Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da
O’nun pak Rasulüne olsun.
Gece birçoğumuzu uykumuzdan uyandıran, kıyametin koptuğu korkusu veren, on bir
şehri birden ciddi derecede etkileyen depremden bu yana bir ay geçti. Bu
süreçte defalarca depremler yaşadık. Ve hemen hepimizin dikkat ettiği husus şu:
“Kolonlarımız sağlam mı?”
Evinin duvarları patlayanlar da kolonlara bakıyor, evinde çatlak dahi
olmayanlar da. Yetkililer kolonları kontrol ediyor; enkazdan numuneyi bile en
çok kolonlardan alıyorlar. Çünkü kolon önemli… Duvarlar zarar görmüş olabilir
ancak kolon sağlamsa duvar onarılır ve evin içinde oturulmaya devam edilir.
Duvarlar zarar görmemiş ama kolonlar yetersiz ise, o evin yıkılması yahut
desteklenmesi gerekir.
Kolon, yani direk… Evi ayakta tutan nasıl ki bu direklerse, imanı ayakta tutan
da Efendimiz(sav)’in ‘dinin direği’ olarak nitelendirdiği ‘namaz’dır. Depremden
sonra evlerimizin direklerini kontrol ettiğimiz gibi dinimizin direğini hiç
kontrol ettik mi? “Nasıl kılıyorum, bu namaz beni ayakta tutar mı, Hakk’a yakın
kılar mı?” diye düşündük mü?
Ülkemizde evlerin sağlam olmamasına o kadar alışılmış ki, insanımız onca
tatbikat ve uyarıya rağmen çöküp kapanıp tutunmak yerine, duvarlara çarpa çarpa
kendini dışarı atmayı yeğlemiş. Bunu birçok videoda izlemişsinizdir. Acaba
evlerimizin direklerinin sağlam olmamasına alıştığımız gibi dinimizin direğinin
de sağlam olmamasına alışmış olabilir miyiz? Ya dininin direği hiç olmayanlar?
Cuma namazı vakti evinde arama kurtarma haberleri izleyip camiye gitmeyen
erkeklerin, olası bir deprem için deprem çantası hazırladığı halde namazını
ihmal eden kadınların, sanki hiç deprem olmamış gibi, okulların tatil olmasını
da fırsat bilerek oyuna telefona dalan ve uyarılmasa namaz aklına hiç ama hiç gelmeyen
gençlerin dini kaç şiddetinde depremin enkazı altında?
Depremin şiddeti biraz azalınca kendini hemen alışık olduğu kötü mekânlara atan
insanlarımızı hiç söylemiyorum bile. İnsan Allah’a inanmasa bile kötünün kötü
olduğunu bilecek bir akla sahiptir.
Binamıza ve namazlarımıza olduğu gibi hepimiz dönüp bir ailemize de bakalım.
Kolon evin, namaz dinin, baba da evin direğidir. Özellikle babalar, çocuklarına
bir baksınlar. İnsan güzel ahlakıyla örnek olur evladına. Efendimiz(asv)
“Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlaktan daha kıymetli bir miras bırakmamıştır.”
(Tirmizî, Birr, 33) buyurur. Ancak günümüzde çocuk en çok annenin eliyle
şekilleniyor, babanın tatlı sert merhameti ve terbiyesinden uzak bir şekilde.
Halbuki baba, çocuğunun elini tutsa, biraz gezmeye götürse, biraz başını
okşayıp merhametini gösterse, müsait zamanlarda “Haydi camiye gidelim.” dese,
iltifat etse ona… Hem ailede hem toplumda her şey o kadar değişecek ki.
Rabbim dinimizi, ailemizi ve bizi göçük altında kalmaktan muhafaza buyursun.
Bizi ve toplumumuzu ayakta tutan bütün direklerimizi sağlam kılsın. Her
fırsatta namazı bırakan değil de her vesile ile namaza yönelenlerden eylesin
cümlemizi. Âmîn…
0 yorum