Ortaklık denilince sanırım
insanın aklına ilk olarak şu tanım gelir: “İki veya daha fazla kişinin iş
yaparak kazanç (kâr) elde etmek için bir araya gelmeleri, bir birliktelik
oluşturmalarına ortaklık denir.” Belki de toplumumuzda ortaklık kültürü pek yerleşmediğinden
ortaklığı yadırgayıcı şöyle bir söz vardır; “Ortaklık iyi bir şey olsaydı,
Allah kendisine bir ortak yapardı.” Kimileri ortaklığa sakıncalı bir durum gibi
bakarken kimisi de faydalı bir durum olarak görür. Kimisi onunla olmaz, derken
kimisi onsuz olmaz der. Kanaatim şudur ki; dürüstlük ve fedakârlık temelinde
yükselen ortaklığın binasını sûra üfürülme dışında hiçbir sarsıntı etkilemez.
Ortaklık denilince benim aklıma
her zaman, evet, her zaman şu ayeti kerime gelir. “…Esasen ortakların pek
çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka.
Onlar da pek azdır…” (Sad Suresi: 24)
Dünyada az bulunan her şey çok
kıymetlidir. Elmas, altın, inci ve benzer mücevherat az bulunduğu için
kıymetlidir. Bu bakış açısıyla iman edip salih amel işleyen, yani iyilik yapan
ortaklar da altın gibi, elmas gibi, inci gibi az oldukları için değerlidir. Ve
Allah’ın övgüsüne mazhar olmuşlardır. Anlamamız gereken şudur ki; iyi ortaklar
pek azdır. Ayeti kerimenin delaletiyle iyi ortaklar Allah tarafından övüldüğü
için, onlar hayatta da yücelirler. Onlar azdırlar[1], inci, mercan ve elmas
gibi diğer azlar gibi değerlidirler.
Ortaklar bilgi, beceri, yetenek
ve sermayelerini müşterek bir amaç için bir araya getirirler. İki veya daha
fazla kişinin bilgisi, becerisi, yeteneği, imkânı bir araya gelirse ortakların
Allah’ın da katından bereket koyduğu emekleri ortaya çıkar.
Ortaklar, ortak yarar için
birbirlerine bağlıdırlar. Ortaklar paydaştırlar. Ortaklar müşareket çatısı
altında bir araya gelen, birbirlerine omuz veren, yağmur yağdığında aynı
şemsiyenin altına giren, havalar ısındığında aynı gölgelikte gölgelenen
kişilerdir. Ortaklık da bir paye, bir statüdür. Kişiler arası ilişkiler bazen
“arkadaşlık” olarak, bazen “dostluk” olarak, bazen de “ortak” olarak
isimlendirilir.
Ortaklık kuralları belirlenmiş
bir oyundur. Kurallara riayet edilirse, güzel bir oyun çıkar. Aksi halde
“Ortaklıklar bozulmak için kurulur” iğnesi onlara da batar.
“Yalnız taş duvar olmaz” demiş,
büyüklerimiz. Bu, şu demektir: Duvarı ve evi oluşturan birbirlerine el veren,
birbirlerine dayanan ortak taşlardır. Ortaklar dürüstlük temeli üzerine bir
bina inşa ederlerse bulundukları yerin tarihine not düşebilirler. Oranın
tarihine damga vurabilirler. DEVAMI YARIN