Ülkemizin Batı kültürü ve ananeleriyle gerçekten başı belada. Erkekle kadını birbirine düşman belleyen zümreler, her geçen gün yeni çirkefliklere tevessül ederken, bunların bürokrasiden ve kimi idarecilerden destek görmesi sahiden hayret verici.
Namus ve ırz düşmanlarının hedefinde, toplumun çimentosu sayılan bütün oluşumlar ve değerler vardır. Önce “Kadın, erkek egemenliğine karşı” diye tutturup erkeğin kadına düşman olduğu algısını oluşturmaya çalıştılar. Şimdi de “Bireyler en çok kendi yakınından zarar görüyor” şeklindeki sözde çıkarımlarıyla aileyi paramparça etmenin gayreti içinde, her gün meydanlarda bağırıyorlar.
Kesinlikle bunlar, Batıcı veya ülke düşmanı kimi mihraklar tarafından finanse edilen ve kaleyi içten yıkmaya çalışan mefsedet müfrezeleridir. Göz yumulmamalıdır. Mesele bir güvenlik meselesi olup durum hafife alınmamalıdır.
İşin daha tehlikeli ve doğrusu garip tarafı ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütün imkânlarla bu gidişata bırakın seyirci kalmayı, destek sunmasıdır.
Aylardır “Kültür Yolu Festivali” adı altında ülkenin dört bir yanında etkinlikler düzenleniyor. Düzenlenen etkinliklerin birçoğunun kültürümüzle ve millî değerlerimizle hiçbir alakasının olmaması herkesin malumu. Buna rağmen Bakanlık, söz konusu çirkin programlarda ısrar ediyor.
Şırnak ilimize bale dansını, Diyarbakır’a “K… Kocası” tiyatro oyununu götürmekle neyi hedeflediklerini açıkça dile getirmeleri gerekiyor. Bu oyunu şimdi de Elazığ ve başka yerlerde oynamaya çalışıyorlar. Oyunun adından bile utanmadınız mı? Aileleriniz yok mu? Bu çirkeflik ve ahlaksızlığı neden şehir şehir gezerek milletin nazarına sunuyorsunuz?
Yapılan tepkilere karşın Elazığ Valiliği, daha vahim bir duruma düşerek söz konusu oyunun bizim değerlerimizle herhangi bir tezat oluşturmadığını belirten bir açıklama yaptı.
Genelde arkasına sığınılan gerekçe; bu tip oyun ve çalışmaların da talibi var şeklindedir! Olsun, her talep edenin talebini yerine getirmek zorunda değilsiniz. Meşru daire içerisindeki bütün taleplerin başımızın üzerinde yeri var. Ama toplumu ifsat edecek, değerlerimizi yok edecek, ahlâkî bütün kuralları hiçe sayacak taleplere eyvallah diyecek durumda olmamamız gerekiyor. Aksi, yıkım ve yok oluştur.
Birileri, kadınla erkeğin düşman olduğu zırvasını ortaya atarak erkeğin yok edilmesi gereken bir varlık olduğunu höykürüyor. Şimdi bunların dediklerini yapmamız mı lazım? “K… Kocası” isimli rezil oyunun bizim hangi değerlerimizle uyumlu olduğunu kim, nasıl iddia edebilir?
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın milletin parasıyla bu rezaletlere imza atmasının izahı yoktur, olamaz! Bakanlık, çok daha müspet kültürel ve sanatsal etkinliklere destek verebilir, yardımcı olabilir.
Rezil oyunları her gün farklı şehirlerde sergilemenin bir açıklaması olamaz. Sahiden, Bakanlık ne yapmaya çalışıyor? Bir toplumun ancak değerleriyle ve öz kültürüyle ayakta kalabileceğine inanan insanlar bunu merak ediyor.