Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı doğal olarak tüm
dünyayı etkiliyor. Savaşın başladığı günden bu yana gündemin en çok konuşulan,
tartışılan konusu Ukrayna’da yaşanan gelişmeler. Türkiye’de de gündem genel
olarak Rusya-Ukrayna savaşı ancak aynı zamanda siyasi gelişmeler de olmuyor
değil. Bu gelişmelerden biri, 6 muhalefet partisinin dört gün önce Ankara’da
yaptığı toplantı.
Toplantıda 6 muhalefet partisi Güçlendirilmiş Parlamenter
Sistem mutabakat metnini kamuoyuna açıkladı ve sonrasında bu metne parti genel
başkanları birlikte imza attı. Hedefleri, Haziran 2023’te yapılacak olan
seçimleri kazanmak ve mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden Güçlendirilmiş
Parlamenter Sisteme geçmek.
Muhalefet partileri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemini ilk
günden bu yana çok ciddi bir şekilde eleştiriyor. Bu sistemin Türkiye’yi derin
bir siyasi ve ekonomik krize sürüklediğini ve sorunlara kalıcı bir çözüm
üretemediğini, yürütme, yasama ve yargının bağımsız bir biçimde hareket
edemediğinden dolayı kişisel bir iktidar yapısının ortaya çıktığını ve bunun da
Türkiye’yi krize sürüklediğini söylüyorlar.
Bu sebeplerden ötürü sıklıkla Parlamenter Sisteme geri
dönülmesi gerektiğini dile getiriyorlar. 6 Muhalefet partisinin oluşturduğu
Millet İttifakı’nın başarılı olup olmayacağını söylemek şimdilik zor olsa
gerek. Mutlak ifadelerle, bu ittifak seçimlerde başarı elde edecek diye bir
söylem kullanılamıyor. Tabi bunun nedenleri var. Dile getirilen ya da
getirilmeyen bazı faktörler söz konusu.
Mesela Saadet Partisi faktörü. Kimileri soruyor; Saadet
Partisi’nin Millet İttifakı’nda bulunması ne kadar doğru? Erbakan Hoca’nın
Milli Görüş geleneğinden gelen siyasi bir partinin CHP gibi bir partinin
öncülüğünde kurulan ittifakta ne işi var? Millet bunu sorguluyor, bildiğimiz
kimi Saadetliler bu birlikte hareket etmeyi hala içlerine sindirmiş değiller.
Her ne kadar gidişattan memnun değillerse de, Erdoğan’ı çok sert
eleştiriyorlarsa da, Saadet’in yerinin CHP’nin, İYİ Parti’nin yanı olmadığını
söylüyorlar.
Millet İttifakı bileşenlerini bir araya getiren en önemli
faktör, herkesin de malumu olduğu üzere Erdoğan karşıtlığıdır. Bunu çok da
saklama ihtiyacı hissetmiyorlar, siyasi yorum ve analizlerde bulunurken
bilinçaltlarında bulunun düşüncelerini dışa vuruyorlar. Derinlemesine bir
yaklaşımda bulunulduğunda, bu partilerin zihniyet ve düşünce bakımından ve
sosyolojik açıdan birbirlerinden ayrı ilkelere sahip olduklarını görmek
mümkündür. Ancak Erdoğan karşıtlığı, aralarında bulunan farklılıkları ve
ayrılıkları görmelerine engel oluyor.
Muhalefet, uzunca bir metinden oluşan çalışmada neden
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesi gerektiğini açıklayarak bu
metindeki maddeleri şimdiden işlemeye, millete götürmeye başladı. Haziran
2023’te yapılacak olan seçimlere kadar bu mutabakat metnini çok sıkı bir
şekilde gündemde tutmaya ve bunu millete benimsetmeye çalışacaklar.
Öyle görülüyor ki muhalefetin seçim hazırlığının ilk aşaması
tamamdır. Diğer taraftan AK Parti, muhalefetin bu seçim hazırlığına karşı henüz
bir cevap vermiş değildir. Başka partileri ittifaka dâhil ederek ya da farklı
formüller ortaya koyarak kimi kitlelerin desteğini alarak yoluna devam edeceği
düşünülen AK Parti’nin de muhalefete karşı dile getireceği söylem ve
çalışmaları olacaktır muhakkak. Nasıl bir söylemle, nasıl bir çalışmayla cevap
verecekler, bekleyip görmek gerek. Son durumlar, son gelişmeler, yayınlanan son
anket sonuçları AK Parti açısından hiç de iç açıcı değil. Halkın yaşadığı
ekonomik sıkıntı ve sorunlar zaten almış başını gidiyor. Halk bu konudan çok
şikâyet ediyor.
Bu gelişmelerin AK Parti’ye puan kaybettirdiği bir gerçek.
Muhalefet bunu çok iyi kullanıyor. Bundan dolayı AK Parti her şeyden önce yani
2023 seçim manifestosunu açıklamadan evvel milletin ekonomik sıkıntısına çare
bulmalıdır. Ekonomik sıkıntılara, hayat pahalılığına, akaryakıt ve gıda
zammına, yüksek elektrik ve doğalgaz faturalarına bir çözüm bulmadan ve aynı
zamanda milletin ve memleketin çıkar ve maslahatını önceleyen hak ve hakkaniyet
üzere olan plan ve stratejiler geliştirmeden, seçimler için halkın huzuruna
çıkarsa, halkın vereceği cevap AK Parti’yi memnun edecek bir cevap
olmayacaktır. Bunun şimdiden hesap edilmesi gerekmektedir.