Vefatının
üzerinden geçen 4 yıl onu hiç unutturmadı.
Onu tanıyan herkesin sevdiği ender bir şahsiyetti o.
Davası için zindanlara düşmüş, zindanı mektebe çevirmiş,
zindan sonrası mücadele saflarında bulunarak bir dava adamının yapması gereken
bütün çalışmalara imza atmış biriydi o.
İnsani
ilişikleriyle samimiyet ve fedakârlığın nasıl olması gerektiğini bütün davranışlarıyla
ortaya koymuş güzel bir insandı o.
İbadete, tefekküre, Rabbe münacata verdiği ehemmiyet ile
nasıl takva sahibi olunur sorusuna verilecek en güzel cevaptı o.
Yakalandığı amansız hastalığı sırasında ve çektiği acılar
karşısında hiçbir zaman şekva etmeyerek örnek bir duruş sergileyen bir
sabırkeşti o.
Kucaklayıcı
ve evrensel fikriyatıyla, yeni yetişen nesle başta olmak üzere tüm topluma
numune-i imtisal olan öncü bir kişilikti o.
İslami mücadelede mesai mefhumu gözetmeden ve gece gündüz
demeden sürekli bir uğraş içinde olan, hem söylemi hem de davranışlarıyla
tebliğ vazifesini yerine getiren çağdaş bir İslam davetçisiydi o.
Siyaset kurumunun yozlaştığı, siyasetçilerin değer kaybı
yaşadığı bir dönemde aziz İslam’ı ölçü alan bir siyasi anlayış ortaya koyarak
gıpta edilen çalışmalar yapan sevilen, sayılan ve aranan bir siyasetçiydi o.
Entelektüel
birikimi, etkileyici hitabeti, mütebessim çehresi, mücadeledeki enerjisi, çalışmalardaki
azmi, samimi davranışı, mütevazı yapısı, isabetli öngörüsü ve çözüm odaklı
bakış açısıyla insanların gönlünde taht kuran nadide bir şahsiyetti o.
Evet, kuşkusuz onun hakkında yazılacak çok daha fazla örnek
alınması gereken özelliği vardır. Çünkü 46 yıllık ömrüne çok şey sığdırdı. Onun derdi davasıydı, onun derdi toplumun
ihyasıydı, onun hedefi gençliğin şuurlu bir şekilde yetişmesiydi.
O da, bütün İslam davetçileri gibi mesuliyetlerini yerine
getirme gayretindeydi. Toplumun bu kadar bozulduğu, değer yargısını kaybettiği
bir süreçte bir insanın bile kurtarılmasını, hakka tabi olmasını, hidayete
ermesini önemseyen biriydi.
Gençlerin siyasi alanda yetişmesini önceleyen, gençlere değer
veren, onları dinleyen, onların bilinçli bir şekilde yetişip siyaset alanında
olmalarını isteyen; bunun için de gece gündüz demeden sürekli bir yerlerde
seminerler veren, konferanslarda konuşan biriydi.
O artık aramızda değildir. Allah böyle murad etti; onu genç yaşta aramızdan almayı takdir etti.
Allah’ın takdir ettiği her işte bir hikmet vardır, bir mana vardır; ibret ve
dersler vardır. Bize düşen o dersleri alabilmektir.
Bundan böyle biz dava
arkadaşlarına düşen o nadide şahsiyetin aziz davasına sahip çıkmaktır; yolundan yürümek, yetiştirmek istediği erdemli
neslin inşası için gece gündüz demeden dava saflarında fedakârlık göstererek
mücadele etmek ve yeni Mehmet Yavuzlar yetiştirmektir.
Allah bu yolda yardımcımız olsun, gayemizde bizleri muvaffak
eylesin. Bizleri davasına hizmetkâr kılsın, hak bildiğimiz yolundan ve
istikametten ayırmasın.
O kadirşinas insana da bir kez daha gani gani rahmet eylesin,
onu çok sevdiği peygamberler ve şehitlerle haşretsin.
Allah’ın selam ve rahmeti, bereket ve mağfireti onun ve tüm ehli
imanın üzerine olsun.