29


                Susa’yı bizlere yaşatan hain güruh çok geçmeden Başbağlar ile bir kez daha yüreğimizi dağlayacaktı.

                Dersim, Madımak, Susa, Başbağlar ve daha niceleri. Hepsi de aynı zihniyetin dışa yansımasıdır. Dersim’i bombalayan zihniyet, 1993 yılında önce Sivas Madımak’ta insanları yakmayı denedi, yetmedi, üç gün sonra Başbağlar’da kullandığı tetikçiler vasıtasıyla 33 canı, yakarak, silahla tarayarak katletti.

                Ancak Madımak ile Başbağlar’ı yaptıran zihniyet aynı olmasına rağmen, Madımak’ta katledilenlere sahip çıkıldığından, sahipsiz kalan güya failler hala hapishanelerde çürümeye devam etmektedir. Madımak’ı yaktıranlar, insanları göz göre göre kurşunlayanlar aramızda dolaşırken, olayla uzaktan yakından alakası olmayanlar çilehanelerde çile çekmeye devam etmektedirler.

                Aynı şekilde Başbağlar’ı yakanlar belli olmasına, hatta daha önce tutuklanmalarına rağmen nedense serbest bırakıldılar ve onlar da aramızda yüzümüze sırıtarak yaşamaya devam etmektedirler. Çünkü o katiller birileri tarafından korunmaya devam edilmektedir.

                Aradan 27 yıl geçmesine rağmen hala bu faillerle ilgili bir hukuk işlem yapılmış değil. Ne zaman adalet yerini bulacak? Suçlular ne zaman adalete hesap verecek? Bu sistemin adaletinin ipi çok uzun. Tutalım bir ucundan ne zaman ipin diğer ucuna ulaşırız Allah bilir.

                Şu bir gerçektir ki, artık eski Türkiye yok. Faili meçhuller cinayetler, derin suikastlar, karanlık işler artık yok. Ama eskilerin hesapları da ne yazık ki bir türlü sorulmadı. Veya sorulamıyor mu diyelim. Ne Adnan Kahveci’nin, ne Recep Yazıcıoğlu’nun, ne Turgut Özal’ın, ne Muhsin Yazıcıoğlu’nun, ne Eşref Bitlis’in ölümlerinin hesabı sorulabildi.

                Madımak, Susa, Roboski ve Başbağlar da bu zincirin halkalarından biridir. Failler ne zaman bulunur, vicdanlar ne zaman rahatlatılır belli değil. Ne zaman ki, gerçek iktidar sahipleri isterse, ya da günah çıkartmak isterse o zaman olur. Fransa 170 yıl sonra tarihiyle yüzleşti. Bizler de  o kadar bekleyecek miyiz? Gerçeklerin mutlaka bir gün ortaya çıkma gibi bir huyları vardır. Tarihin karanlık sayfaları elbet bir gün aydınlatılır.

                Şu an bekliyoruz. Sabırla, metanetle bekliyoruz. Gerçeklerin ortaya çıkarak mazlumların haklarının iade edilmesini bekliyoruz. Gerçek katillerin hesap vermesini bekliyoruz. Adaletin, ahiretteki önceki durakta, dünyada yerine gelmesini, mazlumların dünya gözüyle adaletin tecelli ettiğini görmelerini, faillerin de cezalandırılmalarını bekliyoruz.

                Beklerken de ilgililere sesleniyoruz.

                Başbağlar’ın faillerini yakalayıp bırakanların kimler olduğu açıklamalarını ve tekrar faillerin yakalanıp cezalandırılması için neden harekete geçmediklerini sormak istiyoruz.

                Madımak’ta suçlu olmadığı halde yıllardır hapis yatanların ne zaman hürriyetlerine kavuşacaklarını sormak istiyoruz.

                Madımak’ta silah kullanarak ilgisiz insanları öldüren sanatçı kimlikli insanların neden yargılanmadığını sormak istiyoruz.

                Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehit edilmesindeki sır perdesinin neden aralanmadığını sormak istiyoruz.

                Daha sorulacak çok soru var sevgili dostlar. Ama cevap vermeye niyeti olan yok.

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *