Ah, ah! Ne hallere düştük! Toplumun çimentosu mesabesindeki ailenin başına gelmeyen kalmadı!

Bütün operasyonlar aileye karşı! Ailenin yıkılması için nasıl reklam ajansları, iletişim şirketleri, film platoları kurulmuş! Toplum bir uyansa ve artık gerçek düşmana yönelik tavrını ortaya koyabilse!

Basit bir Google aramasında bile “aile” diye yazdığınızda karşınıza; “Bana Ait Erkeği Almaya Çalışırsan…”, “Herkesin Mafya Olası Tuttu”, “Gaddar”, “Çukur”, “Yalı Çapkını” gibi seçenekler çıkar. Aileyi parçalamak için bütün bütün hücumdalar, bilumum namus kaçkınları!

Gerçek densizlikler yetmezmiş gibi, sahte ilişkiler üzerinden nasıl da toplum mühendisliğine soyunmuşlar, bir anlaşılabilse!

Kültürel dokumuzu zedeleyen bütün çirkefliklerin arkasında devasa sözde sanat ve medya vampirlerinin olduğu artık inkâr edilemez bir gerçektir.

Ahlaksızlıkla ünlenenlerin saplandıkları çirkeflikler yetmezmiş gibi bir de sahte ilişki ağları kurarak bunun toplumla paylaşılmasının sağlanması ve dahası bu sahtekârlıklar üzerinden uçuk düzeyde rantın devşirilmesi konusu, öyle yabana atılacak bir mesele olmasa gerek.

Uygun rekabet şartlarını ortadan kaldıracak kadar film/oyuncu sektörünü elinde bulundurarak sektörü adeta rehin alan Ayşe Barım’la ilgili ortaya atılan iddiaları buraya yazarak kıymetli vaktinizi heba etmek istemem!

Sayın Cumhurbaşkanı 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. Zaman kaybetmeden şu film, oyun, oyuncu, senarist, senaryo cihetiyle işe koyulmalı ve buralardaki siyaset mühendisliğine bir neşter vurulmalı. Bu hegemonyaya son verilmezse şayet, ülkenin siyasetine yön verecek sahte oyunlarla iktidarı devirmeleri hiç de zor olmayacak. Ortaya atılan iddialara göre, geçen yerel seçimlerdeki sonuçlar üzerinde etkileri ve Gezi olayları konusundaki ilgileri bir hayli fazlaymış.

Mesela, şimdi aileyi korumak için, ailenin temeline dinamit sokan, güya ailevi baskıya karşı baştan başörtüsünü çıkararak isyanı rol model olarak sunmaya çalışan “Kızıl Goncalar” isimli rezalete son vererek ilk adımları atabilirsiniz.

Aileyi korumak için, örneğin Kültür ve Turizm Bakanlığı artık benzer zırvalara para akıtmaktan vazgeçmeli bir kere.

Bilmem kaç kocalı Hürmüz’leri taltif ederek aileyi koruyamazsınız. Onu örnek vererek başka rezaletleri savunamazsınız. “K…Kocası” isimli müstehcen oyunun ismini değiştirip onu il il sahnelendirerek yuva kurmayı teşvik edemezsiniz! Aile böyle mi korunacak Allah aşkına!

Kendinize gelin ve sahiden aileyi koruyacak çalışmalara imza atın, yoksa ortada ne aile kalacak ne de aile hassasiyeti taşıyanların iktidarının devamı mümkün olacak. Bizden söylemesi!