87


MEB, mart ayının ilk haftasında 2021 yılı için 20 bin sözleşmeli öğretmen alımı için branş bazlı kontenjan takvimini açıkladı. Yalnız ne şubat ayında açıklanan kontenjanlar ne de mart başında branş bazlı içerik pek iç açıcı değildi. Eğitim camiasının beklentisi en az 40 bin atamayken şubat ayındaki müjdeli (!) 20 binlik açıklama öğretmen adaylarında adeta şok etkisi yarattı. 20 binlik açıklama eğitim camiasını resmen yasa boğdu. Binlerce öğretmen adayının atama ile ilgili hayaller suya düştü. 

Bir diğer sıkıntı ise, 20 bin kontenjan için takvimin uzun süreye yayılmış olması ve gelecek sınavdan sonraya bırakılmış olmasıdır. Tamamen ekonomik olarak olaya bakılmış. Öğretmenlerin ihtiyaçları dikkate alınmamıştır. Takvimin sınavdan sonraya sarkması bu sene için alımların bittiği manasına geliyor. Hem sürecin uzaması hem de beklentinin altında atama yapılacak olması umutları tamamen yok etti.

Şubat ayında alım sayısı belli olmuştu. Şimdi de takvim belli oldu. Takvim ise şöyle programlanmış: Ön başvuru ve sözlü sınav merkezi tercihleri 15-26 Mart'ta, atama tercihleri 1-6 Eylül'de alınacak, sonuçları ise 8 Eylül'de duyurulacak. Şubat ayından Eylül ayına kadar uzun bir süreye yayılmış takvim. Alımlar sınavdan sonraya bırakılacağı için atama noktasında sınırda olanlar yani kritik olan öğretmen adayları tekrar sınava başvurup hazırlanmak zorundalar. Bu da ayrı bir stres, sıkıntı ve ayrı bir ekonomik zarar. En fazla iki ay sürecek bir düzenlemeyi 6 aya yaymak öğretmen adaylarını düşünmediklerini gösterir. Tamamen ekonomik olarak düşünülmüş bir karara benziyor. 

Bir diğer sorun ise kontenjanın içeriğidir. 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan kontenjanlara göre ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler Kürtçe ile Yaşayan Diller ve Lehçeler Zazaca’ için toplam 3 kontenjan belirlendi. Bu durum kardeşlik hukukuna hiç de uymaz. Kardeşliğe kontenjan engeli denir buna. Ülkemizi bölmek isteyen devletlerin dillerine yüksek kontenjan verilirken; kardeş dediğiniz, devletin kurucu unsurlarından olan ve bu devlet kurulurken büyük bedeller ödeyen Kürt halkına 2 kontenjan verilmesi doğru değil.

Bir de Kürtçe ve Zazaca için yaşayan diller ismini takmışlar. Yaşamak buysa şayet öldürmek nasıldır acaba? 

Cihana hakim olan Osmanlı Devletini yaptığı şeytani siyasetiyle parçalayan İngilizlerin diline 1938 tane öğretmen kontenjanı verildi. Osmanlıyı kendi emelleri için yanında alan Almanlara 210 kontenjan verildi. 

17.yy'dan beri Osmanlının içindeki azınlıkları kullanarak isyana teşvik eden ve Karadeniz'den Akdeniz'e ulaşmak için özel anlaşmalar yapma arayışına giren ve 1.cihan herbinde Doğu’da Osmanlı'ya saldıran Rusların diline de 25 kontenjan verildi. Ama Rusların saldırısına kendini kurban eden Kürtler ve Zazalara ise 3 kontenjan vermek hiç de kardeşliğe sığacak bir durum değildir. Acaba ülke içinde Rusların sayısı, Kürtlerden daha mı çok bu kadar kontenjan veriliyor? Kürt dilinin yasaklanmasından dolayı ve bunu devlete karşı kullanan Devlet ve örgütler olmasına rağmen bu sorunu sürüncemede bırakmak akıl kârı mıdır? Terörün bitmesi için, terörün nemalandığı bataklığı kurutmak gerekmiyor mu? 

 

MEB tarafından 2012 yılında müfredata alınan ve halkın seçmeli Kürtçe dersine ilgi göstermesine rağmen MEB'in öğretmen kontenjanı ayırmaması kaynaklı sevinçler kursaklarda kaldı. Üniversitelerin Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinden ise şuana kadar 2000 kişinin mezun olmasına rağmen, son 9 yılda 59 kişiye kontenjandan yer verdiler. Binlerce öğrencinin başvurduğu Kürtçe ve Zazaca seçmeli derslere öğretmen atamamak, yetkililerin dilindeki kardeşlik sloganlarının sözde kaldığını gösteriyor. Gerçek kardeşliğin gereğini yerine getirenlerden olmak duasıyla... 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *