HÜDA PAR ‘Kürt Sorununa İnsani Çözüm Çalıştayı’nı düzenledi. Kürt sorunu gibi kangren hale gelmiş bir meseleyi ele alıp çözümü noktasında adım atması, son dönemin en olumlu gelişmesi olarak değerlendiriliyor. Lehinde ve aleyhinde birçok değerlendirme yapıldı. Olumlu ve mutedil değerlendirmeler ağırlıklı iken ‘vesayetçi artıkların’ canhıraş bir şekilde karşı saldırıya geçerek yalan, karalama, iftira ve hakaretlere başvurması, çirkin ve kara yüzlerini bize bir kere daha gösterdi.

Miadı dolan, eski ve karanlık yüzlü vesayetçilerin; bu konu hakkında neler söyleyecekleri bellidir. Zira yüz yıldan fazladır; çözümsüzlüğe mahkûm ettikleri bu sorunun, irdelenmesi, tartışılması ve çözüm önerilerinin ortaya konulması, bu karanlık zihniyeti ciddi bir şekilde endişelendirmektedir. Ülkeyi ve milletin iradesini ipotek altına almış olan bu klik, bu tür sorunlarla ülkenin önünü kapatmış ve devletin, bu sorunlarla yüz yıl daha uğraşmasını ve enerjisini beyhude bir şekilde harcamasını planlamışlardı.

Ancak son yıllarda, vesayetçilerin hareket alanları daraldı, halkla olan kopuklukları daha bir arttı. Zemin ve iktidar kaybını daha fazla yaşamamak için ‘yeni vesayetçiler’ yetiştirmeye başladılar. Bu yeni cüce ve kifayetsiz vesayetçilerin rengi, simaları değişti ama karanlık zihniyetleri ve zehirli dilleri aynı kaldı. Tek parti zihniyetinin bu kirli ve zehirli dili, bu yeni yalaka vesayetçiler tarafından büyük bir eziklik psikolojisiyle seviyesizce ve ilkel bir yaklaşımla sürdürüldü.

Sorunların üstünü kapatmakla sorunların ortadan kalkmayacağı gibi bu sorunlara insani çözüm arayışlarını ortaya koyan insanlara saldırmakla da ‘bu sorunun varlığını’ ortadan kaldıramazsınız. Bu sorunun çözümsüz kalmasını isteyenler; ister eski vesayetçiler olsun, isterse yeni ve basiretsiz vesayetçiler olsun ülkenin kalkınmasının ve büyümesinin önündeki en büyük engeller olduğunu şimdiye kadar net bir şekilde gördük.

Kürt Sorunu’nun çözümsüz kalmasını isteyen ve şimdiye kadar bir ‘sopa olarak’ kullanan vesayetçi zihniyet; ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı oldukları için değil, karanlık odakların taşeronu oldukları için ülkemizin ve bütün bir İslam coğrafyasının sorunlar yumağı olarak kalmasını ve bu sorunlarla bütün enerjisini yitirmesini hedeflemişlerdir. Türk ve Kürt İslam’da kardeştir. Bu kardeşlik bin yıldır devam etmektedir. Fakat son yüzyılda ırkçılık hastalığı ve faşist uygulamalar bu kardeşliği olabildiğince baltaladı ve ortadan kaldırmaya çalıştı.

İşte HÜDA PAR, bu son çalıştay ile bu sorunu masaya yatırdı. Ve insani çözüm yollarını ortaya koymaya çalıştı. Daha söylenecek çok söz ve yapılacak çok iş olmasına rağmen ‘saldırgan bir tavır ve zehirli bir dil’ ile bu hayırlı çalışmaların baltalanmaya çalışılması işin zorluğunu ortaya koymaktadır. Fakat yeni yetme vesayetçilerin, eski vesayetçilerin bağnazlığıyla ‘çözüme’ düşmanlık yapmaları ve çözüme yönelik her adımı ihanet olarak nitelendirmeleri; Kemalizm’in, İslam kardeşliğimizi ne denli tahrip ettiğinin de acı bir göstergesidir.

Neticede HÜDA PAR, attığı bu hayırlı adımla yetinmemeli; bütün olumsuz tepkilere, seviyesiz ve ilkesiz yaklaşımlara, haysiyetsiz karalama ve iftiralara aldırmadan emin adımlarla yoluna devam etmelidir. Bu vizyoner ve İslami bakış açısıyla, ülkenin önünü açacak bunun gibi çözüm arayışlarını daha fazla gündeme getirmeyi hedeflemelidir.