Propaganda dediğimiz sanal
savaş tekniği, doğruyu veya yanlışı değil, sadece taraflı olmayı yanlış üzerine
kurgular; fakat bunu hissettirmez.
Özellikle sosyal medya ve
basın, bu işin kurgu yönünü oldukça iyi bir şekilde icra eden birincil
öğelerdir.
Adolf Hitler’in propaganda
bakanı olan Joseph Goebbels “Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir
halk sunayım” derken acaba bunu mu kastetmiştir, bilemiyorum.
Bu durumda karşılaştığımız bu
tür haberlere ne derece inanmalı ne derece kabullenmeliyiz sorusuna cevap
aramak gerek.
Malumunuz işgalci israil,
sosyal medya üzerinden yalan yanlış tezviratta bulunurken bunu, yaptıkları
zulmün propagandası olarak icra ediyor.
Takip ettiği metot ise
Goebbels’in metodu olup celladına âşık bir yaklaşımla davranmaktan çekinmiyor.
Bunun nedeni herhalde yine
âşık olduğu celladın şu sözüdür: “Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve
düşünmesine izin vermeyin.”
Bu döngüden kurtulmanın yolu
olarak “düşünme” melekesini devreye almak en doğrusu olduğu için Rabbimiz
“Düşünmez misiniz, akletmez misiniz?” diye kitabında bize hatırlatmalarda
bulunmuyor mu?
Yine Hucurat suresinde “Ey
iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın…”
diye yol gösteren de aynı kitap değil mi?
Birçok fotoşop ve farklı
hilelere bir de yapay zekâ da katılınca sosyal medyada olan hemen her şey,
insanda ikircikli olmayı beraberinde getirdi.
Filistin direnişinin onuruna
leke sürecek çok girişimlere karşı bu derece şüpheli olmak, ortamın gereği
olmuş görünüyor.
Nefsimizi okşasa da Ebu
Ubeyde’ye ait olduğu söylenen sözlerin ona ait olmadığı ortaya çıkana dek
yayılmasına katkıda bulunmayan hemen hemen kimse kalmadı.
En çabuk yanılabileceğimiz
mevzunun yan konularından biri de bilinen veya tanınan birinin sosyal medya
sözlerini, sırf onundur/yanılmaz diye yaymanın, beğenmenin ve RT etmenin doğru
olmadığını tecrübelerle öğrenmiş olmamızdır.
İslam kültür külliyatında bir
fasıka ait sözün araştırılması ve teyidinden sonra benimsenmesi dahi,
devraldığımız en güzel mirastır.
İşgali haklı çıkaracak
dezenformasyon saldırılarına karşı önyargılı olmalı ve asla doğru olmadığını
bilmeliyiz.
Buna mukabil işgalci esirlere
karşı İslam’ın muamelesinin güzelliğini dünyaya ispatlayan dürüst yaklaşımlar
gibi direnişin onurlu haberlerini yaymak, birinci görevimiz olmalıdır.
Yazımızı yine Goebbels’in bir sözüyle bitirelim: “İnsanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabiliriz.”