Kassam Tugayları, Gazze’de 467 gündür süren çok çeşitli saldırı ve soykırıma karşı işgal rejimine boyun eğmedi, bütün imkânsızlıklara, bütün kısıtlamalara ve saldırılara rağmen beyaz bayrak çekip teslim olmadı. Bu süre zarfında sabır ve sebatlarıyla, onurlu ve kahramanca direnişleriyle, ortaya koydukları emsalsiz söylem ve eylemleriyle tarih boyunca unutulmayacak bir destana imza attılar.
İşgal rejimi, “HAMAS’ı bitireceğiz, bu savaşın sonunda yok olacaklar” demişti. Bu hedefle 467 gündür aralıksız bir şekilde saldırılarını sürdürerek bir savaş makinesi haline geldiler. İşgal rejimi, Kassam Tugayları ve direniş hareketlerinin belirli bir süre sonra teslim olacaklarını, boyun eğeceklerini düşündü. İşgalcilerin bir hesabı vardı ama âlemlerin yaratıcısı, mazlumların ve mustazafların sığınağı Allah’ın da elbette bir hesabı vardı. İlahi hesabın yanında işgalcilerin hesabı tutmadı.
Aradan geçen 15 ay siyonistlerin askeri bir başarı elde etmediğini ortaya çıkardı. Gelişmiş savaş teknolojilerini kullanmalarına rağmen sadece bir tane esiri bile kurtaramadılar, sadece bir mücahide bile diz çöktüremediler, boyun eğdiremediler. Bu kadar sıkıntı, saldırı, yıkım olmasına; hastaneler, okullar, üniversiteler, yaşam yerleri yerle yeksan olmasına rağmen, Gazzeli onurlu insanlar şekva etmediler, şikâyette bulunmadılar.
Onlar biliyorlardı ki eğer boyun eğerlerse ve teslim olurlarsa işgal rejimi onlara hayat hakkı tanımayacak. Bugüne kadar yaptığı gibi baskı ve zülüm ile topraklarını işgal etmeye devam edecek. Bu sebeple işgal rejimine güvenmiyorlardı; güvenmemelerinde de çok haklıydılar. Onların güvendiği merci Cenab-ı Allah’tı, onların bel bağladığı ve umut beslediği güç Filistin toprakları için, Mescid-i Aksa’nın siyonist postallardan temizlenmesi için bütün bedelleri göze almış, bütün yaşantısını, bütün düşünce ve eylemlerini bu minvalde olgunlaştırmış mücahitlerdi. Filistinliler, mücahitlerin asla teslim olmayacağını, işgalci zalimlere boyun eğmeyeceklerini biliyorlardı.
Aynen de öyle oldu. O kahraman mücahitler, birçok değerli yöneticisini şehit vermesine, birçok bedeli ödemelerine rağmen yine de metanetlerinden, azim ve direnişlerinden bir an bile geri adım atmadılar, kendilerine yakışanı yaptılar. Gelinen aşamada ateşkesin yapılacağı kamuoyuna duyuruldu. İşgal rejimi de ateşkes anlaşmasını kabul etmek zorunda kaldı.
Evet, bu bir zaferdir. Evet, bu, Kassam Tugayları için bir zaferdir, Kudüs Tugayları için bir zaferdir, Lübnan ve Yemen’deki Gazze dostları için bir zaferdir, gönlü Filistin davası için atan ve 15 aydır Gazze ile yatıp Gazze ile kalkan, maddi ve manevi imkanlarını seferber eden Müslümanlar için bir zaferdir. Bu zafer ümmetin zaferidir, bu zafer Müslümanların zaferidir. Zalimlerin burnunu yere sürten bu zafer, İslam ümmetinin birliğine, beraberliğine, vahdetine vesile olsun.
Bu zaferin mimarları direniş erleri mücahitlerdir. Onların ortaya koyduğu onurlu mücadele asla unutulmayacaktır. Ey kahraman mücahitler, ey ümmetin azizleri, ey Gazze’nin direniş erleri! Sizler tarihi bir mücadeleye imza attınız, Filistin’in geleceği için tüm bedelleri ödemeyi göze aldınız, işgalci zalimlere boyun eğdirdiniz, savaş makinesi Netanyahu ve destekçilerine diz çöktürdünüz. Zaferiniz mübarek olsun.
Siz üzerinize düşeni fazlasıyla yaptınız. Şimdi artık dünya Müslümanlarının üzerine düşeni yerine getirme zamanı. Şimdi artık dünya Müslümanlarının imkânlarını seferber ederek çalışmalar yapmalarının tam zamanı. Şimdi artık Gazze’de yıkılan, yerle bir edilen yaşam yerlerini inşa etmenin tam zamanı. Şimdi artık Gazzelilerle dayanışma içinde olmanın tam zamanı. Şimdi artık duyarlı tüm insanların bir seferberlik ruhuyla Gazze’nin inşası için harekete geçmenin tam zamanı.