Hemen hemen hepimizin bir şekilde duyduğu
bir deyim. “Ateş düştüğü yeri yakar” Yani bir acı, bir felaket en çok kime
uğrarsa, en çok onu yakar, onu kıvrandırır. Acıyı iliklerine kadar hisseden
felakete duçar olan kişi odur çünkü. En çok bağıran kişi de odur. En çok
bağıran o olunca en çok sallayan da o olur. El-âlem bu acıyı anlayamaz.
Bir ateş vardır ki o da kiracı ateşidir
ve bu ateş sadece kiracıyı yakar. Ev sahipleri, yüksek rakımlı yerlerde
oturanlar, yaylalarda ev değiştirenler bu ateşin ne ısısını ne de dumanını
alır. Ama kontrol altına alınmazsa bu ateşin kıvılcımları olur ve yangına
dönüşerek müsebbibi olarak görülen herkesi yakar. Çeşitli maddeler ve dış
etmenler fakirin gönlüne düşen ve ısınmasına sebep olan kor ile birleşerek
etrafı toz dumana çevirir.
Paranın peşinde koşan ev sahipleri de
farkında veya değil bu ateşe körükle gitmektedirler. Harı harmanlandırmaktadır.
Kiracılık birileri için hep kader iken
beraberinde getirdiği ev sahiplerinin görmediği, görmek istemediği birçok
kederi de vardır. Keder de yangın gibi etrafa sıçrıyorsa -ki öyle düşünüyorum-
herkesin içinin kararacağı karanlık bir tünele doğru gidiyoruz, demektir.
Kiracılar en zor dönemlerinin birinden geçiyorlar. Habire fakiri ezen bu kira
silindirinin önüne bir takoz koyacak hükümetten başkası da gözükmemektedir?
Seçimlere her geçen gün biraz daha
yaklaşırken oy deposu olan her geçen gün sayıları da artan bu kitle görülecek
mi, ellerinden tutulacak mı onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Hükümet enflasyon
ile paralel yükselen kiracıların sayısını göz ardı ederse kaçınılmaz sona doğru
gittiğini bilmelidir. Şöyle veya böyle kiracıların kanayan yaraları
sarılmalıdır.
Tarih her zalimi kayıtlara geçirdiği gibi
ev sahiplerinin kiracılara yaptığı zulmü de yazacak. Şartlar kiracıları çok ama
çok zorluyor, onların çektiklerini bir Allah bir onlar biliyor. Şu kendilerine
ev sahipleri dediğimiz kişiler şunu çok iyi bilmelidirler ki Azrail onları
çağırdığında, yakalarına yapıştığında onlar da aslında kiracı olduklarını
öğreneceklerdir. Fakiri ezerek elde ettikleri burunlarından fitil fitil
getirilecektir.
Hükümetin elinde kiraları etkileyeceği
düşünülen 150 bin konut inşası diye bir proje var. Birçok kişi bu konutlar için
belirlenecek kira ücretlerini de ödeyemeyecek durumda olduğu unutulmamalıdır.
Hükümet İdlib’te ve benzer yerlerde yaptığı gibi burada maddi durumları çok çok
düşük olanlara briket evler yapamaz mı? Millet ciddi bir şekilde barınma
krizine doğru giden bir barınma sorunuyla karşı karşıya olduğu gün gibi değil,
enflasyon rakamları gibi açıktır.
Bu anormal hayat pahalılığının baskısı
altında dayanmak eğer kiracı iseniz gerçekten işiniz çok zor. 150 Bin konut
sadra ağrı kesici olacaksa da bu acıyı dindirmeyecektir. Yapılması planlanan
konut sayısının arttırılması ve hak sahiplerine ulaşabilmesi için gerekli
özenin gösterilmesi bir vucubiyet olarak görülmektedir.
Ateş düştüğü yeri ve kiralık evlerin
içindekileri yakarken sıçrama ihtimali göz önünde bulundurulduğunda ülkenin
büyük bir kesimini yakabilecektir. Bilin istedim.