4

Genç nüfusun artmasıyla birlikte; arz ve talep dengesinin korunamamasından ötürü meslek edinme yolunda zorlu bir rekabet meydana geldi. Rekabet meslek edinmenin ön koşulu olan sınavlar aracılığıyla gerçekleşiyor.

Ülkemizde sınavlar yapılmaya başladığı günden bugüne; çocuklar ve aileler sınav stresi ile karşı karşıya.

Bu sınavların en büyük mağduru ailelerden ziyade çocuklar. Çünkü çocuklar hem kendi yaşadıkları stersi hem de ailelerinin yaşadığı stresi iliklerine kadar yaşıyor.

Çocuklarının ilgi ve yeteneklerini dikkate alan aileler; sınav süreçlerini çocuklarıyla birlikte daha az stresle atlatabiliyor.

Çocuklarının ilgi ve yeteneklerini dikkate almayan aileler ise; sınav süreçlerini çocuklarıyla birlikte aşırı stresle sağlıksız bir şekilde atlatıyor. Ancak bu ailelerin çocuklarının ömrü, ilgisiz oldukları ve yetenekleriyle uyuşmayan mesleklerin peşinde ve içinde koşmakla geçerek ziyan oluyor. Kuşkusuz bu aileler iyi niyetle, çocuklarının geleceğini düşünerek böyle yapıyor.

Çocuklarının ilgi ve yeteneklerini dikkate almayıp bununla birlikte sürekli çocuklarını akranlarıyla kıyaslayan aileler de var maalesef.

Tüm bu yanlışları artık terk etmeliyiz.

Her çocuk ayrı bir alemdir. Her çocuğun ilgi ve yetenekleri farklıdır. İlgi ve yetenekleri farklı olan çocukları nasıl aynı sınav üzerinden kıyaslayabiliyorsunuz Allah aşkına. Bu sınavlar sizin çocuklarınızın ilgi ve yeteneklerini bilmiyor. Bu sınavlar sizin çocuğunuzun ilgi ve yeteneklerine göre düzenlenmiş bir sınav değil. O halde çocuğunuzun başarı kıstası bu sınavlar olamaz. Çocuklarınızın başarılarını sınav sonuçlarında aramayın, ilgi ve yeteneklerinde arayın.

İslam öncesinde nadiren de olsa bazı araplar geçim korkusundan dolayı çocuklarını öldürüyordu. Bunun üzerine Rabbimiz emredip nehyetti ve dedi ki: “Fakirlik korkusuyla çocuklarınızın canına kıymayın! Biz onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.” (İsra Suresi 31.Ayet)

Fahreddin er-Razi Rabbimizin buyruğunu tefsir ederken diğer müfessirlerden farklı olarak bedenin ölümüyle birlikte ruhun ölümüne de dikkat çekiyor ve diyor ki: "Çocuklara karşı sevgisizlik, ruhun şiddetle karardığına ve kalbin katılaşmışlığına delâlet eder; bu cürüm kötü ahlâkın en belirgin örneklerindendir. Allah, öyle kötü huyların önlenmesi maksadıyla evlâtlara güzellikle davranmayı teşvik etmiştir."

Muhterem aileler, bu yanlışlarımızı doğruya dönüştürelim. Evlatlarımızı yarış atına, dünyalarını da hipodroma dönüştürmeyelim. Bugün İslam öncesinde bazı arapların yaptığı gibi çocuklarınızı bedenen öldürmüyorsunuz ama farkında değilsiniz, sizin de çocuklarınız ölüyor. Çocuğun bedeninin canlılığı sizi aldatmasın. Ruhu ölen çocuğun bedeni tarla korkuluğundan farksızdır. Bir korkuluğa doktor önlüğü giydirmekte anlamsızdır.

Bir çocuğun ilgilerini, yeteneklerini ve hayallerini yok saymak o çocuğu öldürmektir. Çocuklarınızı kendi hayallerinize kurban etmeyin. Yapmayın bunu artık, lütfen çocuklarınızı öldürmeyin.

Bütün meslekler birer araçtır. Çocuğunuz mutlu olduktan sonra mesleğin adının bir önemi olmamalı. Çocuğunuz resim mi çizmek istiyor bırakın çizsin, amele mi olmak istiyor bırakın olsun, doktor mu olmak istiyor bırakın olsun.

Bırakın yeteneği neyse, ilgisi neyeyse o olsun. Hiçbir sınav ve meslek sizin çocuğunuzdan daha değerli değildir.

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *