2024 KPSS puanı ile atama bekleyen öğretmen sayısı 526 bin 947 olarak açıklandı. 2024 KPSS puanıyla 15 bin öğretmen ataması yapılacak. Prosedür gereği sayının üç katı kadar öğretmen adayı mülakata alınacak. Dolaysıyla mülakatla alımlar ayrı bir probleme neden olacaktır.
2024-2025 Eğitim-Öğretim yılında toplamda 100.000 norm kadro açığı olmasına rağmen 86.136 ücretli öğretmen ile bu açık kapatılmaya çalışılmaktadır. Haftada 30 saat derse giren bir ücretli öğretmen, asgari ücretin bile çok altında bir maaş alabilmektedir. Yani ücretli öğretmenler adeta “karın tokluğuna çalıştırılırken” diğer yandan yüz binlerce öğretmen adayı atanma hayalleri kurmaktadır. Biraz ağır kaçabilir ama ücretli öğretmenin sırtından maalesef emek hırsızlığı yapılmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacını ücretli öğretmenlerle gideren politikadan artık vazgeçmelidir. “Ucuz işgücü politikası” yerine “kalite merkezli bir eğitim anlayışı” ile yeni öğretmen alımları yapılmalıdır.
En az 30 bin öğretmen alımı beklenirken 15 bin yeni öğretmen alımıyla atamayı bekleyen öğretmenlerde hayal kırıklığı yaşattı. Branş bazındaki yetersiz kontenjan ve dengesiz dağılım ayrı bir hayal kırıklığını oluşturdu.
Bu kapsamda en fazla atama yapılacak ilk 5 branş sırasıyla 4 bin 378 kontenjanla sınıf öğretmenliği, 3 bin 87 kontenjanla Özel Eğitim Öğretmenliği, bin 802 kontenjanla Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği, bin 321 kontenjanla Okul Öncesi Öğretmenliği ve 757 kontenjanla İngilizce Öğretmenliği oldu.
Tarih (27), Coğrafyaya (32), Felsefe (41), Türk Dili ve Edebiyatı (29) , Fizik (61), Kimya (49), Biyoloji (27), Kurmançi (5), Zazaki (1)gibi bölümlerde alımlar çok ama çok düşük seviyede olmakla beraber branş dağılım dengesinde büyük bir uçurum oluştu. Özellikle seçmeli anadilde toplamda 6 öğretmen ataması bu dillerin ortadan kaldırılmasına davetiye çıkarma anlamına geliyor. Oysa bu yıl yaklaşık 32 bin öğrenci bu dersleri tercih etmiş. Bakanlığın ilave bir atamayla gerek az sayıdaki branşlarda yaptığı atama ve gerekse de Kurmançi ve Zazaki branşlarında yaptığı atamalarda bu açığı bir an önce kapatması gereklidir.
Milli Eğitim Bakanlığı da esasında bunun farkında, ancak tasarruf tedbirleri kapsamına bağlı olarak bir türlü çözüm üretememektedir. Başka kurum ve kuruluşlarda aşırı derecede harcamalar yapılırken özellikle eğitimde tasarrufa gidilmesinin izahatı yapılamaz. Milli Eğitim bünyesinde halihazırda görevli olan öğretmenlerin performans durum değerlendirmesinin yapılmaması ve insan kaynağının ölçüsüz bir şekilde israfı ayrı bir hayal kırıklığı…
Ayrıca Eylül 2025’ten itibaren AGS (Akademi Giriş Sınavı) ile Milli Eğitim Akademi merkezlerine sadece 10 bin öğretmen alımı yapılacağı açıklandı. Atama bekleyen öğretmen adayları sayının azlığından dolayı bir hayal kırıklığını daha yaşadı. Bu merkezlerde eğitim programı dört dönemden oluşacak ve her dönem 10 ila 14 hafta sürecektir. Akademi merkezlerine girişler Eylül ayından itibaren başlayacağına göre adayların atamaları da ancak 2027 yılının başında yapılabilecek. Bu demektir ki öğretmen açığı giderek daha da artacak ve beklentiler bir türlü karşılanamayacaktır. Türkiye’de 30 ilde açılacak olan Akademi Eğitim Merkezleri’ndeki şartlar.
1-En az bir eğitim kurumu tahsis edilecek
2-Yurt ya da pansiyon ayarlanacak
3-Söz konusu illerde bir de derse girmek için ilave ücretle eğitimciler belirlenecek.
Yani her ile 100 aday düşecek. Bu da çok komik bir tablo olarak karşımıza çıkıyor. Tasarruf yerine bütçe açığı daha da derinleşmiş olacak.
Milli Eğitim Bakanlığı ya bu konulara dair kamuoyunu aydınlatacak bir açıklama yapmalı ya da bir an önce bu yanlışlardan geri dönmelidir. Daha fazla mağduriyetler yaşatmamalı ve eğitimi işletme mantığıyla yönetmekten vazgeçmelidir. Söz konusu olan gençlerimizin geleceğidir. Geleceği ihmal etmek imhaya sebebiyet verecektir.