İşgalci terör rejimi, yerinden edilmiş sivillere
yönelik bombardımanla çadırlarda yangınlara ve yüzlerce çocuk ve kadının
ölümüne neden oldu. Buna karşılık dünyada insani tepkiler zirveye çıktı; ama
soykırım ortağı Amerika tarafından yapılan resmi açıklamayla “Kırmızıçizgilerin
halen aşılmadığı” söylenerek, işgalci teröriste yardım etmeye devam
edeceklerini teyit ettiler.
Refah bölgesi yoğun bir şekilde vuruluyor.
Teröristler, devasa güçlerine rağmen karada İslami
direnişin kahramanlarından ağır darbeler alıyorlar.
8 aydır “Esirleri kurtarma” bahanesiyle sağlam tek
yapı bırakmadan Gazze’yi bombardımana tutan, 3 binden fazla katliama imza atan
işgalci teröristler, tek tek ya da topluca gruplar halinde cehenneme
yollanıyor. Gazze’ye gıda girişini engelleyen, yardım gönüllülerini vuran
Siyonist askerlerden bir kısmı sakat bir kısmı da psikolojisi bozulmuş bir
halde cepheyi terk etmek zorunda kalıyorlar.
Ve belki de en önemlisi bu kadar vahşi bombardımana
rağmen tanklarla, zırhlı araçlarla Gazze’ye girmeye çalışanların bir kısmı
birkaç gün önce esir alındı.
Öte yandan dünyada vicdan sahibi insanlar soykırımı
lanetliyor ve hatta yaşananlar karşısında “Yahudi soykırımı” iddiasını
sorgulamaya başlıyorlar.
Siyonist terör rejimi için “Holokost efsanesinin
çöküşü” dünyadaki Siyonist rejim aleyhtarlığından, Siyonistlere yönelik ambargo
çağrılarından çok daha yıkıcı bir şey.
Siyonist güdümlü medya ve siyasetin ısrarla dile
getirdiği “meşru müdafaa” argümanı, artık “işgalci için meşru müdafaanın
olamayacağı” gerçeği ile sarsılıyor.
Kan içici Netanyahu ve dostları “işgalci rejim”
oldukları gerçeği ile mücadele etmek için yeni yollar bulma peşine düşmüş
durumdalar.
Kendilerini hedeften çıkarmak için Filistinliler
üzerinden “bilim soslu” kirli bilgiler paylaşıyorlar.
Terörist Netanyahu, sosyal medya hesabı üzerinden
yayımladığı mesajında ‘tarihte yaşamış Filistinlilerin Avrupa’nın güneyinden
geldiğini, şimdiki Filistinlilerin kökeninin ise Arap yarımadasına dayandığını
ifade ederek şimdiki Filistinliler ile eskileri arasında hiçbir bağlantının
olmadığını’ iddia etti.
Gazze halkının tarihte görülmemiş bir metanetle
direnmesi, İslami direniş hareketlerinin “ölümü öldürmüş” şehadet aşıkları ile
ortaya koydukları destansı mücadele, teröristlerin kimyasını da akıl sağlığını
da bozmuş durumda ve bu Netanyahu gibi diğer teröristlerin sözlerinden de
anlaşılıyor.
Kudüs tarihi araştırmacısı Cemal Amr, Netanyahu’nun
Filistinlilerin kökenine dair iddiaları için şu ilginç ve dikkate değer
tespitte bulunuyor: “Bu iddia israil’in yok olma sebebi olacak. Zira israil’i,
şimdiki Yahudilerin kökeni konusunda karanlık bir tünele sokacak.” Cemal Amr,
işgal topraklarında bulunan şimdiki Yahudilerin yetmişi aşkın ülkeden
geldiklerini söylüyor. Amr, mevcut işgal rejimi vatandaşlarının daha çok Doğu
Avrupa, Rusya ve Etiyopya’dan geldiğine işaret ederek, bazılarının Yahudi bile
olmadığını ifade ediyor.
Netanyahu, şimdiki Filistinlilerin “Arap olduğunu”
söyleyerek, tabiri caizse kendi ayağına sıkıyor. Öyle ya Trump döneminde Jared
Kushner tarafından titizlikle yürütülen “Yüzyılın ihaneti” projesi ile
Filistinlilerin Filistin’den tümüyle çıkarılması kapsamında adımlar atılıyordu.
Bu arada Körfez medyasında “Filistinlilerin Arap olmadığı” işlenerek “Arap
sokağının gündemi” olmaktan tümüyle çıkarılması yönünde makaleler
neşrediliyordu. Yeni Arap milliyetçilerinin Siyonist rejim ile daha sıkı
ilişkiler kurmasının önündeki en önemli engeldi Filistin sorunu.
Gazze’de işlenen soykırım ile Filistin sorunu
“insanlık sorunu”, “vicdan sorunu” haline gelirken, yeni Arap milliyetçilerinin
tezleri de çöp haline geldi.
Siyonistler işgalcidir ve işgale karşı her türlü
direniş meşrudur.
Amerika’nın kırmızıçizgilerinin ise ahlak, vicdan ve
insanlık ile hiç alakasının olmadığı daha net ve berrak bir şekilde açığa çıkmış
oldu.