Önümüzdeki Perşembe günü yine
öğretmenler günü kutlanacak ve çok sayıda program tertip edilerek öğretmenlere
ne kadar önem verildiği ve öğretmenlerin saygınlığını anlatan konuşmalar
yapılıp mesajlar yayınlanacak.
Kültürel emperyalizmin
bizleri oyalamak amacıyla uydurduğu birçok gün var. Bu konuyu daha önce
“Günlerimiz ve Haftalarımızı Çaldılar!” başlıklı yazımda değinmiştim. Neredeyse
el atmadıkları meslek, sosyal sınıf ve kesim kalmamış. Aslında bu günleri
belirleyerek bizlere, “Siz o gün ve haftalarla oyalanın ve yılın 364 günü de
bizim istediğimize gelin” diyorlar.
Yılda bir gün ve beylik
laflarla yapılan açıklama ve kutlamalarla ne öğretmenlerin ne de başka kesim ve
meslek erbabının sorunları çözülmedi, çözülmeyecek.
Haziran ayında yazmış olduğum
“Milli Olmayan Milli Eğitim!” başlıklı yazımda belirttiğim hususlar
düzeltilmeden öğretmenlerimizin de eğitim camiasının da sorunları çözüm bir
yana, artmaya devam edecektir. Sadece konuyu özel günlere, karne, açılış ve
kapanış törenlerinde yapılan konuşma ve vaatlere indirgeyerek yol alınamaz.
Şimdi dönelim ‘24 Kasım’
tarihine ve bu günün öğretmenler günü olarak kutlanması meselesine…
Birçok kişi bu günün tüm
dünyada kabul edildiği ve kutlandığını zannediyor. Bazıları da bu imajı vermeye
ve her kesimin kutlaması için dayatmada bulunmaya kalkıyor. Peki, gerçek öyle
mi?
Öncelikle şunu söyleyelim ki,
bütün ülkelerde aynı gün kutlanan özel bir gün UNESCO’nun tavsiye kararına
rağmen yoktur. 5 Ekim 1966 da Paris’te gerçekleşen "Öğretmenlerin
Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı"nın sona erip UNESCO temsilcileri
ile ILO tarafından "Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi"nin oy
birliği ile kabul edilişinin yıl dönümü nedeniyle; Pek çok ülkede 1994’ten beri
UNESCO tavsiyesiyle her yıl 5 Ekim günü "Öğretmenler
Günü” olarak kutlanmaktadır.
Birçok ülkede ise kendi tarih
ve kültür izlerine göre farklı tarihler, “Öğretmenler Günü” olarak
belirlenmiştir.
Bahreyn, BAE, Cezayir, Fas, Katar, Libya, Mısır, Suudi
Arabistan, Tunus, Umman, Ürdün ve Yemen’de her yıl 28 Şubat
günü “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.
Azerbaycan'da 5 Ekim,
Avustralya'da Ekim ayının son cuma günü, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya da 28
Mart, Hindistan da 5 Eylül, İran’da 2 Mayıs, Malezya'da 16
Mayıs ve Peru da 6 Temmuz öğretmenler günü olarak
kutlanmaktadır.
Ülkemizde ise 1 Kasım
1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla Arap alfabesi yerine
Latin alfabesi kabul edildi ve bir gecede halk cahil bırakıldı. Dönemin
Bakanlar Kurulu, Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını
11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda verdi ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet
Mektepleri Talimatnamesi'nin yayımlanması ile resmîleşmişti. 12 Eylül 1980
askeri darbesi sonrası 1981 yılını “Atatürk Yılı” ilan eden 12 Eylül cuntası,
aynı yıl Millet mekteplerinin açılış günü olan 24 Kasım’ı da “Öğretmenler Günü”
ilan etti. Görüldüğü gibi “24 Kasım Öğretmenler Günü” aslında 12 Eylül askeri
rejiminin bir uydurması ve dayatmasıdır. Konunun Cumhuriyet dönemi ve Atatürk
ile de ilgisi yoktur.
Görüldüğü gibi “Öğretmenler
Günü” farklı ülkelerde farklı günlerde kutlanıyor. Onun için kimse bize,
“bütün dünyanın kabul ettiği bir gündür” diyerek bu günü geniş halk
kesimlerinin kutlaması gerekir diye “kutsallaştırma” adına oyun ve hile ile
baskı ve dayatmada bulunmasın.
24 Kasım’ın 12 Eylül
dayatması ve ürünü olduğu bu kadar açık ve net iken darbelere karşı olan tüm
kesimlerin, darbe anayasasını değiştirmeye çalışanların ve darbecileri
yargılamakla övünenlerin 12 Eylül cuntasının uydurma ve dayatmasına karşı
olmaları gerekmez mi? Bu olmadığı gibi tuhaf bir şekilde “Celladına âşık olma”
sendromuna uğramış bir psikolojiyle, bu dayatmayı içselleştirme ve dindar halk
kesimlerine dayatma ve mesaj yayımlama yarışına girildiğini her yıl hayretle
izliyoruz.
Sonuç olarak; dayatma ve
sadece bir güne has kutlama ile ne öğretmenlerin ne de başka kesimlerin derdine
derman olamazsınız. Bunu yapma yerine halkın değerlerine uygun proje ve
uygulamalarla sorun ve sıkıntıları çözme yoluna gidin. Yoksa lafla peynir
gemisi yürümediği gibi, içi boş yaldızlı laflarla da sorunlar çözülmez.
Selam ve dua ile…