Aylardır Gazze’de soykırım yapan, okulları, hastaneleri, üniversiteleri, yaşam alanlarını bombalayan, kadın çocuk demeden on binlerce Filistinliyi katleden ve bu yaptığı vahşiliklerle insanlık tarihine kara bir leke olarak kaydedilen siyonist işgal rejimi, gözü dönmüş bir şekilde yeni bir cürme, yeni bir barbarlığına daha imza attı. HAMAS’ın aziz lideri İsmail Heniye’yi İran’ın başkenti Tahran’da kaldığı bir evde alçak bir saldırı sonucu şehit etti. Filistin davası uğruna ailesinden onlarca şehid veren İsmail Heniye’nin şehadeti mübarek olsun.
Şehadeti, ümmetin uyanışına, birlik ve beraberliğine vesile olsun. En büyük isteklerinden biri olan şehadete ulaşan aziz şehid kaybedenlerden olmadı. Bilakis kazananlardan oldu. Filistin direniş hareketi, Kudüs yolunda bir şehit daha kazanmış oldu. O şimdiye değin “şahid”ti, şimdi ise şehit. Şehitlerin kanları berekettir, inşallah Aksa Tufanı Şehidi Mücahit İsmail Heniye’nin kanı da bereketli olacaktır. Kanı; zalimlerin, katil siyonistlerin, ihanet içinde olan satılmış ve aşağılık işbirlikçilerin sonunu getirecektir.
Evet, Heniye’nin kalleş bir saldırı sonucu şehit olması elbette bizleri derinden üzdü, hüzne boğdu. Şehadetinden sonra gözlerimiz yaşardı, boğazımız düğümlendi, kalplerimiz hüzünlendi, öfkemiz kabardı. Ancak şunu biliyoruz ki Filistin davası mübarek bir davadır. Bu mübarek dava uğruna bugüne kadar nice lider, nice dava adamı şehit oldu. Şeyh Ahmet Yasin, Abdülaziz Rantisi, Yahya Ayyaş, Salih Şehade, Nizar Reyyan gibi Filistin davası uğruna büyük mücadeleler veren aziz dava adamları Kudüs’ün özgürlüğü yolunda şehadet şerbetini içti. Allah hepsinin şehadetini kabul eylesin.
Biliyoruz ki bu dava çok büyük bir davadır; bu dava tevhid önderleri peygamberlerin davasıdır, bu dava İslam önderlerinin davasıdır, bu dava öncü sahabelerin davasıdır; Hz. Hamza’nın, Hz. Hanzala’nın, Hz. Musap’ın, Hz. Cafer’in, Yasir ailesinin davasıdır. Bu dava kitlelerin uyutulup sindirildiği dönemlerde toplumu pak ve temiz kanlarıyla harekete geçiren İslami hareketin şehitlerinin davasıdır. Bu dava, oğlunu, kızını, eşini ve birçok akrabasını siyonist bombardımanda kaybettiği halde duruşundan ve metanetinden taviz vermeyen eli öpülesi muhterem Filistinli annelerin, bacıların davasıdır.
Evet, bu dava çok büyük bir davadır; bu dava aziz İslam davasıdır, bu dava İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve kutlu belde Kudüs’ün özgürlük mücadelesinin verildiği mübarek bir davadır. Bu dava Furkan davasıdır, Kur’an davasıdır; safların belirginleştiği, zalim ve mazlumun net bir şekilde ortaya çıktığı bir davadır. Bu dava için elbette en iyilerin, en yiğitlerin, en şereflilerin feda edilmesi gerekir. Filistin davasının öncü ve önder isimlerinden olan muhterem İsmail Heniye de bu aziz ve büyük dava yolunda şehitler kervanına katılarak bedeli canıyla ödedi. Allah şehadetini kabul buyursun.
Yeryüzünün lanetlileri olan işgalci siyonistlerin İsmail Heniye’yi hedef alması, pervasızlıklarını ve savaşı bölgesel bir savaş haline getirmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Katil işgalcilerin rahat olmasının sebebi, arkalarına aldıkları emperyalist güçtür. İşgalcilerin işlediği her cürümde, yaptığı her katliamda ortağı ve destekçisi ABD de sorumludur. İşgalciler tek başlarına HAMAS, Hizbullah ve Yemen ile baş edemeyeceklerini bildiklerinden dolayı her şeytanlığı yapıp ABD’nin de savaşa dâhil olmasını hedeflemektedirler. Bu yüzden bölgesel bir savaş çıkarmak istemektedirler.
Allah onların planlarını, hesaplarını başlarına geçirsin. Yüreğimizi yaktıkları gibi Allah da onların yüreğine ve hanelerine ateş düşürsün. Onların birliklerini dağıtsın, ittifaklarını bozsun, aralarındaki nizayı artırsın. Allah cihad meydanlarındaki kahraman mücahitlere de metanet ve sabır versin ve onlara açık bir zafer nasip etsin.