Biz Müslümanız, elhamdülillah! Dünyada iki milyarı akşın Müslüman bulunmaktadır. İki milyarı aşkın Müslüman tek bir Yaratıcıya inanır. Buna ‘tevhid’ diyoruz. Tevhid ehli insanların ise zalime ve zulme karşı yekvücut olmaları gerekir. Biz öyle idik bir zamanlar...

Bu ümmet büyük bir operasyon geçirdi ve bugünkü hale geldi. Bu ümmet bazı dönemlerde fırkalara ve mezheplere ayrılmıştı ama bugünkü hali ile hiç karşılaşmamıştı. Bugün bölünmeyle de kalmadık, birbirimize düşman olduk ve ümmet bilincini de yitirdik.

Bu bir operasyonla gerçekleşen bir şeydir. Bunu düzeltmek, yeniden ayağa kalkmak mümkündür. Sadece bir irade ve gayret gerekiyor. Bu operasyonu gerçekleştirenler de içimizdeki hainlerdir. Bu ümmeti ta Hindistan’dan Kurtuba’ya kadar asla düşman dize getirmemiştir. Bu ümmetin içindeki satılmış ruhlar her dönemde hainlik yapmışlardır ve arkadan hançeri vurmuşlardır.

Dünya malına tapanlar ve sadece bu dünya hayatını düşünenler her zaman kendi benzerlerini bulurlar ve onlarla işbirliği yaparlar. İçimizde hain var mıdır, elbette vardır. Bu hainler artık gizlenmezler açık açık dolaşırlar ve açık açık hainlik yaparlar. Bizden de gözükmezler tam karşı yakada dururlar ve hep tehdit ederler, zalimlerle birlikte olduklarını da gizlemeden belirtirler.

Zalimler de artık bellidir. Deccal işte bunlardır. Kendi peşine takıldıklarına cenneti yaşatırlar, karşı olduklarına cehennemi. Bugün Deccallerle birlikte hareket etmek onlar için bir onur meselesidir. ABD ve israil’den bahsediyorum. İçimizdeki hainler onlar çağırırsa hemen onların ayağına koşarlar ve üstelik bununla gurur duyarlar. İsimleri zikretmemize gerek yok, onları herkes bu ülkede tanıyor.

Şimdi gelelim asıl meselemize. Cihat kavramımız yok oldu. Bunu da operasyonla gerçekleştirdiler. Hatırlayın. Uluslararası bir örgüt ile başlandı ve diğeri ile devam ediyor. Önce cihatçı(!) grupları oluşturdular. Onlar, ortaçağ zihniyeti ile kafa-el kesen, dişlerini fırçalamayan, dört kadın alan ve cariyeleri satan birileri olarak lanse edildi. Buna inandık ve Cihat kelimesi bile yasaklar arasına girdi. Her sakallı ve her sarıklı bir terörist olarak görünmeye başlandı. Afganistan’daki Taliban’ı terörist olarak gösterdiler ama; bugün Afganistan’da hükümeti yöneten Taliban. Taliban’a yardım etmek bir uluslararası teröre yardım etmek idi. Lafın kısası, nerede zalimin zulmüne karşı ayaklanma varsa hep terör denildi. Terör diye diye Müslümanlara bir terörist damgası vuruldu. Ilımlı İslam’ı benimsedik! Yani Batı’nın istediği şekilde Müslüman olduk. Barışçıl pankartlar taşıyan mitingler yapan, ifade özgürlüğü adı altında peygamberlere ve kutsal kitaplara hakaret eden vs. Ebeveynler çocuklarını camiden uzaklaştırıp, medrese olan sokaktan geçmeyi bile yasakladılar. Kalbimize korku ve nefret doldurdular. Yirmi yılı aşkın zaman içinde demokratik, laik ve özgür gençliği yetiştirdik. TikTok, İnstegram ve FaceBook’ta yetişen siyonizmin yarattığı sanal dünyasına inanan, asıl yaratılış gayesini unutan bir gençlik yetişti. Suriye’de, Afganistan’da, Yemen’de, Çeçenistan’da ve Filistin’de yaşananların cahillikten kaynaklandığına inanan bir gençlik yetişti. ABD ve yaveri israil’in siyonizmin önderliğinde elde ettiği başarıyı görmezden geldik. Bugün içimizdeki hainlerin medeniyetin merkezi olarak gördüğü ABD’nin Kongresinde 11 aydır durmadan çocukları ve bebekleri katleden Deccal’ı alkışlarken sadece seyreden bir gençlik yetişti. Umurlarında bile değil, sadece internet kesilmesin, önündeki pizza lezzetli olsun!

Diyanete buradan seslenmek istiyorum. Ağaçları, Kur’an kurslarını anlatan hutbeleri bırakın ve gençlerimize cihadın ne olduğunu anlatın. Bu iş Gazze ile bitmeyecektir, bunu da kesin olarak siz biliyorsunuz. Bu milletin yitirdiği cihat kavramını yeniden kazandırın ve bu zalimlere karşı yekvücut olarak ayaklanalım. Gazze’ye selam, direnişe devam!

RİYAD MAKAEV