29 yıl önce bu elim katliamın
olmasından bu yana, acısı hala yüreklerde yer alıyor.
Elbette ilk dönem gösterilen
ilginin aynısı maalesef yok.
Gittikçe körelen ve
duyarsızlığın arttığı bu meselede yeni ve aktif yahut daha canlı yaklaşımlar
sergilenmelidir.
Bu niyetle ziyaret ettiğim ve
bu konuda ilk günden bu yana kamuoyunu bilgilendiren Başbağlar derneği Başkanı
Mehmet Ali Dikkaya ve yardımcısı Erhan Aydınlı’dan öyle şeyler duydum ki adeta
nutkum tutuldu.
Bir katliam karşısında başta
devlet, sonra İslamî kesimler bu kadar duyarsız kalabilir mi?
Köye yapılan saldırı için
yakalananların çok basit gerekçelerle serbest bırakılması, hatta berat
ettirilip tazminat almaları akıl kârı değil.
Köyün yakılan evlerinin
buldozerlerle sonraki gün, yapılabilir halden tamamen yıkılması ve ölenlerin
saygısızca kamyonlara doldurulması, bunu doğrulayan ve gazetelere yansıyan acı
fotoğraflar, dönemin yüz karası utanç fotoğraflarıdır.
Köylüleri evlerden adlarını
söyleyerek çağırmaları ve köyde çalışan yabancı birinin telsizle baskına
gelenlerle irtibatlı olması dikkat çekiciydi.
Öyle ki bu adamı yanında
yabancı diye götürmeleri, katliama göre çok ilginç bir merhamet örneğiydi.
Adamın dereye düşüp kaçtım
diye mahkeme ifadesi, olmayan dere ve olmayan su olması açısından da ilginç
olmakla beraber onlarla beraber gitmesi gerçeğini değiştirmez.
Mazlumlukta moda tabirle
level atlayan bu köyün yaşadıkları, yıllar geçse de unutulacak cinsten değil.
Susa katliamı acı gerçeğinin
benzeri olan bu katliam, bir tesbih gibi 33 kişinin şehadetiyle noktalanmış.
İslamî hassasiyetleri çevre
köylere nazaran oldukça iyi olan, bayanları genellikle çarşaflı ve halkı
inançlı olan bu köyün sesi olma noktasında da İzmir’e sürülen mahkeme yolunda,
neler çekilmiş neler…
Bireysel destekler moral
açısından ilaç gelse de camialar olarak pek sevindirici destekler görmemişler.
Rahmetli Erbakan hocanın bir
kısım desteği de bireysel destekler gibi sevindirmiş.
Erhan beyin “Şehitler
Kervanı”ndan Başbağlar ezgisini dinlemesi ve yaptıkları basın açıklamalarında
yanında Susa mazlumiyetini yaşayanları görmesinin sevinç ve şaşkınlığı,
gözlerinden okunuyordu.
Mazlumların simalarına yıllar
yılı yayılan mazlumiyeti, bu kardeşlerimizin de yüzlerinden tavırlarına kadar
sirayet etmiş gördüm.
5 Temmuz; bu acının yıl
dönümü dillendirmek ve canlı kalmasına sebep olmak adına, nesilden nesile
aktarılması gereken UNUTULMAYAN MAZLUMİYETLERdendir.
0 yorum