Hamd
âlemlerin Rabbine, salât ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Bugün
bir halk otobüsünün camında, sağlam bir kartona basılmış büyükçe bir Filistin
bayrağı ve altında şu yazıyı gördüm: Kader Değil Katliam… Üzerinde çokça
tefekkür edilesi bir söz. Gazze, Yasin Börü’nün şehadet yıldönümünden beri
terör şebekesi ile amansız bir mücadele veriyor. 7 Ekim’den beri Gazze kan
ağlıyor. Bir farkla ki bu kez ağlayan sadece Gazze değil, terör şebekesi de kan
ağlıyor bu kez.
Ağlıyor
ağlamasına ama ateşkes için biraz geç kalınmadı mı? Hatırlarsınız, eskiden
siyonist bir komutan esir alındığında onun serbest kalması karşılığında onlarca
Filistinli serbest bırakılırdı. Hatta şu yorumu yapardık: “işgalci siyonist
için kendi insanları ne kadar da değerli, bire yüz kişiyi serbest
bırakıyorlar.” Ancak görüyoruz ki ateşkes veya esir takası için bu kez biraz
geç kalındı.
Gerçek
şu ki, halktan olan Yahudiler siyonistlerin umurunda bile değil. Yahudi olmanın
şartını biliyorsunuz: Yahudi bir anneden doğmak. Herkes Yahudi olamaz ve onlar
kendilerini yeryüzünün seçkinleri, diğer insanları da kendilerinin hizmetçisi
zavallılar olarak görürler. İşgal rejiminin yerli(!) halkı israil için canla
başla mücadele ederken, çayına şeker dahi atmayıp parasını israil ordusuna
bağışlarken bir de bakıyorsunuz siyonistler onlar için kılını kıpırdatmamış.
Çünkü halkın çoğu gerçekte Yahudi değil.
Rabbimiz
Yahudileri anlatırken onların yaşamı en çok seven ve ölümden en çok korkan
millet olduklarını beyan ediyor. Hal böyleyken Yahudilerden, sözde ülkeleri
için savaşmalarını bekleyemeyiz. Musa aleyhisselama bile “Sen ve Rabbiniz gidin
savaşın.” dememişler mi?
Yapılan
araştırmalar, israil denen bölgede yaşayan insanların çoğunun aslında Yahudi
soyundan gelmediğini ispatlamış durumda. Gerçek, yani halis muhlis Yahudiler
dünyanın dört bir yanında keyif içinde dünyayı şekillendirirken, israil denilen
bölgedeki Yahudiler yani kendini Yahudi sananlar asıl sıkıntıyı çekmekte.
Başka
milletleri köle olarak gören siyonistler için bu başka milletler kendi
vatandaşı da olsa durum fark etmiyor. Köle köledir, sizdenim de dese, aynı dinden
olduğunu da sansa. Hem kurulacak büyük israil devleti için insan lazım. İşgalci
neden kendi insanını tehlikeye atsın. Kendini Yahudi sanan ancak çeşitli
soylardan gelen bu insanları ateşe atmanın onlar için hiçbir sakıncası yok.
Komutanlar için hızlıca işleyen esir takası işleminin halk için işlememesi bu
sebepten olsa gerek.
Peki, madem bu insanlar Siyonist rejiml için değersizse, neden esir takası anlaşmasına ve ateşkese yanaştı? Sebebi açık: Boykot. Siyonistler biliyor, biz Müslümanlar ateşkes olunca hemen Fairy’ye Domestos’a, Coca Cola’ya koşarız. Hem uzuuuun zamandır, bir buçuk aydır içmediğimiz Starbucks kahve burnumuzda tütüyor. Allah aşkına yapmayın! Ateşkese aldanıp boykotu bir kenara bırakmayın. Vesselam.