam Resulullah'a (sav), “İyi mi kötü mü yaptığımı nasıl
bilebilirim?” diye sorunca Efendimiz sav): “Komşularının, "İyi
yaptın!" dediğini duyarsan iyi yapmışsındır; onların, "Kötü
yaptın!" dediğini duyarsan da kötü yapmışsındır.” buyurur.
Şahitlik, “insan davranışlarını değerlendiren ve çıkar
çatışmalarına çözüm getiren kurallar bütünü” diye tarif edilen hukuk için en
temel dayanaklardan biridir.
Ve yukardaki Nebevi hakikatler, bireyin teşhisinde toplumun
gözleyici şahitliğinin hafife alınamayacağını öğütlüyor.
Şu anda kırk kişi filan değil sekiz milyar insan altı aydır
tüm yönleriyle dehşetli bir hadiseye şahitlik ediyorlar. İçlerinde nice alim,
salih, veli, müttaki, mücahid ve günahsız kullar da var. Hem de öyle kulaktan
duyma, yazıdan okuma değil, canlı yayında ayan beyan görerek, her karesini
doğrudan izleyerek şahitlik ediyorlar.
İmam-ı Caferi Sadık (ra); “Kork o mahkemeden ki, Hâkimin
kendisi şahittir.” sözüyle beşerin şahitliğini yok saymıyor. Aksine beşerin
şahidliği, Hak Teala’nın şahitliğinin de bir çeşit ispatı oluyor.
Aklı başında hiç kimse, kendi eliyle kendi aleyhine şahidler
edinmez. Ne diyor ayet-i kerime: “İman edenlerle karşılaştıklarında 'İman
ettik' derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: 'Allah'ın size
açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz katında aleyhinizde bir delil getirsinler
diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?'” (Bakara Suresi
76)
Bu ayetin nüzul sebebi için şöyle denmiş: Beni Kurayza
yahudilerinin Ahzab savaşındaki ihanetinden sonra Resulullah(sav) kalelerinin
altından onlara: "Ey maymunların kardeşleri! Ey domuzların kardeşleri! Ey
Tağut`a kulluk edenler!" diye seslenince telaşa kapılmışlar ve kendi
aralarında şöyle demişler: "Bunları Muhammed`e kim bildirdi? Bunlar olsa
olsa sizden çıkmıştır. Allah’ın size açmış olduğu şeylerden, onlara size karşı
ellerinde bir delil olsun diye mi bahsediyorsunuz?"
Ellerinin ayaklarının bile dile gelip kişinin yaptıklarına
şahitlik edeceğine iman eden bir Müslümanın, yarın kıyamet günü mesela
Filistin’li mazlumların şahitliği karşısında korkmaması mümkün mü?
Geçenlerde Prof. Dr. Abdurahman Ateş Hocanın şu ifadesi bu
durumu özetliyordu:
“Şu âna kadar ölmüş olanlara hiç bu kadar imrenmemiştim.
Çünkü onlar Gazze'de yaşananlara tanık olmadıkları için dünyada Allah'ın
gazabına maruz kalmaktan kurtuldular ve ahirette de Gazze'lilerin hesabı
sorulmayacak. Gazabından rahmetine sığınıyoruz Rabbimiz!”