18

1400 yıl önce Hayber kalesine sığınan Yahudiler yiyecek ve içecek stokladıklarında Peygamber Efendimizin (sav) kuşatmayı kaldırıp gideceğini düşünüyorlardı. Onlara göre kaleleri çok sağlam, sarp ve yüksek bir kayalıktaydı. Müslümanlar tarafından atılan ok ve taşlar hedefe ulaşamadan geri geliyordu.  Hayber Kalesinde amaca ulaşılamadığı her an Müslümanların zafere olan inancı daha da azalıyordu.

İslam ordusu kararlı bir şekilde günlerce bekledi. Yiyecekleri ile  beraber moralleri de tükenmek üzereydi. Epeyce uzun bir bekleyişten sonra Peygamber Efendimiz (sav) yeni bir strateji geliştirdi. Kaleyi besleyen ve Yahudilere ait olan tüm hurma ağaçlarının kesilmesini emretti. Hayber Yahudilerinin ekonomisi böylece kökünden kurutulmuş, gelecekle ilgili bütün hayalleri yıkılmış oldu.  Çünkü o günün Yahudileri için de para ve zenginlik demek, her şey demekti. Ağaçlar kesildikçe onlar için direnme umudu da kalmıyordu. En sonunda anlaşma yapmak zorunda kalıp alabildikleri kadar yükle birlikte Hayberi terk edip gitmek zorunda kaldılar. Böylece Yahudiler yaptıkları ihanetin sonunda zorla sürgün edilip başka yerlerde yaşamak için bölgenin dışına çıkarıldılar. 

1400 yıl sonra yeniden Hayberi  kuşatmanın zamanı gelmedi mi sizce de?  Tüm Müslümanlar Tel Avivi işgal etse Yahudiler ne kadar dayanabilir? Şimdi Yahudinin tüm dünya üzerindeki hurma ağaçları konumunda olan ürünlerini raflarda bırakıp, fabrikalarını kapanmanın eşiğine getirmenin zamanı geldi. Hayber savaşına katılmak istiyorsak herkes Yahudi ürünlerini boykot etmek suretiyle Tel Avivi dolaylı olarak kuşatmalıdır.  Yahudiyi besleyen tüm hayat damarları kesilerek bu coğrafya onlara dar edilmelidir.  Hurma ağaçlarının kesilmesi, Hayberin kuşatılması da göstermektedir ki  Yahudiler laftan, sözden anlamaz.  Onlara anladıkları dilden cevap vermek gerekir. Her ne kadar geçici bir ateşkes yapıldıysa da medyada zulmün ve saldırının şiddeti biraz düşürülerek devam ettiğini müşahade ediyoruz.  Bu ateşkesin kalıcı olması için her Müslümanın üstüne düşeni yapması elzemdir.

Gerçekçi olmak gerekirse hamasetle, lanet etmekle sorun çözülmüyor. Sert sözlerin hiç biri Siyonistlere ulaşmaz. Onun için Kudüs özgür olana kadar gündemimizde olmalı. Yazılan yazılarda, çizilen resimlerde, televizyonlarda, radyolarda, kendi aramızdaki konuşmalarda kısacası her anımızda gündem Kudüs ve boykot olmalı. Belki boykotu basite alanlarımız var ama sanıldığı kadar basit olmadığını ve etkisinin çok fazla olduğunu görmek isteyen varsa piyasada indirim yapılan ürünlere baksın. Büyük çoğunluğu Siyonist Yahudilerin ve işbirlikçilerinin sahip olduğu markalardır. Nasıl ki damlaya damlaya göl oluyorsa, o damlalar bir bir kesilerek o göl önce küçültülüp en sonunda kurutulabilir.

Müslümanların evine giren her Siyonist malı temizlik ürünü,  yiyecek, içecekler  ve kıyafetlerin  hepsi günümüzde Siyonist Yahudiler için birer hurma ağacıdır.

 Siyonistlere karşı çağdaş  Hayber savaşına katılmak istiyorsak elimize boykot baltasını alıp hurma ağaçlarını kesmeye koşmalıyız.  Zaman sadece konuşmak zamanı değil, ayağa kalkmak ve eyleme geçme zamanıdır. Kudüs insanlığın onuru ve direnişidir. Önce Kudüs kurtarılacak sonra diğer bütün ciğerparelerimiz… Kudüs özgür olmadan insanlık adına özgürlükten bahsedilemez. Kudüs kurtarılmadan Müslümanların onuru kurtarılamaz.

1400 yıl önce Efendamiz(sav) bize her konuda olduğu gibi Siyonist çeteyle nasıl mücadele edeceğimiz konusunda da yol göstermiştir. Başta Kudüs olmak üzere işgal altıda bulunan İslam coğrafyasında, mazlum beldelerde Siyonist Yahudilerle mücadelede Nebevî Metod uygulanmadan başarı elde edilemez. Şunu bir kez daha belirtelim ki: aldığımız söz konusu ürünlerle zulme ortak olurken, almadıklarımızla mücahitlere destek oluruz.

Siyonist gölünü damlaya damlaya büyütmek yerine, ürünlerini almaya almaya o gölü kurutmak dileği ve duasıyla…

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *